Tevfik Fikret Sabah Olursa Şiirinin İncelemesi Tahlili Açıklaması
Tevfik Fikret Sabah Olursa Şiirinin İncelemesi
Tevfik Fikret Sabah Olursa Şiirinin Tahlili
Tevfik Fikret Sabah Olursa Şiirinin Açıklaması
Sis şiirinden sonra yazdığı bu şiirde Fikret oğlu Haluk’a seslenir. Onunla birlikte ümitlenir, sisler içinde gördüğü maziyi gelecekte Haluk’la birlikte aydınlanmış görür.
“Bu memlekette de bir sabah olursa Haluk
Eğer bu memleketin sislenen şu nasiye-i
Mukadderatı kavî bir elin, kavî, muhyî Bir ihtizâz-ı temâsıyla silkinip şu donuk,
Şu paslı çehre-i millet biraz gülerse…- O gün
Şair gelecekte Haluk gibi parlak çehreliler olduğu için çok ümitlidir ve kendi nesli ile onlar arasında büyük farklar görür. Bununla birlikte Haluk ve nesline öğütler verir.
“Silin bulutları silkin zilâl-i ehvâli Ziyâ içinde koşun bir halâs-ı meşkûra.
Ümîdimiz bu: Ölürsek de biz yaşar mutlak Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak!”
Sis şiirinde İstanbul, sisten kaynaklanan bir karanlık içinde tasavvur edilirken, bu şiirde bütün vatan bir zindan karanlığı içinde görülmektedir. Karanlık da sis gibi istibdadın sembolü olmakta, Haluk ve nesline ise bu karanlığı aydınlatmak düşmektedir. Bu; şairin gelecekten ümitli olduğunu ifade eder. Şairin geleceğe yönelmesi, geçmişten kopmuş olmasının da bir göstergesi olarak anlaşılabilir.
Cevap- Cenab’ın bir mektubuna Cenab Şahabeddin’e hitaben cevâbi bir mektup olmak üzere yazılmış olan şiirde, Tevfik Fikret’in ve Servet-i Fünûn şairlerinin insan hayatına dönük menfi bakışlarını ortaya koyan fikirlerin peş peşe sıralandığı görülmektedir: İnsan canlı bir cife, yürüyen bir pıhtıdır, ağzından salya veya yalan kusar. Uzuvları yalnız kan ve irinden ibarettir. Kocaman bir karnı ve küçük bir başı vardır, az düşünür, çok yer, daima uğraşır.
İnsanda, insan hayatında yalnız kötülük ve bayağılık gören ve bunu anlatan şair, şiirin sonunda arkadaşına sorar:
“Böyle bir zehre karşı sen: Mes’ûd Olabildim desen de hülyâdır Olamazsın; a pek zılâl-âlud Bir tevehhüm ki ayan- ı rü’yâdır…
Olamaz anlayan, gören mes’ûd!”
Tevfik Fikret kendini de arkadaşını da ‘gören ve anlayan kişiler oldukları için’mutsuzluğa mahkûm bulmaktadır. Çünkü; görülen ve anlaşılan şeyler bütünüyle kötü ve bayağıdır. Bu, şaire göre iyi ve güzel hiçbir şeyin olmadığı anlamına gelir.