“İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Sayfa 42 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 42

Toplumun Çevre Bilinci Nasıl Arttı?
Çevre bilincinin gelişmesinde Sanayi Devrimi sonrasında artan çevre sorunları önemli rol oynamıştır. Sanayileşmeye ve kentleşmeye bağlı olarak artan tahribat ve kirlilik ile sömürgeci faaliyetlerin Amerika, Asya ve Afrika’daki doğal kaynaklara yönelik tahribatları çevre sorunlarını hızla artırmıştır. II. Dünya Savaşı sonrası dönemde yaşanan büyük çevre felaketlerinin toplumu doğrudan etkilemesi, toplumun dikkatinin çevre konularına yönelmesini sağlamıştır. Bu çevre felaketlerinin başında
• 1956’da Japonya’nın Minamata şehrinde plastik fabrikasının körfezi kirletmesiyle ortaya çıkan Minamata hastalığı,
• 1984’te Hindistan’ın Bhopal şehrinde böcek ilacı firmasında yaşanan gaz sızıntısının binlerce kişinin ölümüne ve hastalanmasına yol açması,
• Orta Asya’da Sovyet Rusya’nın yanlış su kullanımı politikaları sonucu dünyanın en büyük göllerinden biri olan Aral Gölü’nün %90 oranında kuruyup çöle dönüşmesi,
• 1986’da Ukrayna’da Çernobil Nükleer Santralinde yaşanan sızıntının insanlara ve tüm canlılara zarar vermesi
gibi olaylar bulunmaktadır.
Çevre bilincinin gelişmesinde rol oynayan bir diğer faktör de çevre konusunu ele alan edebî eserlerin toplumda meydana getirdiği etki olmuştur. Örneğin 1962’de Rachel Carson’ın (Reyçıl Karsın) yazdığı Sessiz Bahar kitabı geniş kitleleri etkilemiş ve çevre bilincinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu kitabın kamuoyunda oluşturduğu etki nedeniyle Rachel Carson çevre bilincinin öncüsü olarak kabul edilir. Paul Herlich’in (Pol Herlik) Nüfus Bombası, Jack Ellul’nun (Cek Ellu) Teknoloji Toplumu, Hannah Arendt’in (Hena Arin) İnsanlığın Durumu, Herbert Marcus’un (Hörbırt Markus) Tek Boyutlu İnsan, E.F. Schumacher’in (Şumaher) Küçük Güzeldir kitapları toplumda çevre bilincinin uyanmasında rol oynayan başlıca edebî eserlerdir. 1972 yılında Roma Kulübü tarafından yayımlanan ve hızla artan dünya nüfusunun sınırlı doğal kaynaklar üzerindeki etkilerini inceleyen “Büyümenin Sınırları” isimli raporun da çevre konularında toplumsal bilincin gelişmesinde önemli rol oynadığı söylenebilir.
Çevre bilincinin gelişmesinde Sanayi Devrimi sonrası ortaya çıkan sivil toplum hareketlerinin de önemli bir etkisi olmuştur. 1860’lı yıllardan sonra İngiltere’de ilk çevreciler, doğal kaynakları koruma düşüncesi ve doğa sevgisiyle birçok gönüllü dernek ve örgüt kurmuştur. Akabinde Fransa, Almanya ve ABD gibi ülkelerde de kurulan sivil toplum örgütleri siyasi irade üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaya başlamıştır. Bu örgütler, çevreyi korumaya ve geliştirmeye yönelik yasaların çıkmasında ve çalışmaların başlamasında önemli bir rol oynamıştır. Buna karşın bu örgütlerin 1960’lı yıllara kadar çok fazla üye topladığı da söylenemez. Toplumsal çevre bilinci esasen 1960’tan sonra güç kazanmıştır. Bu anlamda 1968 yılında gençlik gruplarının ekolojist eylemleri çevre bilincinin toplumsal harekete dönüşmesinde önemli bir kilometre taşı olmuştur. 22 Nisan 1970’te ABD genelinde milyonlarca kişinin katılımıyla “Dünya Günü (Earth Day)” adıyla gerçekleştirilen eylem, çevre için yapılan gelmiş geçmiş en büyük kitlesel eylem olarak kayıtlara geçmiştir.
Çevre bilincinin gelişmesinde rol oynayan etkenlerden biri de medyadır. 1960 sonrası yazılı ve görsel medyanın hızla gelişmesi ve yaygınlaşması çevre olaylarıyla ilgili haber ve düşüncelerin toplumda daha hızlı bir şekilde yayılmasını sağlamıştır. 2000’li yıllardan sonra yaygınlaşan genel ağ ve özellikle sosyal medya, çevre konularının toplumun gündeminde daha fazla yer almasında ciddi rol oynamaktadır. Toplumda çevre konularına ilgi arttıkça medyada bu konulara ayrılan yerin de giderek arttığı görülmektedir.

Çevre İçin Uluslararası İş Birliği Nasıl Başladı?
Siyasi iradeler çevreci düşüncenin 1960’tan sonra toplumun farklı gruplarını etkileyen geniş bir destek bulmasına kayıtsız kalamamıştır. Çevreci hareketler, hükümetlerin bir taraftan çevrenin korunması ile ilgili yasalar çıkarmasında diğer taraftan çevre için uluslararası organizasyonlar yapmasında büyük rol oynamıştır. Bunun yanında çevre sorunlarının etki alanlarının bölgesel ve küresel boyutlara ulaşması da uluslararası iş birliğini zorunlu hâle getirmiştir.

Bu süreçte 1972 Stockholm (Stakhölm) “BM İnsan ve Çevre Konferansı”, 1992 Rio “BM Çevre ve Gelişme Konferansı Dünya Zirvesi”, 2002 Johannesburg (Cöhanisburg) “Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı”, 2015 Paris “İklim Zirvesi” gibi çok sayıda uluslararası toplantı ve zirve yapılmıştır. Bu toplantılarda çok sayıda karar alınmış, uluslararası sözleşmeler imzalanmış ve çeşitli çalışma grupları oluşturulmuştur.

• Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

Meb Yayınları İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Sayfa 42 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.