Gemileri Yakmak Deyiminin Çıkış Hikayesi
Gemileri Yakmak Deyiminin Çıkış Hikayesi
İlgi çekici bir deyim. Gemileri yakmak.
(â) Isınmak için.
(b) Gemiye bir daha binmemek için.
(c) Bilmem ki. Sanırım bu işte bir iş var. Kundakçılar iş başında.
(d) Koskoca gemi yakılır mı canım?
(e) Cevap bu seçenek değil.
(7) Bu seçenek hiç değil.
(g) Bu deyimin aslı “Gemileri yapmak.” olacaktı. Yanlış yazılmış. :)
Doğrusunu isterseniz aklım almıyor. Neden yaksınlar gemileri? Hem gemiler öyle eskisi gibi tahtadan yapılmıyor. Çelikten, demirden yapılıyor. Bu işte bir ihmal de olabilir. Geminin kaptanı neredeydi? Koca gemide bir yangın Söndürücü yok muydu kardeşim? Bunların cevabını bekliyorum yetkililerden.
Gemileri Yakmak Deyiminin Anlamı
Geri dönüşü olmayan kararlar vermek, başarı için kararlı olmak, geri dönme ihtimallerini kestirip atmak anlamlarında kullanılan bir deyimdir.
Cesur insanların tüm riskleri göze alarak öne çıkması anlamında da kullanılır.
Gemileri Yakmak Deyiminin Hikayesi
Bu deyimin aslım Roma İmparatoru Sezar’a dayandıranlar olsa da işin aslı aşağıdaki gibidir.
Bir zamanlar Afrika Kıtası’nm batı kısımlarında yaşayan, “BERBERİLER” adında göçebe bir topluluk vardı. Berberiler buraya Orta Asya’dan gelmiş, Emevilerin etkisiyle İslam’ı kabul etmişlerdi.
Kuzey Afrika valisi Nusayroğlu Musa, Avrupa’ya Seferler yapmak için Berberi milletinden olan Tarık’a görev vermiş.
Tarık kısa bir Süre içerisinde on bin civarında asker hazırlamış, gemilere bindirmiş ve Avrupa sahillerine ulaşmış.
Tarık ve askerlerinin indiği bölgede, barbar bir kavim olan Vizigotlar varmış.
Vizigotlar önlerine geleni yakıp yıkan bir milletmiş. Hatta bunlar vaktiyle, kalabalık ordularla Roma’yi bile yağmalamışlar.
Vizigotlar, Tarık ve askerlerinin geldiklerini duymuşlar, savaş için doksan bin asker hazırlamışlar. Amaçları, Tank ve ordusunu yok etmekmiş.
Tank, düşmanlarına göre az sayıda olan askerlerinden bazılarının kaçabileceklerini düşünüp, Avrupa’ya geldikleri tüm gemileri yaktırmış. Böylece askerlerinin kaçma ihtimalini ortadan kaldırmış ve askerlerine şöyle Seslenmiş:
– Geri dönmemiz imkânsız. Önümüzde düşman, arkamızda deniz… Savaşmaktan başka çaremiz yok. Zaman, canımızı kurtarma zamanıdır. Eğer şimdi her şeyinizle savaşırsanız, rahat edersiniz. Zafer, inananların olacaktır. Ben düşmana saldırıyorum. Zafer ya da Şehitlik isteyen, arkamdan gelsin.
Zorlu bir uğraş başlamış. Günlerce Süren çarpışmanın Sekizinci günü Tarık, Vizigot kralını öldürmüş.
Krallarının ölmesi Vizigotlarm paniğe kapılıp dağılmalarına Sebep olmuş. O günden Sonra Batı Avrupa’da uzun yıllar İslam bayrağı dalgalanmış.
Tarık Bin Ziyad Ispanya’nın gerçek fatihidir.
“Gemileri yakmak” deyimi bu tarihi olaydan çıkmıştır.