Püf Noktası Deyiminin Çıkış Hikayesi
Püf Noktası Deyiminin Çıkış Hikayesi
Atalarımız “Çok bilen çok yanılır.” demiş. Gerçekten de öyle. Bazen bir şeyi çok iyi bildiğimizi sanırız ama bir bakarız, yanılmışız.
Püf Noktası Deyiminin Çıkış Hikayesi
Bir işin öğrenilmesi gereken en önemli ve en ince kısmı, anlamında kullanılan bir deyimdir.
Püf Noktası Deyiminin Çıkış Hikayesi
Zamanın birinde testi, çanak, çömlek yapan bir usta ve bir de kalfası varmış. Bu ustanın yaptığı çanağı, çömleği, testiyi herkes çok beğenirmiş. Herkes onun ustalığını konuşurmuş.
Onun ününe, Saygınlığına imrenen kalfası da dükkân açmaya karar vermiş. Kendinin de iyi bir usta olabileceğini düşünüyormuş, ustasının yanına gelip şöyle demiş:
– Usta düşündüm taşındım. Artık ben bu işi öğrendim. Başımın çaresine bakmalıyım. Ben de bir dükkân açacağım.
ustası şaşırmış.
– Oğlum daha erken. Sen daha işin püf noktasını öğrenmedin ki, demiş.
Demiş ama kalfasını ikna edememiş. Bizimki aynı hafta içerisinde, ustasının dükkânının karşısına bir dükkân açmış ve çalışmaya başlamış.
Dükkân açmış ama işleri çok kötü gidiyormuş. Yaptığı çanaklar ve çömlekler, birkaç gün içerisinde kendi kendine çatlıyorlarmış. Bunun Sebebini bir türlü çözemiyormuş.
Dayanamamış, ustasına gitmiş. Başına geleni anlatmış.
Ustası da ona;
– Al gel malzemeleri ve beni iyi izle, demiş.
Kalfa, ustasının dediğini yapmış, usta, tulumunu giymiş ve merdaneyi ayağıyla döndürmeye başlamış. Ayakları merdaneyi döndürürken, elleriyle testiye Şekil veriyor, ara ara da yaptığı testiye ağzını yaklaştırıp ’püf püf diye üflüyormuş.
İşi bitmeye yakın kalfasına dönmüş ve şöyle demiş:
– Ben sana ’püf noktasını’ bilmiyorsun dedim. Testinin çamurunda oluşan hava kabarcıklarını püfleyerek patlatmak lazım. Aksi taktirde yaptıkların çatlar.
Kalfası yaptığından utanmış. Püf noktasını öğrenmek için, ustasının yanında yeniden çalışmaya başlamış.
O günden Sonra; her işin en hassas noktasına “püf noktası” denir olmuş.