11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kazanım Kavrama Etkinlikleri Cevapları Sayfa 32
“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kazanım Kavrama Etkinlikleri Cevapları Sayfa 32” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kazanım Kavrama Etkinlikleri Cevapları Sayfa 32
ellerden çıkma tahta bebekler gibi ve yedeklerinde kara korku sütunları getiriyorlarmış. Onlar bu taş ve kerpiç kentinden geçerken simsarlar parmaklıklı pencerelerinden gözlemişler onları, uşaklar, hizmetçiler, kapı aralıklarına yapıştırmışlar gözlerini ve analar en küçük çocuklarının yüzlerini öte yana çevirip etekleriyle örtmüşler. Kino ile Juana, taş ve kerpiç kentinden, ötedeki saz kulübelerden omuz omuza geçmişler, komşular gerileyip yol vermişler onlara. Juan Tomas hoş geldiniz demek için elini kaldırmış da ağzından tek söz çıkmamış, yalnız eli bir an havada kalmış kararsızca.
Kino’nun kulaklarında ailenin türküsü bir çığlık gibi yırtıcıydı. Dokunulmazlaşmıştı Kino, korkunçtu, türküsü bir savaş çığlığına dönmüştü. Bir zamanlar evlerinin bulunduğu yangın yerinden geçerken dönüp bakmadılar bile. Kumsalı çevreleyen sazları yarıp suya doğru yürüdüler. Kino’nun dibi delik sandalına da bakmadılar.
Suyun kenarına geldiklerinde durup Körfeze baktılar uzun uzun. Sonra Kino tüfeğini yere bıraktı, giysilerini yoklayıp dev inciyi çıkardı, avucunda tuttu, incinin yüzeyi boz renkteydi, irinliydi. O yüzeyden, kötü yüzler bakıyordu, yangın ışıkları görünüyordu. Kino incinin yüzeyinde, o küçük mağarada başı uçurularak ölen Coyotito’yu gördü. Çirkindi inci; boz renkteydi, uğursuz bir şiş gibiydi. Kino, incinin çarpık, çılgın ezgisini duydu. Eli titredi azıcık, usulca Juana’ya dönüp inciyi ona uzattı. Juana yanında duruyordu, küçük, cansız yük, hâlâ omzundaydı. Bir an, kocasının avucundaki inciye baktı, sonra Kino’nun gözlerine ve dedi ki usulca: “Hayır, sen!”
Ve Kino geriledi, olanca gücüyle fırlattı inciyi. Kino ile Juana, batan güneşin ışıklarında incinin ışıldayarak yana döne uzaklaştığını izlediler. Ötede ufak bir şıpırtıyla suların fışkırdığını gördüler. Bir süre yan yana durup o noktaya baktılar.
Ve inci, güzelim yeşil sulara battı, derinlere gömüldü. Salınan yosunlar seslendiler, el ettiler ona. Yüzeyindeki ışıklar yeşil ve güzeldi. Dipteki kumlara, eğreltimsi otlar arasına çöktü inci. Yukarıda, suyun yüzeyi yeşil bir aynaydı. Ve inci, denizin dibinde yatıyordu. Dibi tarayan bir yengeç ufak bir kum bulutu kaldırdı, kumlar çöktüğünde inci gitmişti bile.
Ve incinin ezgisi bir fısıltıya döndü, silindi gitti.
Steinbeck, J. (2018). İnci. İstanbul: Sel. s. 98-101.
1. Kitaptaki bilgiye göre “İnci”, bir Meksika halk hikâyesinden esinlenerek yazılmıştır. Bu durum romanın tarihî gelişimi hakkında size neler düşündürmektedir?
- Cevap: Roman, sözlü edebiyattaki destanın bir aşamasıdır. Modern roman olarak kabul edilen Don Kişot’tan sonra da değişim ve gelişim göstermiştir. Zaman zaman halk hikâyelerinden ve destanlarından yararlanır. (Romanın kaynağının destanlar olduğu daha sonra çeşitli unsurlar ve bu tekniklerle romanın yeni boyutlar kazandığı vurgulanır.)
2. Özet bölümünden de hareketle metindeki olayları oluş sırasına göre maddeler hâlinde yazınız.
- Cevap: “Kino’nun inciyi bulması ve satmak istemesi”, “alıcıların inciye ağız birliği ederek aynı fiyatı vermesi”, “Kino’nun inciyi şehirde satmak istemesi”, “inci tüccarlarının Kino’ya çeşitli sıkıntılar yaşatması ve Kino’nun ailesi ile kasabayı terk etmesi”, “bebeklerini kaybetmeleri, kasabaya dönerek inciyi suya atmaları”.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları Kazanım Kavrama Etkinlikleri Cevapları Sayfa 32 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.