11. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Sayfa 188
“11. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Sayfa 188 Dersdestek Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
11. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Sayfa 188
Osmanlı Devleti XIX. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkan Sırp ve Yunan isyanlarıyla dağılma sürecine girdi. Buna karşı Osmanlı merkezî idaresi ve düşünce adamları siyasi ve toplumsal birliği korumak amacıyla çeşitli fikirler öne sürdüler. Dönemin ünlü tarihçilerinden Yusuf Akçura Üç Tarz-ı Siyaset adlı makalesinde bu fikirleri Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük başlıkları altında topladı.
a. Osmanlıcılık
1860’lı yıllarda Genç Osmanlılar adıyla bir araya gelen ve aralarında Namık Kemal (Görsel 4.36), Şinasi, Ziya Paşa ve Ahmed Mithat Efendi gibi edebiyatçıların bulunduğu aydınlar Osmanlıcılık düşüncesi etrafında birleştiler.
Osmanlıcılığa göre devleti parçalanmaktan kurtarmak için ortak vatan ülküsüne bağlı bir Osmanlı milleti oluşturmak gerekiyordu. Bu amaçla ırk, dil, din ve mezhep ayrımı yapılmadan bütün Osmanlı vatandaşları haklar ve yükümlülükler bakımından eşit hâle getirilmeliydi. Ancak bu şekilde vatandaşlar arasında duygu ve düşünce birliği sağlanarak ayrılıkçı hareketlerin önüne geçilebilirdi.
Tanzimat ve Islahat Fermanları’nın ana fikrini oluşturan Osmanlıcılık Kanûn-ı Esâsî’nin ilanıyla birlikte daha kapsamlı olarak hayata geçirildi. Temel hak ve özgürlükler anayasal güvence altına alınırken bütün Osmanlı vatandaşlarının devlet yönetimine katılması sağlandı.
Ancak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Balkanlar ve Doğu Anadolu’da gayrimüslim unsurlar Rusya’nın da desteğiyle bağımsızlık girişimlerine hız verdiler. Böylece Osmanlıcılığın gerçekçi bir fikir akımı olmadığını gösterdiler.
b. İslamcılık
Dünyadaki bütün Müslümanları bir çatı altında birleştirme anlamına gelen ve Panislamizm de denilen İslamcılık, I. Meşrutiyet’in başarısızlıkla sonuçlanması üzerine güçlenen bir fikir akımı oldu. İslamcılığın en önemli savunucusu II. Abdülhamid idi. Padişah, Müslümanlarla gayrimüslimler arasındaki ilişkilerin gerginleşmesi ve İslam ülkelerinin Batılı devletlerce işgal edilmesi karşısında “İslam birliği” düşüncesini benimsedi. Böylece İslamcılığı devletin iç ve dış politikasında temel ilke hâline getirdi.
İslamcılığın bir diğer savunucusu İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Âkif Ersoy oldu. Onun düşüncesine göre Osmanlı Devleti’ndeki gerileme İslamiyet’ten uzaklaşmanın bir sonucuydu. Bu nedenle devletin çöküşten kurtulabilmesi için siyasi ve sosyal hayatın İslam’a uygun hâle getirilmesi gerekiyordu. Batı’da ortaya çıkan bilimsel ve teknolojik gelişmeler takip edilmeli ancak Batılı değerlerin benimsenmesi gibi fikirlerden uzak durulmalıydı.
II. Abdülhamid, İslamcılık düşüncesini hayata geçirmek amacıyla bütün dünyadaki Müslümanları Osmanlı yönetimi altında toplama politikası izledi. Bu ideali gerçekleştirmek için de genellikle halife ünvanını kullanıp Batılı devletlerin sömürgeleştirdikleri ülkelerdeki Müslümanları yanına çekmeye çalıştı. Ancak Osmanlıcılık gibi İslamcılık düşüncesi de hayata geçirilemedi. İlk olarak Balkan Savaşları sırasında Müslüman Arnavutlar bağımsızlıklarını ilan ederek Osmanlı Devleti’nden ayrıldılar. Birinci Dünya Savaşı sırasında da bazı Arap kabileleri, İngilizlerle iş birliği yaparak Osmanlı Devleti’nin karşısında yer aldılar.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
11. Sınıf Dersdestek Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 188 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.