Sahnede Canlanan Oyuncak: Kukla (Serbest Okuma) Metni Etkinlik Cevapları (7. Sınıf Türkçe)
Sahnede Canlanan Oyuncak: Kukla (Serbest Okuma) metni cevapları ve soruları, Dörtel Yayınları 7. Sınıf Türkçe Ders kitabı sayfa 214-215 (Sanat Teması)
Sahnede Canlanan Oyuncak: Kukla (Serbest Okuma) Metni Cevapları
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 214 Cevabı
SAHNEDE CANLANAN OYUNCAK: KUKLA
Bir kutuya konmuş ya da bir çengele asılmış kukla gördünüz mü hiç? Cansızca yatan tahta ya da bez parçasıymış gibi görünür. Kollarını sarkıtmış, başını bükmüş öylece durur. Oysa aynı kukla, daracık tiyatro sahnesinde, kuklacının sayesinde gözlerimizin önünde canlanır. Her kukla, sanki gerçek bir oyuncuymuş gibi bizi kimi zaman güldürür, kimi zaman hüzünlendirir, kimi zaman da korkutur. Birçok halkın geleneksel gösteri sanatları arasında yer alan kuklacılık ve kuklalar, yüzyıllardır var. Televizyonun olmadığı dönemde, seyirlik oyunların bir kısmı kuklalarla gerçekleştiriliyordu. Şimdi her evde bir televizyon var ve kuklalar eski çekiciliğini kaybetmiş gibi görünüyor. Ama yine de nerede bir kukla görsek heyecanlanıp izlemeye koştuğumuza göre, onlar daha uzun yıllar bizimle birlikte yaşamaya devam edecek gibi.
Kuklalar, genellikle tahta, bez, son yıllarda da plastik gibi malzemelerden yapılır. Bu cansız oyuncuları, birkaç sınıfta toplayabiliriz. İple oynatılan, ele geçirilen, parmağa takılan kukla çeşitleri var. Bunlar arasında en köklü geçmişi olan ipli kukla. Bu tür kuklaların genellikle dirsek ve dizleri eklemli olan kolları ve bacakları, tahta gövdeye menteşelerle tutturulur. Tahta, pişmiş toprak ya da karton gibi malzemelerden yapılan baş kısmıysa içinde rahatça dönebileceği bir boşluğa sokulur. Bacaklar iplerle asılır, ayak tabanlarına, hareketler daha doğal görünsün diye ağırlık yapan kurşun parçalar konulur. Kuklaların ellerine ve ayaklarına bağlı ipler, oynatılmalarını kolaylaştıran “hamut” ya da “istavroz” denen bir tahta parçasına bağlanır.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 215 Cevabı
El kuklalarını oynatmaksa daha basittir. Kuklacı, el kuklasını tıpkı bir eldiven gibi eline geçirerek oynatır. İşaret parmağı başın içine, başparmak kuklanın bir koluna, orta parmak da öteki koluna girer.
Kuklalar, çok eski zamanlardan beri var. Eski Yunan’da ipli kuklaların çok yaygın olduğu, çocukları olduğu kadar büyükleri eğlendirmek için de oynatıldığı biliniyor. Ortaçağ Avrupası’ndaysa kukla tiyatroları, kent kent dolaşır ve kahramanlık öykülerinden esinlenmiş oyunları sahneye koyarlardı. Japonların da adına “Bunraku” denen geleneksel bir kukla tiyatrosu geleneği var. Burada kuklalar, sahnede gerçek kişiler varmış izlenimi vermek için incelikle geliştirilmiş. Ağızları, gözleri, hatta ellerinin parmakları bile hareket edebiliyor. Ne var ki bu kuklaları oynatmak çok zor. Çünkü her kukla için üç oynatıcı gerekiyor.
Türklerde de çok eskiden beri kuklaların var olduğunu biliyoruz. Ne OsmanlI ne de Cumhuriyet tarihinde profesyonel anlamda kukla tiyatrosu olmasa da, geleneksel yaşamda, düğünlerde, eğlencelerde sıklıkla karşılaşılan bir oyun türüydü kukla tiyatroları. Hatta “Karagöz” ve gölge oyunundan çok daha eskilere uzanan bir tarihe sahip kuklalar. Halk öykülerimizde Keloğlan, gölge tiyatromuzda Karagöz, ortaoyununda Pişekâr neyse geleneksel-kukla tiyatromuzda da “İbiş” odur. El kuklalarından olan İbiş, ortaoyununda olduğu gibi, burada da konağın kahyasıdır. Her önüne gelene eğilmekten sallabaş olur, her eğilişte şapkası başından düşer; ya evin hanımına, ya hanımın kızına ya da kendisi gibi evin hizmetçisine âşıktır. Sevgilisinin karşısında eğilir, bükülür, utanır, sıkılır ama sonunda bir öpücük almadan bırakmaz onu. El kuklasının yanı sıra kukla tiyatrosunun, ip kuklası, bez kuklası gibi çeşitleri vardır. Halk oyunlarında kullanılan “çatal adam kuklası” çok ilginçtir. Oyuncu, arkasına yerleştirilen kendi boyutundaki manken kuklayı, oyuncunun elleri ve ayaklarıyla kuklanın elleri ve ayakları arasında bağlanan iplerin yardımıyla hareket ettirir.
Böylece oyuncu hangi hareketi yaparsa, kukla da iplerin yardımıyla aynı hareketi yapar ve sahnede aynı dansı oynayan iki halk oyuncusu yanılsaması yaratılır. Anadolu’daki kukla çeşitlerine son olarak da kaşık kuklası eklenebilir. Kaşık kuklası, büyük tahta kaşıklara insan yüzü çizerek ve onları süsleyerek yapılır.
Siz de eğer isterseniz evde eski çoraplarınızı kullanarak kuklalar yapabilirsiniz. Elinize geçireceğiniz çoraplara kaş, göz yaparak onlara can verebilirsiniz. Gereksiniminiz olan tek şey biraz düş gücü.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sanat Teması Sayfa 214-215 Sahnede Canlanan Oyuncak: Kukla (Serbest Okuma) Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.