İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 101
“İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Sayfa 101 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 101
Kloroflorokarbon gazlarının yoğunlukları düşüktür ve havadan daha hafiftir. Bu nedenden dolayı bu gazlar atmosferin en üst katmanlarına kadar çıkabilir. Ayrıca bu gazların bozunma süresi 65 ila 120 yıl arasındadır ve ultraviyole (UV) ışınlarla yok edilene kadar stratosferde birikebilir. Kloroflorokarbon gazları, yüksek enerjili güneş ışınları ile karşılaştıklarında ozon moleküllerini parçalar. Parçalanan ozon atomları nedeniyle stratosfer tabakası içerisindeki ozonun yoğunluğu azalır ve güneş radyasyonunun zararlı etkileri yeryüzüne kadar ulaşır. Kloroflorokarbon gazlarında bulunan bir klor atomu binlerce ozon molekülünü etkisiz hâle getirecek kapasiteye sahiptir (Görsel 3.23).
Aşırı ultraviyole ışınlar, hemen hemen bütün yeşil bitkilerin büyüme süreçlerini olumsuz etkiler ve bitki türlerinde tahribatlara sebep olur. Çünkü güneşten gelen ultraviyole ışınlar, bitkilerde fotosentezin durmasına veya yavaşlamasına sebep olur. Bitkilerde fotosentezin durması bitkilerle beslenen diğer canlıların etkilenmesine neden olur ve buna bağlı olarak besin zincirleri kırılabilir.
Ultraviyole ışınlar bitkileri olumsuz etkilemenin yanında havada bulunan kimyasal maddelerin arasındaki kimyasal reaksiyonları hızlandırarak kentsel hava kirliliğinde de artışa neden olabilmektedir. Artan hava kirliliği de özellikle astım hastaları ve yaşlılara ciddi zararlar vermektedir. Ayrıca ozon tabakasının seyrelmesiyle yeryüzüne ulaşan ultraviyole (UV) ışınların deri kanseri başta olmak üzere, katarakt ve bağışıklık sistemi hastalıklarının da artışına neden olması beklenmektedir (Görsel 3.24a, 3.24b).
Günümüzde ülkeler, kloroflorokarbonlardan kaynaklanan tehditleri ortadan kaldıracak adımlar attılar. 1987 yılında Montreal’de imzalanan bir protokolle bu gazın üretiminin sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Bu protokol gereğince kloroflorokarbon üretimi, astım tedavisi için kullanılacak küçük miktarlar dışında 1996 Ocak ayında durdurulmuştur. Üretimi durdurulan kloroflorokarbon gazlarının yerine atmosferik ömrü daha kısa olan hidrokloroflorokar- bon (HCFC) gazlarının kullanımı yaygınlaşmaktadır. HCFC gazlarının atmosferik ömürleri kloroflorokarbonlara oranla daha kısa olduğundan ozon tabakasına verdikleri zarar daha azdır. Bununla beraber kloroflorokarbon moleküllerinin tümüyle ortadan kalkmasının ve ozon tabakasındaki seyrelmenin tamamen tamir olmasının 2050’li yıllardan önce gerçekleşmesi beklenmemektedir.
Ozon tabakası dünyayı ve üzerindeki yaşamı güneşin zararlı ışınlarından korumada bir kalkan görevi yapmaktadır. Bu tabaka güneşin yaydığı ultraviyole ışınları absorbe ederek bu ışınların doğrudan yerküreye ulaşmasına engel olur. Buğday, pirinç, mısır ve soya fasulyesi gibi dünyadaki temel gıda ürünlerinden çoğu da dâhil olmak üzere pek çok tarımsal ürün güneşin yakıcı ultraviyole ışınlarına karşı duyarlıdır.
Ozon kaybıyla ultraviyole ışınların deniz yaşamını olumsuz yönde etkilediği saptanmıştır. Ultraviyole ışınlar özellikle balık larvası, karides, yengeç, deniz kestanesi, fitoplankton ve deniz bitkilerine zararlıdır. Fitoplanktonlar bir hücreli su yosunlarından oluşan, suda yaşayan tek canlı topluluğudur. Bu mikroskobik okyanus canlılarının yaşamlarının kaybı, küresel iklimi dolaylı yoldan etkileyebilir. Çünkü bu canlılar atmosfere salınan karbondioksidin büyük bir kısmını depolarlar. Bunların yok olması karbondioksidin atmosferik konsantrasyonunu ve sera etkisini artırabilir.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
Meb Yayınları İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Sayfa 101 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
