Kazın Ayağı Öyle Değil Deyiminin Çıkış Hikayesi
Kazın Ayağı Öyle Değil Deyiminin Çıkış Hikayesi
Kazı biliyorsunuz. Şu ördeğin büyüğü… Hep beraber gezerler. Bazen insanların üzerine doğru hamle yaparlar. Laf aramızda; çocukken beni hep kovalarlardı.
Kazın Ayağı Öyle Değil Deyiminin Anlamı
Sen öyle düşünüyorsun, öyle biliyorsun ama öyle değil, yanılıyorsun. Bilmediğin şeyler de var. İşin aslı öyle değil, anlamlarında kullanılır.
İnsanlar dışarıdan bakınca bizi çok mutlu, işleri güzel gidiyor, her şeyi dört dörtlük olarak görürler. Oysa iş öyle değildir. Her insanın sıkıntıları, dertleri vardır. Bunu en iyi, kişinin kendisi bilir.
Örnek Cümleler:
- Onu suçluyorsun ama kazın ayağı öyle değil.
- Çalışmadan kazanacağını düşünüyorsun fakat kazın ayağı öyle değil.
- Kazın ayağı öyle değil. Bu işler risklidir.
Kazın Ayağı Öyle Değil Deyiminin Hikayesi
NaSreddin Hoca bir gün, kızarmış bir kaz hazırlatmış ve saraya doğru yola çıkmış. Amacı Timur’a ziyafet çekmekmiş. Elinde kızarmış kaz olduğu hâlde salma salına yürüyormuş ki mis gibi kokan kızarmış kaz ağzını Sulandırmış.
YeSe ayıp olacak; yemese Sızlanıp duracak.
Birkaç yüz metre böyle ikilem içinde yürümüş.
Sonunda dayanamayıp bir kenara geçmiş ve kazın bir budunu kopartıp iştahla yemiş. Sonra hiçbir şey olmamış gibi saraya varmış, Timur’a kızarmış tavuğu takdim etmiş.
Moğol İmparatoru Timur’un bir ayağı aksakmış. Hoca’nın getirdiği tepsiyi açmış bakmış ki bir de ne görsün?
Kazın bir budu yok.
Hiddetlenmiş. Nasreddin Hoca’nın, sakat ayağıyla alay ettiğini düşünerek Sormuş:
– Bu ne iştir Hoca? Nerde bu kazın diğer ayağı? Akimca benimle alay mı ediyorsun?
Hoca utanmış, sıkılmış. Birkaç saniyelik düşünmeden Sonra, cevap vermiş.
-Hünkarım, bizim Akşehir’in kazları tek bacaklıdır. 0 yüzden bir ayağı yok, demiş.
Ardından pencereye doğru yürümüş, çeşmenin başında tek ayaklarını altlarına alıp uyuyan kazları göstermiş ve Şöyle demiş:
– Bakın siz de görün. Buradaki tüm kazlar tek bacaklıdır.
Bu Sözler Timur’u güldürmüş.
– Hayır Hoca, kazların ayağı öyle dediğin gibi değil, yanılıyorsun.
Ardından, çeşme başında uyuklayan kazlara dokunmaları için adamlarına emir vermiş. Değnekle dürtülen kazlar, hemen iki ayakları üzerinde durmuşlar ve kaçmaya başlamışlar.
Timur, alayla Sormuş:
– Hani Akşehir’deki kazlar tek ayaklıydı?
Nasreddin Hoca’nm cevabı hazırmış;
– Vallahi Sultanım, o değneklerle Size de vursalardı, yemin olsun dört ayaklı olur kaçardınız.