Tehzil Sanatı Nedir, Özellikleri ve Örnekler
TEHZİL
Tehzil Sanatı Nedir, Özellikleri ve Örnekler
Herhangi bir alanda yazılmış olan meşhur bir esere nazire yazmaktır. İran edebiyatında bu alanda en tanınmış şair Büshak-ı Şirazfdir. Bizim Klasik Türk Edebiyatında ise bu alanda en tanınmış şairler Mürekkepçi Havayı ile Müverrih Sururidir.
********************
Eski şiirde çakça rastlanılan bu sanat türüne modern şiirde de zamanın getirdiği şartlar gereği sıkça atıfta bulunularak kullanıldığı görülür.
Dağıttın hâb-ı nâz-ı yârı eyferyâd neylersin
Edip fitneyle dünyâyı harâb-âbâd neylersin
Şeyhülislam Bahayî
********************
Bu beyitte Hz. Muhammed’in, fitne hakkındaki ünlü “fitne uykudadır, onu uyandırana Allah lanet etsin, rahmetini esirgesin.” hadisine telmih vardır. Sevgilinin uykusunu dağıtmak da büyük fitnelerdendir. Zira onu uyandırdıktan sonra güzelliği bütün haşmetiyle ortaya çıkacak ve sevgili insanlar arasında fitneye sebep olacaktır.
Dağıttın arpa vü buğdayı ey bâd n’eylersin
Edüp hırmen-gehim yek-ser lıarâb-âbâd n’eylersin
Hevâyı
Hevâyî de Şeyhülislam Bahayı ‘nin aynı beyitine yukarıdaki beyiti bir karşılık olarak yazmış ve alaya almıştır.
********************
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su
Kim bu denlü dutuşan odlare kılmaz çâre su
Fuzulî
Fuzûlî, gönlündeki aşkı iyice çığrundan çıkmış/bütün her yeri kaplamış büyük bir yangına benzetir ve bu denli büyük bir ateşin su ile sönmeyeceğini söylerken mübalağa sanatı yapar.
********************
Saçma ey Terhos, gönülden tozlanan yollara su
Kim bu denlü tozlanan yollara kılmaz çare su
Seyfi Orhon
Seyfi Orhon, Cumhuriyet Türk Mizahı ve Hicvi/172
Orhan Seyfi Orhon da Fuzuli’nin bu beytini ^dönüştürerek mizahi bir şekle sokar. Şair devrin belediyesinden tozlanan yolları sulamamaktan ve buna bir çare bulmamaktan şikayet eder. Ayrıca İstanbul’a su veren Terkos Gölü’nde suyun kalmadığına dair bir telmih de vardır.
********************
Yine zevrâh-ı derûııum kırılıp kenâre düştü
Dayanır mı şişedir bu reh-i seııg-sâre düştü
Şeyh Galib
Şeyh Galib, bu beytinde gönlünü aşk denizinde dolaşırken taşlık bir yere/ayrılık kıyısına düşüp/çarpıp parçalanan sırçadan bir gemiye benzetiyor. Gönül gemisinin sırçadan olması hassasiyeti ve kırılabilir özelliğinden dolayıdır.
********************
Yine tekııe-i maişet kırılıp kenâre düştü
Dayanır mı dar gelir bu, yem-i ihtikâre düştü.
Ziya Ortaç, Cumhuriyet Türk Mizahı ve Hicvi
Yusuf Ziya Ortaç ise Şeyh Galib’in bu beytine nazire/tehzil olarak ekonomik bir boyut getirir. Onun da maişet/geçim teknesi dar gelir yüzünden kırılıp parçalanmıştır.
********************
Güş etmiş idi o sergüzeşti
Âteş yemi üzre mum keşti
Şeyh Galib
Şeyh Galib, aşkı, o kadar güzel kurgular ki, o yolun tehlikelerle dolu olduğunu, hakiki aşka kavuşmak için ateş denizlerinden mumdan kayıklarla geçmek gerektiğini oldukça üst bir dil düzleminde sanki bir dil ve edebiyat felsefesi geliştirerek oluşturmaya çalışır.