Saman Altından Su Yürütmek Deyiminin Çıkış Hikayesi

Buğday tarlalarını çok severim. Önce yemyeşil, sonra sapsarıdırlar. İnsana huzur verirler. Büyük şehirler bazen insana sıkıcı geliyor. İnsan bence sık sık doğayla baş başa kalmalı.

Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete. Aynen böyle. Kendimizi fena kaptırdık. Bu kitap bitince birileri çıkıp da “Lütfen kameraya bakın ve el Sallayın. Bu bir kamera şakasıdır.” derse, o zaman görün siz. Gerçekten şaka gibi.

Saman Altından Su Yürütmek Deyiminin Anlamı 

İnsanlar samanın altından su yürütüyorlar. Acaba bu insanlar samanın altından ayran da yürütebilirler mi? Ne günlere kaldık.

Sizce bu deyim neyi anlatmaktadır? :) 

(a) İneklerin samanı çok sevdiğini anlatmaktadır.
(b) Samanlar zamlanınca, süt ve peynirin de zamlanacağım anlatmaktadır.
(c) Samanları saklamamız gerektiğini anlatmaktadır.
(d) Bu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak mıydı yoksa?
(e) Bu deyimin anlamı çok derindir. Üstelik altından su gidiyor.
(T) Bu deyim bir devlet sırrıdır. Açıklanamaz.
(g) Bu deyimi ayakkabıcı ağabeyler bulmuş. Yürümekle ilgili sanırım.
(h) Saman değil, zaman olacaktı. Yanlış yazmışlar. (T) Bu deyim gıcıklarla ilgili bir deyimdir.
(T) Bu bir atasözüdür. Atalarımız bunu kovunca, o da gelmiş buraya sığınmış. Yani atların arasına giren eşek gibi bir şey.

Gerçek Anlamı:

Belli etmeden ortalığı karıştırmak, insanları birbirine düşürmek, gizli işler çevirmek gibi anlamlarda kullanılan bir deyimdir.

Örnek Cümleler:

Sen onun sessiz durduğuna bakma. Saman altından su yürütmeyi sever.

Yine saman altından su mu yürütüyorsun?

Saman altından su yürütüp birbirine düşürmüş insanları.

Saman Altından Su Yürütmek Deyiminin Hikayesi

Çiftçilik hem güzel hem de riskli bir iştir. Önce tarlayı Sürersin, Sonra tohumu ekersin, Sonra Sularsın ve beklersin.
Mesela buğday… Yetişme çağında bol Su ister. Bu dönemde iyi Sulama yapılmazsa, ürün zarar görür. Olgunluk çağında ise kuraklık ister. Çok yağmur yağarsa, buğdaylar zarar görür. Velhasılıkelam, ekip biçmek zor iştir.
Gelelim konumuza.

Güzel bir köy düşünün. Köyün kenarından bir nehir akıyor. Nehir dediysem öyle coşkulu, gürül gürül değil elbette. Bu, çoğu zaman cılız akan bir nehir.

İşte böyle bir nehrin kenarında onlarca tarla varmış. Suyu az olduğu için, herkes aynı anda Su alıp tarlasını sulayamıyormuş.

Köylü, sulama işini bir sıraya Sokmuş. Sırası gelen, nehirden su çekiyormuş.

Köylülerden biri uyanıklık yapmış. Aslında biz buna uyanıklık değil de aç gözlülük, bencillik yapmış diyelim.

Kendi tarlasından nehre uzanan ince bir kanal kazmış.

Bu sayede nehirdeki Suyu Sürekli alabiliyormuş. Diğer köylüler görmesin, anlamasın diye bu Suyun üzerini kuru otlarla ve samanlarla örtmüş. İnsanlar bu durumu fark edememişler. Gel zaman git zaman, hasat zamanı gelmiş. Bizim bencil çiftçinin ürünü herkesin ürününden fazla çıkmış. Bunun imkânsız olduğunu düşünen köylüler, araştırmaya başlamış ve kısa Sürede işin aslını öğrenmişler. Adamı bir güzel dövdükten Sonra “VAY UYANIK VAY! DEMEK SAMAN ALTINDAN SU YÜRÜTTÜN!” demişler.