
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 15


“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 15 Beşgen Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 15
değişmelerle eş zamanlı olarak yaşam biçimi, inanışı ve beklentileri; buna bağlı olarak edebiyata konu olan olayların işleniş biçimi de değişir. Sartre’a göre “Hiçbir konu, önceden edebiyat sanatının dışında sayılamaz. Bütün mesele, insanın neyi yazacağını bilmesinde”dir. Emile Zola bunu “tutanak düzenlemek” olarak adlandırır.
(…)
DİN
Bir milletin ortak inanç, duyuş, düşünüş tarzı, kısacası sosyal ve kültürel hayatı o milletin güzel sanatlarına ve edebiyatına etki eder. (…) İnsanların yaşam biçimini doğrudan etkileyen bir olgunun edebiyatı etkilememesi mümkün değildir. Örneğin; edebiyatın bir parçası olan şiir ortaya çıkış yönüyle din ile çok ilgilidir. Oyunlar ve güzel sanatların başlıca şekilleri dinden doğmuş ve uzun süre dinî özelliğini korumuştur.
(…)
Medeniyete sahip birçok toplulukta, sözlü edebiyatın ilk ürünü olan şiirin kaynağı dindir. Önceleri göçebe iken daha sonra yerleşik hayata geçmiş olan Türk toplumunun da edebiyatının temeli dine dayanmaktadır. Türklerde tek Gök Tanrı inancı vardır ve diğer dinlerin etkilerine rağmen Türkler daima yaşam şekillerine en uygun dini seçmesini bilmişler, gelişme döneminde de İslâmiyet’te karar kılmışlardır.
Türkler üzerinde en kuvvetli etki etmiş olan İslâmiyet’in kabul edilmesinden sonra bile, eski edebî şekillerin veya eski konuların İslâmî renk almış tarzına rastlanır. Dede Korkut Hikâyeleri’nde İslâmiyet’ten önceki duruma ait unsurlarla, İslâm dininin etkisi birleşmiştir.
(…)
Batılı romanlarda din her zaman ve herkes için gereklidir; ama, insanın istediği ve ihtiyacı oranındadır. Batılılar, dinlerini hayat tarzlarına adapte etmiş ve edebiyat eserlerinde kendi inanç sistemlerini ortaya koymuşlardır. Dolayısıyla birinci kaynakları dindir. Bu nedenle edebiyatçı o eserin dayandığı dinî terminolojiyi de bilmelidir.
(…)
TARİH
Toplumu anlatan her edebî eserde o döneme ait tarihî olayların bir değerlendirmesini de bulmak mümkündür. Sözlü edebiyatımızın ürünleri destanlar, olayların vuku bulduğu devrin sosyal yapısını resmeden bir özellik taşır. Tevfik Fikret’in “Verin Zavallılara” adlı şiirinde 1898 yılında meydana gelen Balıkesir depremi edebî bir dille anlatılmakta ve yaşanan gerçeği gözler önüne sermektedir. Depremin toplumda bıraktığı etki, insanların çaresizliği resmî kayıtlarda bulunmayan ancak edebiyatçıların eserlerinde yansıtabileceği bir manzaradır.
Tarih sürecinde edebiyatın en önemli malzemesini savaşlar oluşturmuştur. Batı edebiyatında savaşları işleyen romanların başında Tolstoy’un (Tolstoy) “Harp ve Sulh” romanı gelir. Tolstoy, bu romanını savaş meydanlarında gezerek yaptığı gözlemlere dayanarak yazmıştır. Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na katılmasıyla birlikte savaş yılları, özellikle Çanakkale ve Kafkas cepheleri en çok işlenen konu olmuştur. Peyami Safa’nın “Mahşer” olarak adlandırdığı ortam, savaş dolayısıyla ilan edilen olağanüstü hâl sonucunda İstanbul’da fakir ve zengin iki halk grubunun yaşadığı bir ortamdır. Yazar, bu haksızlıkları mahşer diyerek adlandırır. Yakup Kadri’ye göre ise “Sodom ve Gomore”dir.
Edebiyat Bilgi ve Kuramları Aliye Uslu Üstten (Kısaltılmıştır.)
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Beşgen Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 15 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.