Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
8. Sınıf Türkçe Ferman Yayıncılık

Ressam İçin Zili Çalın Metni Etkinlik Cevapları (8. Sınıf Türkçe)

Ressam İçin Zili Çalın metni cevapları ve soruları, Hecce Yayıncılık 8. Sınıf Türkçe Ders kitabı sayfa 230-231-232-233-234-235-236-237-238 (Sanat Teması)

Ressam İçin Zili Çalın Metni Cevapları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 230 Cevabı

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

1. Çizdiğiniz resimlerde en çok hangi renk ve figürleri kullanırsınız? Neden?

  • Cevap: Çizdiğim resimlerde en çok kırmızı ve maviyi kullanıyorum çünkü mavi en sevdiğim renk, kırmızı da canlı bir renk. Figür olarak daha çok doğaya ait figürleri kullanıyorum.

2. Resim yaparken neler hissedersiniz? Duygularınızı anlatınız.

  • Cevap: Resim yaparken beden ve ruh olarak dinlendiğimi hissediyorum. Bir de yaptığım resimleri ben ve başkaları beğenirse bu beni çok mutlu ediyor.

Metni göz atarak okuma stratejisine uygun olarak okuyunuz. Bunun için öncelikle metnin başlığına, biçimine ve uzunluğuna bakarak metni değerlendiriniz. Ardından metnin konusunu anlamak için metne hızlı bir şekilde göz atınız. Bu sırada dikkatinizi çeken cümleleri bütün olarak okuyunuz. Metnin ana fikrini tahmin ediniz. Metni türünün özelliklerini dikkate alarak ve noktalama işaretlerine dikkat ederek sessiz okuyunuz.

Ressam İçin Zili Çalın

Kapının sol yanındaki kolu çektim (Zil bu olmalıydı.). Büyük bir şaşkınlıkla kapının açıldığını gördüm. Açılan kapıdan sahanlığa girdim. Ne bir ses ne bir seda. Sağımda bir merdiven vardı. Karşımda camlı bir kapı. Merdivene mi yöneleyim kapıyı mı çalayım, diye duraksarken yukarıdan bir ses geldi:
“Kimsiniz, ne istiyorsunuz?”
Adımı verdim.
Yukarıda, merdivenin sahanlığında, bir ihtiyar belirdi:
“Kim gönderdi sizi?” dedi. “Ne istiyorsunuz?”
Ona, beni hiç kimsenin göndermediğini, kentte resimlerini gördüğümü, yeni resimlerini görmek istediğimi söyledim.
“Satılık resmim yok.” dedi.

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 231 Cevabı

“Satın almaya gelmedim. Görmeye geldim.” dedim. “Ben de ressamım.”
“Çıkın yukarı.” dedi.
Tahta merdivenleri çıktım. Sahanlıkta kendimi bir kez daha tanıttım. Ama uzattığım el boşlukta kaldı. Sıkmadı elimi. Beni gücendirmemek için uzattığım elimi görmezlikten geldi. Yan döndü. Ellerini belinde kavuşturdu. Yeniden:
“Kim gönderdi sizi?” dedi.
“Hiç kimse…” dedim. “Galerinizin sahibi selamlarını iletmemi istedi, o kadar.”
“Siz de aynı galeride mi sergiliyorsunuz resimlerinizi?” dedi.
“Hayır.” dedim. “Ben henüz sergilenecek resimler yapmış değilim.”
“Garip…” dedi. “Çok garip. Oysa sanırım akademiyi bitirmişsinizdir. Hiç değilse yaşınız…”

Büyük ustaya, akademiye hiç gitmediğimi, girmek için başvurma gereğini bile duymadığımı, kendi köşemde bir şeyler yapmaya çalıştığımı söylediğimde, yüzü ışır gibi oldu:
“O zaman iş başka, şimdi içeri girebilirsiniz.” dedi. İçerisi atölyesiydi. Anladığıma göre “peyzaja çıkmadığında” bütün gün burada çalışıyordu.
“Her şey çok güçleşti.” dedi, ben resimlerine bakarken. “Özellikle resim yapmak. Siz öncekilere benzemesin istiyorsunuz. Ama bu yalnızca özgünlük isteminden değil, yinelememek isteğinden doğuyor. Sizden öncekilerin yaptıklarını, beş aşağı on yukarı, biraz iyi biraz kötü siz de yapmışsınız. Bunun anlamı ne? Onlardan daha iyi, daha doğru, daha güzel yapmak değil ki önemli olan. Onlara benzemeyen resim yapmak da değil. Bu çok kolay olurdu. Ama sanata yeni yollar açmak gerek. Bilmem anlıyor musunuz?”

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 232 Cevabı

Anladığımı sandığımı söyledim.
“Fakat çok gariptir…” dedi. “Her yeniliğin içinde eskiden bir parça var.”
“Kuşkusuz…” dedim.
“Ne demek, kuşkusuz?” dedi. “Örneğin bu resimde, eskiye ait ne var?” Önüme büyük bir resim çıkardı. Sekiz on insan, ağaçlık bir alanda, bir su kıyısında yıkanıyorlar, güneşleniyorlar, dinleniyorlar. “Söyleyin ne var bu resimde daha önceki resimlerde var olan?”
Resmi dikkatle inceledim. Hemen yanıtlamadım sorusunu. Bir süre sustum. Uzun bir süre sonra:
“Sanırım hiçbir şey ve her şey.” dedim.
“Hayır.” dedi. “Kesin bir yanıt istiyorum.”
“Bu olanaksız.” dedim. Konunuz -bir doğa parçasında insanlar- eskilerin konusu. İstifte bile eskilerle bir yakınlık görüyorum.
“Ne benzerliği?” dedi.
“Benzerlik değil, yakınlık.” dedim.
“Aynı şey.” dedi. “Saçma! Olsun, devam edin.”
“Ama bu resminizi, onlardan ayıran, size özgü diliniz.” dedim.
“Dil? Ne dili? Nasıl?”
“Size özgü olan bir dil!” dedim. “Yani resminizi öbürlerinden ayıran nitelik. Resmin tümü bu.”
“Hayır hayır!” dedi. “Siz belli ön yargılarla gelmişsiniz buraya. Bu resmi görmeden ne söyleyeceğinizi biliyordunuz.”
“İzin verirseniz ben sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim, bir başka gün gene gelirim.” dedim.
“Hayır.” dedi usta. “Bugünkü işimizi henüz bitirmedik.”
(…)

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 233 Cevabı

Bu kez çok daha küçük boyutta bir portre çıkardı tuvallerin arasından.
“Buna bakın ve ne düşündüğünüzü söyleyin.” dedi.
“Çok güzel bir portre.” dedim. “Sanatınızın tüm özelliklerini yansıtıyor.”
“Bakın!” dedi. “Size bir giz vereceğim: Her şeyden önce ilk olarak bir durup düşünmek gerek. Göz yeterli değildir. Düşünmek gerek. Çünkü resim sevilmek, hoşa gitmek için değil, algılanmak için yapılır.
“Ama resim bir anda algılanabilir de.” dedim. “Böylesi bir resim…”
İçini çekti.
“Bakınız!” dedi. “İyi bakınız. Sonra kafanızın içindeki, belleğinizdeki başka portrelerle karşılaştırınız. Eğer gerçekten resmi görmeyi -bakmayı değil, görmeyi- biliyorsanız belleğinizdeki resimlerle bunun arasındaki karşıtlıklar kendiliğinden ortaya çıkacaktır.”
“Bu bir kişilik sorunu.” dedim.
“Kuşkusuz!” dedi. “Sanatta her şey bir kişilik sorunudur. Ama demem o değil. Başka bir şey söylüyorum ben.”
“Ne söylüyorsunuz?” diyemedim.
Sanki ağzımı açsam gözüm konuşuyor gibi olacaktı. Sezmiş miydi bu korkumu? Bilmiyorum. Ancak sorusunu yinelemedi.
“Bakın!” dedi. “Bu portrede (Bizim buralardan bir bahçıvanın portresidir.) ne bir sevgi var ne bir kin. Ne bir sevecenlik ne bir itme ne sıkıntı ne neşe. Ne yaşama sevinci ne ölüm korkusu… Hiçbir duygu yok bu yüzde. Görüyorsunuz değil mi? Çünkü bu portreyi ben, bir elmayı, bir ayvayı, bir doğa görünümünü nasıl yaptımsa öyle yaptım. Bir psikolog değilim ben. Bu yüzde bir ifade aramıyorum. Şimdilerde fotoğraf diye bir şey yayılmaya başladı. Karakutu, üzgün, sevinçli, neşeli, ölümcül bir yüzün fotoğrafını saptayabilir. Benim işim, yüzün ifadesi değil, resmin ifadesidir. Resmin ifadesi ne mi? Resmin kendisi.”

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 234 Cevabı

İkinci kez gülüşüne tanık oluyordum. Kuşkusuz, sanat tarihine geçecek bir olaydı bu.
“Konunun, ressam için hiçbir önemi olmadığını mı söylemek istiyorsunuz?” diyebildim.
“Nasıl olmaz?” dedi. “Doğanın görünümü bir şeydir, bir insan yüzü ya da bir çıplak başka bir şey. Ama bu değişiklik ressam için geçerlidir, resim için değil. Duygularımı değil, algıladığımı resmederim ben. Ve yalnızca renk, ışık, leke olarak algılarım. Bahçıvanın bende uyandırdığı duygular bende kalır. Onları resmime yansıtamam. Çünkü bir yazar değilim.”
“İnsanlara da bir nesne gözüyle bakıyorsunuz demek.” dedim.
“Hayır!” dedi. “Yalnız, resmederken nesnelerle insanlar arasında bir ayrım yapmıyorum. Nesnel olan bakış açımdır. Bir natürmorta başka gözle, yaşayan bir insana bir başka gözle bakamam. Yoksa ressam olamam.”
“Anlıyorum.” dedim.
Oysa hiçbir şey anladığım yoktu.
“Sanatçı somutlaştırır ve bireyselleştirir.” dedi.
“Evet, kuşkusuz.” dedim.
“Şimdi çalışmanın tam saati.” dedi. “Güneş iyice batıda. Biçimler daha bir net. Şu görünümün, mavi bir gökle birkaç buluta gereksinimi vardı. Bakalım gök dilediğim mavilikte mi ve gerekli lekelerin benzeri bulutlar var mı gökyüzünde?”
Tuvallerin arasında bir tuval aramaya koyuldu. Çalışmaya başlayacağını anladım. İzin isteyip çıktım.
Kasabada kaldığım süre içinde birkaç kez daha uğradım ustanın atölyesine.
(…)
Birkaç gün sonra, bitmemiş bir resmin önünde:
“Çok güzel bir başlangıç.” dedim.

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 235 Cevabı

“Hayır, bir başlangıç değil.” dedi. “Bitmiş bir resim o. Daha doğrusu seyircinin bitirmesini istediğim bir resim. Düşünebiliyor musunuz, bu resmin önünde, her seyirci, kendinden bir şeyler katarak bitirmek isteyecek onu. Biliyor musunuz, yaşım ilerledikçe resimlerimi tamamlamak istemiyorum. Daha doğrusu, bitmeden bitiyor resimler. Bir renk, bir çizgi daha koysam bu resme bakana sanki bir şey kalmayacak diye korkuyorum.”
Ona, artık kasabadan ayrılacağımı söylediğimde şöyle dedi:
“Kısa bir süre kaldınız burada. Ama bu süre içinde, nasıl söyleyeyim, tanıdığım biri gibi oldunuz. Sizi bana gönderen dostuma söyler misiniz, artık ışığın resmini yapmak istediğimi? Ama bunu başaracak zamanı bulabileceğimi pek sanmadığımı… Eğer şu önümüzdeki birkaç yıl içinde ölürsem elindeki resimlerle yetinsin. Onlarda az buçuk ışık var. Hiç değilse benim küçük kişisel ışığım.”
Niçin bilmiyorum, boğazım düğümlendi. Bir şeyler söylemek istedim. Söyleyemedim.
“Size küçük bir armağanım var.” dedi usta. “Karşı koymayın. Kabul edin. Bu konuşmalarımızın bir anısı olarak kalsın. Bir dağ resmi… Hiçbir toprak renginin yer almadığı, kırmızı, yeşil ve mavi renklerden oluşan, bilmeyen biri için bitmemiş bir dağ resmi.”
Belki gerçekten de bitmemiş bir resimdi. Usta resmini imzalamamıştı. İmzalamasını da istemedim. Teşekkür edip ayrıldım.
Başkente döndüğümden yaklaşık on beş gün sonra ustanın, bir tepede resim yaparken yıldırım düşmesi sonucu öldüğü haberini aldım. Yarım kalan resmi, “Gün Batınımda Bir Dağ Doruğu” imiş.

Ferit EDGÜ (1936-…)
İstanbul’da doğdu. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinin son sınıfında iken seramik kimyası öğrenimi için 1958’de Almanya’ya gitti. Şiir, öykü, roman, oyun, deneme, biyografi, eleştiri, aforizma ve çeviri kitapları ile resim/sanat tarihi eleştirmenliğine yönelik eserleri vardır. Bunlar içerisinde daha çok öykücülüğü ile tanındı. Günümüz genç yazarları üzerindeki belirgin etkisi ile de dikkat çeken yazar, pek çok dile çevrilen eserleri ile dünya edebiyatındaki yerini de aldı.

1. ETKİNLİK

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 236 Cevabı

Okuduğunuz metindeki anlamım bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarını aşağıya yazınız. Metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz. Anlamını öğrendiğiniz yeni kelime/kelime gruplarını sözlüğünüze yazınız. Öğrendiğiniz kelimeleri birer cümlede kullanınız.

  • Cevap:

Kelime/Kelime Grubu: Sahanlık (Yapılarda ve bazı taşıtlarda kapı önünde, merdiven başlarında veya dönülen bölümünde bulunan geniş yer)
Cümlem: Ev sahibi bizi yine sahanlıkta karşıladı.

Kelime/Kelime Grubu: Peyzaj (Kır resmi, bir yerin doğal görünüşü)
Cümlem: Duvarlarda pek çok peyzaj tablosu vardı.

Kelime/Kelime Grubu: Natürmort (Konusu, cansız varlıklar veya nesneler olan resim; ölüdoğa)
Cümlem: Onun tabloları arasında natürmort tablolar önemli bir yer tutar.

Kelime/Kelime Grubu: Atölye (Zanaatçıların veya resim, heykel sanatlarıyla uğraşanların çalıştığı yer; işlik)
Cümlem: Resim atölyesine girdiğimizde her yer boya kokuyordu.

Kelime/Kelime Grubu: Portre (Bir kimsenin yağlı boya, sulu boya, kara kalem vb. bir yolla yapılmış resmi)
Cümlem: Duvardaki Atatürk portresini hepimiz çok beğendik.

2. ETKİNLİK

Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.

1. Usta neden her şeyin çok güçleştiğini düşünüyormuş?

  • Cevap: Herkesten farklı olanı yapmanın, kendini ve diğer sanatçıları yinelememenin, sanatta yeni yollar açmanın zor olduğunu düşündüğü için böyle düşünüyormuş.

2. Ressam küçük portreyi gösterirken resmin ne için yapıldığını söylemiş?

  • Cevap: Küçük portreyi gösterirken resmin duygulardan ziyade renk, ışık ve leke olarak algılandığını, resmin yalnızca ressamın duygu ve algılarını değil, resmin kendisini yansıttığını söylemiştir.

3. Usta, adamın yarım kaldığını söylediği resim hakkında neler söylemiştir?

  • Cevap: Resmin bahçıvanın portresi olduğunu, resmin sevilmek, hoşa gitmek için değil; algılanmak için yapıldığını söylemiştir.

4. Ressam, yazara ne hediye etmiştir?

  • Cevap: Ressam yazara bir dağ resmi hediye etmiştir.

5. Bir tepede resim yaparken ölen ustanın yarım kalan resminin adı nedir?

  • Cevap: Gün Batımında Bir Dağ Doruğu.

3. ETKİNLİK

Okuduğunuz metnin konusunu ve ana fikrini aşağıya yazınız.

  • Cevap:

Metnin Konusu: Yazarın bir ressam ile tanışıp onunla resim sanatı üzerine sohbet etmesi

Metnin Ana Fikri: Sanat eseri ressamın bıraktığı boşlukların izleyici tarafından tamamlanmasıyla oluşur.

4. ETKİNLİK

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 237 Cevabı

Metni tekrar okuyunuz. Metnin özetini “özet çıkarma” yöntemine uygun olarak aşağıya yazınız. Özetinizi yazarken tekrar edilen ifadelere ve gereksiz olduğunu düşündüğünüz ayrıntılara yer vermeyiniz.

  • Cevap: Yazar ressamı ziyaret etmek için evine gitmiş. Ressam yazarın tablo almak için geldiğini sanıp eve almak istemiyor. Yazar da ressam olduğunu söyleyince alıyor. Ressam yazara resim yapmanın zorlaştığını söylüyor. Sanatta yeni yollar açmak gerektiğini söylüyor. Ressam ve yazar tablolar üzerinden sanatta yenilik, özgülük hakkında konuşuyorlar. Yazar gitmek için izin istiyor ama ressam bırakmıyor. Ressam, kendisinin bir yazarla olan farkını anlatıyor. Yazar ressamın yanından ayrılıyor, daha sonra birkaç kez daha uğruyor. Ressam yazara bir dağ resmi hediye ediyor. Yazar, ressamın bir tepede resim yaparken yıldırım düşmesi sonucu öldüğü haberini alıyor.

5. ETKİNLİK

Bir metni oluşturan cümleler ve paragraflar anlam bakımından birbirine bağlıdır. Daha önce öğrendiğiniz “ama, fakat, lâkin, ya da, veya, buna rağmen” vb. ifadeler dışında “oysaki, başka bir deyişle, özellikle, kısaca, böylece, ilk olarak ve son olarak” ifadeleri de cümleler arasında bağlantı kurmak amacıyla kullanılır. Okuduğunuz metinde geçen geçiş ve bağlantı ifadelerinin yer aldığı cümleleri okuyunuz. Geçiş ve bağlantı ifadelerinin hangi düşünce veya olaylar arasında bağlantı sağladığını ve metnin anlamına katkısını söyleyiniz. Siz de aşağıya geçiş ve bağlantı ifadelerinin yer aldığı cümleler yazınız.

  • Cevap:

– Bazı sanatçılar romanda içeriği önemser oysaki ben eserlerimde üslubu ön plana çıkarırım.

– Yazarlar özgün olmalıdır başka bir deyişle herkesten farklı olmalıdır.

– Ressam, tablolarında canlı renkler kullanıyor özellikle kırmızı en tercih ettiği renk.

– İnsanlar başarı elde etmek için çok çalışmalıdır, kısaca emeksiz yemek olmaz diyebiliriz.

– Mümtaz, Nuran’dan özür diliyor böylece aralarındaki dargınlık sona eriyor.

– Bugünkü dersimizde ilk olarak sıfat zamir farkını ele alacağız.

– Programımızda son olarak mehter takımının gösterisini izleyeceğiz.

6. ETKİNLİK

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sayfa 238 Cevabı

Aşağıda verilen cümlelerdeki anlatım bozukluğunun nedenini ve doğru cümleyi noktalı yerlere sırasıyla yazınız.

• Kelebekler ne de güzel uçuyorlar.

  • Cevap:

– Özne-yüklem uyumsuzluğu

– Kelebekler ne de güzel uçuyor.

• Ben Ahsen’e inanır ve severim.

  • Cevap:

– Nesne eksikliği

– Ben Ahsen’e inanır ve onu severim.

• Gazetedeki yanlışlıklar düzeltilecek ve yeniden basılacak.

  • Cevap:

– Özne eksikliği

– Gazetedeki yanlışlıklar düzeltilecek ve gazete yeniden basılacak.

• Bu konuda sen bana güvenecek, ben de sana yardım edeceğim.

  • Cevap:

– Kişi eki eksikliği

– Bu konuda sen bana güveneceksin, ben de sana yardım edeceğim.

• Hasta olan babasına şarkı söyleyerek mutlu olmasını sağladı.

  • Cevap:

– Tamlayan eksikliği

– Hasta olan babasına şarkı söyleyerek onun mutlu olmasını sağladı.

• Hızlı koşmazsan kaybetme şansın artar.

  • Cevap:

– Kelimenin yanlış anlamda kullanılması

– Hızlı koşmazsan kaybetme ihtimalin artar.

• Konuşkan ve çekingen olmayan insanları severim.

  • Cevap:

– Fiilimsi eksikliği

– Konuşkan olan ve çekingen olmayan insanları severim.

7. ETKİNLİK

Sınıfınızda “ünlü ressamlar ve tabloları” konulu bir konuşma yapınız. Konuşmanızda yaratıcı konuşma stratejisini uygulayınız. Bu stratejiyi uygulayabilmek için sizden önce konuşan arkadaşlarınızın anlattıklarını dikkatlice dinleyiniz. Arkadaşlarınızın anlattıklarından yararlanarak konuyla ilgili olay, durum veya kişilere yeni bir bakış açısıyla bakılmasını sağlayınız. Konuşmanızda edindiğiniz bilgilerden örnekler veriniz. Konuşmalarınızda yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin Türkçelerini kullanmaya özen gösteriniz.

  • Cevap:

Merhaba arkadaşlar!

Bugün, sizinle resim sanatının renkli dünyasına bir yolculuk yapmak istiyorum. Önceki arkadaşlarımız, Van Gogh’un yıldızlı gecelerini, Da Vinci’nin gizemli gülümsemesini ve Picasso’nun şekillerle dolu evrenini anlattılar. Şimdi ise bu büyük ustaların eserlerine yeni bir gözle bakalım.

Düşünsenize, Van Gogh’un “Yıldızlı Gece”si aslında bir rüyanın tuvale yansımasıymış gibi. Gecenin karanlığında parlayan yıldızlar, belki de Van Gogh’un içindeki umut ışıklarıydı. Ya da Mona Lisa’nın gülümsemesi, Da Vinci’nin zamanının ötesine geçen bir şifresi olabilir miydi?

Picasso’nun kırık dökük şekillerle dolu resimleri ise, dünyayı farklı bir gözle görmemiz için bize ilham veriyor. Her bir çizgi ve renk, belki de hayatın karmaşıklığını ve güzelliğini anlatıyor.

Arkadaşlar, bu ressamların her biri, sadece boya ve fırça kullanarak bizlere düşünmemiz için yeni kapılar açıyor. Onların eserlerini gördüğümüzde, sadece bir tablo görmüyoruz; aynı zamanda ressamların hayal dünyalarına adım atıyoruz.

Unutmayın, her resmin ardında, ressamın duyguları, düşünceleri ve hayalleri yatar. Ve biz, onların eserlerine her baktığımızda, aslında yeni bir hikaye keşfederiz.

Teşekkür ederim!

8. ETKİNLİK

Resim sanatıyla ilgili dosya kâğıdına bir şiir yazınız. Yazdığınız şiiri gözden geçirirken varsa şiirinizdeki yazım, noktalama hatalarını ve anlatım bozukluklarını düzeltiniz. Yazdığınız şiiri sınıfta arkadaşlarınıza okuyunuz.

  • Cevap:

TUVALDEKİ SESSİZ ŞARKI

Renkler dans eder tuval üstünde,
Fırça dokunuşuyla hayat bulur sessizce.
Her çizgi bir duygu, her ton bir söz,
Resim bir şarkı, sessizce göz göz.

Bir mavi derinliğinde okyanusların,
Bir kırmızı aşkı anlatır yanardağların.
Sarı bir mutluluk serper güneşin izinde,
Tuval bir dünya, sessizce renk renk.

Son dörtlükte anlam dolu bir sessizlik,
Bir tablonun içinde saklı sonsuzluk.
Sanat bir dil, herkesin anladığı,
Tuvaldeki şarkı, sessizce biz biz.

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Hecce Yayınları Sanat Teması Sayfa 230-231-232-233-234-235-236-237-238 Ressam İçin Zili Çalın Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!