İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 41
“İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Sayfa 41 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 41
Çevre ve Çevre Bilinci
Çevre; insanların ve diğer canlıların yaşamsal faaliyet ve ilişkilerini sürdürdükleri, etkileşim içinde bulundukları fiziksel, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır.
Çevre tüm canlı ve cansız varlıkları kapsarken çevre bilimi ise esasen insanı temel alır ve insanların hem diğer canlılarla hem de cansız varlıklarla ilişkilerine odaklanır. Bu bağlamda insanın içinde yer aldığı fiziksel çevre, doğal ve beşerî (yapay) çevre olarak sınıflandırılır.
Doğal Çevre: Ekolojik çevre olarak da isimlendirilen doğal çevre oluşumuna insanın katkıda bulunmadığı, doğal olaylarla şekillenmiş ve bugüne kadar gelmiş fiziksel çevredir. Doğal çevre, canlı ve cansız olmak üzere iki gruptan oluşur. İnsan, hayvan, bitki ve organizmalar doğal çevredeki canlı ögeleri oluştururken hava, su, toprak, yer kabuğu katmanları, yer altı kaynakları ve yer şekilleri doğal çevredeki cansız ögeleri oluşturur.
Çevre Bilinci Nasıl Ortaya Çıktı?
Tarım devrimi ve yerleşik hayata geçişle başlayan süreçten bugüne insanlar, çevreden yararlanmanın yanı sıra çevreyi yönetme gereğinin de önemini kavramıştır. İlk çağdan itibaren kısmen doğa sevgisiyle kısmen de faydacı bir anlayışla doğal kaynakların korunduğu ve çevrenin temiz tutulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Özellikle İslam dininin israfın önlenerek doğal kaynakların bilinçli bir şekilde kullanılmasını, doğal çevrenin ve diğer canlıların korunmasını öğütleyen bir ahlak anlayışı getirmesi çevre bilincinin gelişmesinde önemli bir kilometre taşı olmuştur. İlk Çağ’da ve Orta Çağ’da çevreyi korumaya yönelik uygulamaların daha çok yöneten sınıfın kararlarıyla başladığı görülmektedir. İngiltere’de 1306’da Kral I. Edward’ın (Edvırd) hava kirliliği nedeniyle Londra’da kömür yakmayı sınırlaması, Fatih Sultan Mehmet’in ormanların korunması için ferman çıkarması ve Kanuni Sultan Süleyman’ın Edirne’nin temiz tutulmasına yönelik kanunnamesi çevreyi korumaya yönelik ilk uygulamaların örnekleridir.
Modern anlamda çevre bilincinin II. Dünya Savaşı’ndan sonra geliştiği bilinmektedir. Toplumda farklı sosyal grupların önemli bir kesiminin ilgi duyduğu, takip ettiği ve katılımcı olduğu çevre bilinci ise 1960’lı yıllarda gelişmeye başlamıştır. Bu yıllarda başlayan modern anlamdaki çevre bilinci bir anda ortaya çıkmamıştır. 18. yüzyılın ortalarında başlayan ve Sanayi Devrimi’nden sonra hızlanan süreçte yaşanan birtakım gelişmeler ve olaylar çevre bilincinin altyapısını oluşturmuştur. Sanayi Devrimi’yle hızlanan
Beşerî (Yapay) Çevre: İnsanın bilgi ve kültür birikimine dayanarak, doğal çevresinde sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynakları kullanarak oluşturduğu çevredir. İnsanların oluşturduğu köy, kasaba, kent gibi yerleşmeler; tarım alanları, ekonomik faaliyet alanları, anıtlar, evler, yollar, tarihî unsurlar, stadyumlar vb. tüm unsurlar yapay çevrenin birer ögesidir.
İnsan, yeryüzünde var olduğundan bu yana içinde yaşadığı ve yararlandığı doğal çevre ile kendi oluşturduğu beşerî çevrenin önemini daha iyi anlamıştır. Özellikle son yüzyılda artan çevre sorunları, insanların çevre konusunda duyarlılığını giderek artırmış ve bu duyarlılık günümüzde çevre bilinci olarak adlandırılan davranış ve tutumlara dönüşmüştür.
Çevre bilinci; doğal kaynakları korumanın ve gelecek nesillere aktarmanın önemini kavrayan, diğer canlıların hakkına saygı duyan, temiz bir çevrede yaşamanın değerini anlayan insanların çevreyi korumaya yönelik davranış ve tutumlar sergilemesidir.
kentleşme ve çevre sorunları, dönemin düşünür ve bilim insanlarının çevre konularına ilgi duymasına neden olmuştur. Rousse- au (Russeu), Marks, Darwin (Darvin), Malthus (Meltıs), Bertalanffy (Bertalanfi), Haeckel (Hekıl) gibi düşünür ve bilim insanlarının çevreye dair ortaya koyduğu düşünceler, çevre bilincinin temelini oluşturan ekolojik düşüncenin ortaya çıkmasında önemli rol oynamıştır. Bu ekolojik düşünce, çevre bilincinin de fikrî altyapısını oluşturmuştur.
Aydınlanma Çağı ve Sanayi Devrimi sonrası doğa bilimleri hızla gelişmiştir. Özellikle biyolojinin bir dalı olan ekolojinin gelişmesiyle çevre konularındaki bilimsel çalışmaların ve akademisyenlerin sayısı artmıştır. Ernst Haeckel (Örnes Hekıl), 1869’da eski Yunanca oiokos (ev, eve ait) ve logos (bilim) kelimelerinin birleşmesiyle oluşan ekoloji kelimesini ilk kullanan bilim insanıdır (Görsel 2.1). Ekoloji alanındaki akademik çalışmalar, günümüzdeki çevre bilincinin bilimsel temelinin oluşmasına büyük katkı sağlamıştır.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
Meb Yayınları İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Sayfa 41 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
