İstifham Soru Sorma Sanatı Nedir, Özellikleri ve Örnekler
İSTİFHÂM
İstifham Soru Sorma Sanatı Nedir, Özellikleri ve Örnekleri
Soru sorma. Duygu ve anlatımı güçlendirmek amacıyla, karşılığında herhangi bir cevap beklemeden soru sorma sanatıdır. Daha çok söze çarpıcılık ve akıcılık sağlar. Genellikle duygu ve düşüncelerin aşınlaşmasından doğarlar.
********************
İstifham Sanatı Örnekleri
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan muradım şem’i yanmaz mı
Fuzulî
Fuzûlî, “usanmaz mı?” ve “yanmaz mı?” sorularıyla isftifham sanatı yapar. Burada sevgilinin âşığa ettiği eza ve cefaların çokluğu ile yine âşığın aşk yüzünden çok eziyetler çektiğine işaret vardır.
********************
Dil var mı kahr-ı dehr ile vîrân edilmedik
Beytû’l alizen mi kaldı perişan edilmedik
Yahya Kemal Beyatlı, Eski Şiirin Rüzgarıyla
Yahya Kemal, İstanbul’un işgali üzerine yazdığı beyitte cevabını kendisinin bildiği sorular sormaktadır. Dünya kahrıyla viran edilmedik gönüller mi var / perişan edilmedik hüzünler evi mi kaldı sorularını sorarken aslında bütün bunların kalmadığını kendisi aslında iyi bilmektedir. Fakat bu soruları sorarak viran edilmelerin / perişan edilmelerin şiddetine dair bir pekiştirmede bulunuyor.
********************
Hergûn bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Eler zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Orhan Veli Kanık, Bütün Şiirleri
Orhan Veli, gökyüzünün her zaman böyle görünüp görünmediğini, eşyaların ve pencerenin her zaman böyle güzel olup olmadığını sorarken istifham sanatından yararlanır.
********************
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze, ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tûrumûr?
Cahit Sıtkı Taraııcı, Bütün Şiirleri
Cahit Sıtkı, havada kuşların neden dönüp durduğunu, cenazenin nereden çıktığını ve ölenin kim olduğunu, bu gördüğü bahçelerin kaçıncı târumar bahçe olduğu sorularını sorarak onlara cevap arar.
********************
Ayrılmış sevgili oyuncaklardan
Kırmış küçücük şişelerini.
Ve her şeyden ve her şeyden sonra
Bu eller miydi Allah’a açılan
Hüsnü Dağlarca, Çocuk ve Allah
Fazıl Hüsnü Dağlarca, oyuncaklarından ayrılıp Allah’a açılan ellerin çocuk elleri olup olmadığını sorarken hem tecahül-i arif sanatı hem de istifham sanatı yapar.
********************
bozgun bir şubat sensin, ekmek ve kan senden, ekim setisin
nerende taşır büyütürsün nerende sonsuz gelecekleri
Turgut Uyar, Büyük Saat
Turgut Uyar, “nerende taşır büyütürsün nerende sonsuz gelecekleri?” şeklindeki bir soruyla istifham sanatı yapar. Şairin bu beyti Münacat adlı şiirinden alınmış olmasına karşın, bu şiir muhteva bakımından klasik şiir geleneği içerisinde değerlendirilemez. Sadece şekil bakımından bir yararlanma sözkonusudur. Klasik şiirdeki Allah’a karşı bir yalvarış olarak beliren münacat, bu şiirde muhatap olarak halka yönelmiştir.
********************
Sen hangi güzelin evladısın yurdum
Tuttuğun her dalından kuşlar uçuyor
Abdülhadir Bulut, Ülkemin Şiir Atlası
Abdülkadir Bulut, yurdunun hangi güzelin evladı olduğunu sormakla birlikte yurdunu bir güzelin evladına benzeterek teşbih sanatı da yapar. Öyle ki, bu evladın tuttuğu her daldan kuşlar uçuyor.
********************
Bir kral mı önemli bir kedi mis derindir
Her gece uykumuza bir güvercin oldu bu
Ergin Günçe, Türlüye Kadar Bir Çiçek
Ergin Günçe, bir kralın mı önemli yoksa bir kedinin mi derin olduğunu sorarak istifham sanatı yapmaktadır. Bu soru her gece onun uykularını kaçırır, ama gönlü kedinin derinliğinden / önemliliğinden yanadır.