![](/wp-content/uploads/2022/10/kitap-uygulama.gif)
Ev Metni Etkinlik Cevapları (5. Sınıf Türkçe)
![Ev Metni Etkinlik Cevapları (5. Sınıf Türkçe)](/wp-content/uploads/2024/08/ev-metni-etkinlik-cevaplari-5-sinif-turkce.jpeg)
![](/wp-content/uploads/2022/10/youtube-uygulama.gif)
Ev metni cevapları ve soruları, MEB Yayınları 5. Sınıf Türkçe 2. Kitap sayfa 66-67-68-69-70-71-72-73-74-75-76-77-78-79 (İletişim ve Sosyal İlişkiler Teması)
Ev Metni Cevapları
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 68 Cevabı
KEŞİF YOLCULUĞU
Soru: Evde mi dışarıda mı vakit geçirmekten hoşlanırsınız? Neden?
- Cevap: Ben daha çok evde vakit geçirmeyi seviyorum çünkü evimizi çok seviyorum.
Soru: Evde vakit geçirdiğinizde neler yaparsınız?
- Cevap: Evde odamı düzeltirim, bazı eşyaların yerini değiştiririm. Kitap okurum, müzik dinlerim. Anneme yardım edebileceğim bir şey varsa onu yaparım.
Öğretmeninizi izlerken dikkatinizi dağıtacak hareketlerden kaçınınız.
Metni işitilebilir bir ses tonuyla anlamı yansıtacak şekilde vurgu ve tonlamalara dikkat ederek okuyunuz.
Arkadaşınız metni okurken anlamadığınız kelime, kelime grubu ve cümlelerin altını çiziniz. Anlamadığınız bölümleri uygun zamanda öğretmeninize sorunuz.
EV
Çocukken izlediğim bütün mutlu filmlerde ortak bir detay vardı: mutfaktaki kurabiye kutusu… O filmlerde çocuklar sokakta oynar, koşarak eve gelir, öylece mutfağa dalıp kutudan bir kurabiye alıp kaçarlar, anneleri arkalarından gülerek bakardı. Kadın mutfakta arkadaşıyla sohbet eder, masanın üzerinde o kurabiye kutusu dururdu. Kadın akşam yemeğini hazırlarken baba mutfağa girer, önce karısını öper, sonra ağzına bir bütün kurabiye atardı. Bana göre o kurabiyeler mutluluğun sembolüydü. Gelecekteki mutlu evimin en önemli detayıydı.
Aslında hepimizin hayalinde bir ev vardı. İçinde kahkahaların yükseldiği, masanın üzerinde kurabiyelerin ya da canlı çiçeklerin durduğu, bazılarımızda şömine, bazılarımızda soba, bazılarımızda kalorifer peteği önünde kahvelerin yudumlandığı, pencere önünde begonyaların, sardunyaların olduğu, mum ışığında sevgi dolu yemeklerin yendiği, ışıklı, ferah, tarçın kokulu bir ev… Hepimizin hayali buna benzer şeylerdi.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 69 Cevabı
Peki, ne oldu da “dört duvara” dönüştü bu evler? Sığındığımız, sarıldığımız evler ne oldu da kaçtığımız, içine girmek istemediğimiz mekanlara dönüştü? Kim yaptı bunu?
Söylemek ağır ama cevabı şu: Biz…
Hayalindeki begonyolar, sardunyalar yoksa eğer evinde, sen dikmediğin için. Latif müzik sesleri yükselmiyorsa eğer bir odadan, sen açmadığın için. Kurabiye kokmuyorsa eğer mutfak, sen yapmadığın için.
“Ev” içi doldurulması gereken bir kelime. Biz onu sadece mekân olarak algıladık, içini sonradan hepimize yük olacak eşyalarla doldurduk. Kıymet verdiğimiz şey, insan değil eşya oldu. Değerli bir vazonun kırılması mesele haline gelirken, insanın kırılmasını sıradan görür olduk. Eşya, duygunun, ruhun önüne geçti. Televizyon dizileri bize büyük, heybetli evleri gösterdi. Uzun yemek masasının bir ucunda bir kişinin, diğer ucunda bir kişinin oturduğu, şaşaalı sofralara özendik. Sandık ki güzellik orada, zenginlik masadaki portakal suyunda, mutluluk uzun ve görkemli yemek masasında…
Acilen eşyanın hâkimiyetinden kurtulup insana dokunmak lazım. Evimi seviyorum. Emlak ilanlarında gördüğüm “ultra lüks, işçiliği sağlam, modern ev” olduğu için değil, o eve sahip olduğum, bana ait olduğu için değil; “benim yuvam” olduğu için seviyorum. Her pazar kurabiye yapıp koyuyorum kurabiye kutumuza, kalp şeklinde kurabiyeler yapıyorum. Mutlu muyum? Çok şükür. Bunda kurabiyelerin payı var mı? Bilmem. Yine de o kutu dolu olunca, içinde bana bakan kalp şeklinde kurabiyeleri görünce, o koku mutfağa yayılınca, çocuklar koşup birer tane alıp kaçınca ben de o kadınlar gibi gülümsüyorum.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 70 Cevabı
1. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki soruların cevaplarını okuduğunuz metinden hareketle defterinize yazınız.
- Cevap:
Soru: Aşağıdaki soruların cevaplarını okuduğunuz metinden hareketle defterinize yazınız.
- Cevap: Yazara göre mutluluğun simgesi kurabiyelerdir. Çünkü o evdeki insanları mutlu eden anlarda hep kurabiyenin varlığı söz konusudur.
Soru: Metinde herkesin hayalindeki ev ortamı nasıl betimlenmiştir?
- Cevap: Yazarın hayalini kurduğu ev, içinde kahkahaların yükseldiği, masanın üzerinde kurabiyelerin ya da canlı çiçeklerin durduğu, şömine, soba, kalorifer peteği önünde kahvelerin yudumlandığı, pencere önünde begonyaların, sardunyaların olduğu, mum ışığında sevgi dolu yemeklerin yendiği, ışıklı, ferah, tarçın kokulu bir evdir.
Soru: Eşya duygunun, ruhun önüne geçti.” ifadesinden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız
- Cevap: Yani artık insanlar için önemli olan şey maddiyat oldu, lüks oldu; sıcaklıklar, içtenlikler önemsenmez oldu denmek isteniyor.
Soru: Size göre mutlu bir ev ortamı nasıl olur? Anlatınız.
- Cevap: Bana göre mutlu bir ev ortamında herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirir. Herkesin birbirine sevgisi ve saygısı vardır. Yemekler birlikte yenir, mümkün oldukça birlikte zaman geçirilir. Herkes birbirine güler yüzlü davranır.
Soru: Yazarın evle ilgili düşüncelerini doğru buluyor musunuz? Neden?
- Cevap: Yazarın evle ilgili düşüncelerini doğru buluyorum. İnsanlar gerçekten evlerin yeniliğine, genişliğine, lüks olmasına dikkat ediyor. İnsani ilişkiler ise artık kimsenin umrunda değil. Komşuluk diye bir şey kalmadı.
2. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki yönergeler doğrultusunda bir anınızı anlatacağınız hazırlıksız konuşma yapınız.
Okuduğunuz metinde yazarın çocukluğuna dair unutamadığı detay bir kurabiye kutusudur.
Sizin hayatınızda büyüyünce bile unutamayacağınız anılarınız var mı? Düşününüz.
Konuşmanızı hazırlamak için 1-2 dakika zihinsel bir hazırlık yapınız.
Konuşmanızda anınızın detaylarını ve bu anının sizin için neden önemli olduğunu açıklayınız.
Konuşmanızı konu dışına çıkmadan sonlandırınız.
- Cevap: Ben daha küçükken anneannemlerin evinde yeşil renkli bir dolap vardı. Ona tel dolap diyorlardı. Buzdolabı çok yaygın değilken bozulma ihtimali olan eşyaları o tel dolaba koyuyorlardı. Un, bulgur, pirinç, tarhana gibi malzemeler içi daha serin olduğu için tel dolaba konurdu. Aklıma geldikçe o zamanları düşünüyorum. O tel dolabı gördükçe aklıma hep anneannem ve dedem gelir. O evde geçirdiğimiz kalabalık bayramlar, dayımın düğünü, beraber yenen yemekleri unutamam. Ve o tel dolabın çekmecelerini karıştırırdım her zaman acaba yiyecek bir şeyler, şeker çikolata bulur muyum diye. Her zaman da bulurdum ve çok sevinirdim.
3. ETKİNLİK
Soru: Yazarın çocukken televizyonda izledikleri ile büyüdüğünde izlediklerini ilgili yerlere yazınız.
- Cevap:
Yazarın Çocukluğunda İzledikleri: Birbiriyle güzel ilişkiler kuran mutlu insanlar.
Yazarın Büyüdüğünde İzledikleri: Büyük, heybetli evler ve birbirinden kopuk uzak insanlar.
Soru: İki durum arasında zaman içinde nasıl bir değişim olmuştur? Söyleyiniz.
- Cevap: Zaman içinde insanlar birbirlerinden hatta en yakınlarından bile uzaklaşıp bireysel bir hayat yaşamaya, mal-mülke, gösterişe değer vermeye başladılar. Her şey ruhunu kaybetti.
Soru: Bu değişimin nedenleriyle ilgili tahminlerinizi gerekçeleriyle açıklayınız.
- Cevap: Bu değişim nedenleri aile kurumunun çeşitli nedenlerle zarar görmesi, yoğun iş hayatı, teknoloji gibi şeylerdir.
4. ETKİNLİK
Soru: Okuduğunuz metinden sizi ana fikre ulaştıracak kanıtlar toplayınız.
- Cevap: Metinde eski-yeni karşılaştırması yapılıyor. Eskiden insanların çok fazla malı mülkü olmadığı, ellerindeki az olanla yetindiği ama mutlu oldukları, şimdi ise imkânlar artmasına, lüks bir hayat yaşanmasına rağmen insanların birbirinden uzaklaşmasından şikâyet ediliyor.
Soru: Topladığınız kanıtları ev kavramıyla ilgili önceden bildiklerinizle ilişkilendirerek ana fikri belirleyip defterinize yazınız.
- Cevap: İnsanlar yeniden eski ruhuna dönerek birbirleriyle yakınlaşmalı ve evleri yeniden yuva hâline getirmelidir.
Soru: Ulaştığınız ana fikrin gerekçesini söyleyiniz.
- Cevap: Metinde işlenen konu, metindeki yardımcı düşünceler, örnekler beni bu ana fikre ulaştırdı.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 71 Cevabı
5. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki metni okuyunuz.
Utku, okuldan eve döndüğünde heyecanla annesine seslendi. “Anne, bugün öğretmenim resmimi çok beğendi!” dedi. Annesi ise mutfakta yemek hazırlamakla meşguldü ve Utkuya dönmeden “Tamam, canım.” diye yanıt verdi. Utku babasına anlatmak istedi fakat babası da bilgisayarda çalışıyordu. “Baba! Bak, bu resmi ben yaptım.” dedi. Babası ise gözlerini ekrandan ayırmadan “Güzel olmuş,” dedi. Utku kimsenin onu dinlemediğini hissedip odasına çekildi.
- Cevap:
Soru: Metinde yer alan problemi belirleyip kendi bakış açınızla sözlü olarak ifade ediniz.
- Cevap: Metindeki problem anne ve babanın işleri olduğu bahanesiyle çocuklarıyla doğru bir iletişim kurmamaları, onu önemsememeleridir.
Soru: Problem için çözüm önerilerinizi ilgili alanlara yazınız.
- Cevap:
1. Anne ve babanın kendilerini işlerine bu kadar kaptırmamaları
2. Evde her akşam ailecek o günün değerlendirilmesinin yapıldığı bir zaman diliminin belirlenmesi.
3.Utku’nun bu durumdan duyduğu rahatsızlığı uygun bir zamanda doğru bir dille anne ve babasına anlatması.
Soru: Yazdığınız çözüm önerilerinden en uygun olanı belirleyerek söyleyiniz.
- Cevap: Bence en uygun çözüm önerisi ikinci öneridir.
Soru: Karekodu okutarak “Yaşamın Yankısı” adlı etkileşimli içeriği yönergeler doğrultusunda tamamlayınız.
- Cevap: Tüm sorulara doğru cevap vererek metni tamamladım.
6. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki paragrafta cümlelere benzerlik anlamı katan kelimeleri belirleyerek bu kelimelerin altını çiziniz.
Sabah uyandığımda dışarıda her yer bembeyaz karlarla kaplıydı. Karlar tıpkı pamuk gibi yumuşacıktı. Güneş gökyüzünde parlıyor ve ışıkları aynen bir lamba gibi etrafı aydınlatıyordu. Ağaçlar, karla kaplanmış dallarıyla sanki beyaz şemsiyelerdi. Sokakta oynayan çocuklar, tıpkı cıvıldayan kuşlar gibi neşeliydiler. Her şey masal diyarındaymış gibi güzeldi.
- Cevap:
Soru: Aşağıda verilen kelimelerin her biriyle ilgili benzerlik anlamı veren kelimelerden de yararlanarak defterinize birer cümle yazınız.
salon-ev-baca-çatı
- Cevap:
➢ Salon, futbol sahası gibi genişti.
➢ Ev, aynı bir saraya benziyordu.
➢ Arabanın egzozundan tıpkı baca gibi duman çıkıyordu.
➢ Gökyüzündeki bulutlar sanki birer pamuk.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 72 Cevabı
7. ETKİNLİK
Soru: Metinden alınan aşağıdaki cümleleri önemli veya önemsiz olma durumlarına göre işaretleyiniz?
- Cevap:
Soru: Önemli olarak işaretlediğiniz bilgiler arasındaki ilişkiyi söyleyiniz.
- Cevap: Önemli olarak işaretlediğiniz bilgiler, metnin ana düşüncesini ortaya çıkarmaya yönelik ifadelerdir.
8. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki krokiyi inceleyiniz. Ön bilgilerinizden hareketle Bu krokiyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
- Cevap: Kroki, bir mahalleyi ve çevresindeki önemli yapıları gösteriyor. Sokaklar, caddeler ve yapılar düzenli bir yerleşime sahip. Yazarın evi krokide güneydoğuda bulunuyor.
Soru: Krokiyle ilgili verilen bilgilerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
- Cevap:
1. (D) Okul ile market arasında Lale Sokak bulunmaktadır.
2. (Y) Millet Bahçesi krokinin doğusunda yer almaktadır.
3. (D) Aslı ve Ecelerin evleri Millet Bahçesinin doğusunda bulunmaktadır.
4. (D) Krokideki evlerden Şehir Hastanesine gitmek için caddeyi geçmek gerekmektedir.
5. (Y) Yazarın Millet Bahçesine gitmesi Aslının gitmesinden daha kısa sürer.
6. (D) Millet Bahçesi belediyeden iki sokak ötededir.
7. (D) Market ve okul krokinin kuzeyindedir.
8. (D) Yazarın evi krokinin en doğusunda yer almaktadır.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 73 Cevabı
9. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki paragrafı noktalama ve yazım kurallarına göre düzenleyerek defterinize yeniden yazınız.
Huzur veren su sesine çocuk seslerinin de eşlik ettiği Köy Meydanı’nda kurulurdu samimi dostluklar, bugün de çamiçi köyünde asker uğurlaması ile bu dostluklar pekişecekti. Yürekleri vatan aşkıyla çarpan Ahmet Mehmet ve Serhat; Akif’in safahat adlı eserinde işaret ettiği gibi vatani görevlerini yapmak için 23 04 2024 tarihinde askere gideceklerdi. Köy meydanında davullar çalıyor analar yiğit evlatlarının ellerine kına yakıyordu. Ay yıldızlı şanlı bayrağımızın gölgesinde omuz omuza çekilen halaylarla birlik ve beraberlik duygusu pekişiyordu. Saat 09 15’te kalkacak trene yetişmek için gençler el sallayarak köylerine veda ettiler.
- Cevap:
10. ETKİNLİK
Soru: Pahalı oyuncak, kıyafet, ayakkabı vb. şeylere sahip olmak sizi mutlu etmeye yeter mi? Neden?
- Cevap: ahalı oyuncaklar, kıyafetler veya ayakkabılar bir anlık mutluluk sağlayabilir ancak kalıcı mutluluk genellikle daha derin şeylerden gelir. İnsani ilişkiler, sevgiler ve anlamlı anılar, gerçek mutluluğu besleyen unsurlardır. Mal ve mülk, bir süreliğine keyif verse de zamanla alışkanlık haline gelebilir ve o heyecanı kaybedebiliriz. Önemli olan sevdiklerimizle mutlu ve huzurlu zaman geçirmektir. Mutsuz ve huzursuzsak bir de sağlığımız bozuksa para, mal, mülk hiçbir şey ifade etmez.
Soru: Aşağıdaki örnek olayı okuyunuz.
“Bugün Gamzenin en yakın arkadaşı Zeynep’in doğum günü var. Gamze, doğum gününe giderken herkesin çok beğendiği popüler bir markanın logosu olan bir tişört giymek ister. Ancak annesi ona markanın ürünlerinin çok pahalı olduğunu ve bütçelerine uygun olmadığını söyler. Gamze bu duruma çok üzülür ve annesine ısrar eder. Annesi Gamzeye önemli olanın kıyafetlerin markasının değil, onun kendine olan güveni olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak Gamzenin aklında hep o markanın tişörtü vardır çünkü arkadaş grubunda kabul görmek ve popüler olmak için o tişörtü giymesi gerektiğini düşünmektedir.”
- Cevap: Örnek olayı dikkatlice okudum.
Soru: Sorunun çözümüne yönelik bir yazıyı aşağıdaki yönergeye göre planlayınız ve yazınız.
- Cevap:
Paragraftaki sorunu tanımlayıp kendi cümlelerinizle özetleyiniz.
Çözümünüze ilişkin yazacağınız yazının hedef kitlesini ve yazma araçlarını belirleyiniz.
Önceki bilgilerinizi de kullanarak sorunun çözümüne yönelik öneriler oluşturunuz.
Bu önerilerden en uygununu belirleyip bunlara yazınızda yer veriniz.
Çözümle ilgili değerlendirmenize yazınızda yer veriniz.
Yazarken içeriğe ve sürece yönelik seçimlerinizi kontrol edip gerektiğinde düzenleyebilir ve değiştirebilirsiniz.
- Cevap: Burada sorun bir çocuğun arkadaşları arasında bir markanın tişörtünü giyerek kabul göreceğine inanmasıdır. Yazımda hedef kitlem sınıf arkadaşlarım olacaktır. Yazıda kendi yaşadıklarımı da göz önünde bulundurarak çözüm önerileri oluşturacağım.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 74 Cevabı
Soru: Taslak yazınızı planlamanıza uygun olarak aşağıya yazınız.
- Cevap:
Gamze’nin Doğum Günü Tercihi
Bugün, Gamze’nin en yakın arkadaşı Zeynep’in doğum günüydü. Okulun en popüler etkinliklerinden biri olarak tüm arkadaşları Zeynep’in partisine katılmak için sabırsızlanıyordu. Gamze de heyecanla hazırlanıyordu fakat aklında bir şey vardı: Üzerinde, herkesin gözdesi olan o markanın logosunu taşıyan tişört.
Annesi, Gamze’nin heyecanını görünce gülümsedi ama hemen ekledi: “O tişört çok pahalı, tatlım. Bütçemize uygun değil.” Gamze’nin yüzü aniden soldu. “Ama anne, herkes o tişörtü giyecek! Ben de onlarla birlikte olmak istiyorum!” diye itiraz etti.
Annesi, Gamze’nin elini nazikçe tuttu. “Biliyor musun, güzelim? Önemli olan ne giydiğin değil, kendine ne kadar güvendiğindir. Senin içindeki güzellik, dışarıdan çok daha değerlidir.” Ancak Gamze, annesinin sözlerini pek dinlemek istemiyordu. Arkadaşları arasında kabul görmek için o tişörtü giymesi gerektiğine inanıyordu.
Düşünceleri karmaşıklaşırken, Gamze dolabını açtı. İçinde, daha önce aldığı ama pek giymediği bir tişört vardı. Renkli, eğlenceli bir desenle bezenmişti; ama markası popüler değildi. Bir an, bu tişörtü giymenin kendisine nasıl hissettireceğini düşündü. İçinde bir kıvılcım belirdi; belki de bu tişört de güzel bir seçim olabilirdi.
Gamze, sonunda o tişörtü giydi. Aynada kendine baktığında, kendini daha özgüvenli hissetti. Zeynep’in partisine gittiğinde, ilk başta arkadaşlarının giysilerine dikkat etti. Ama zamanla, onların gülüşleri ve neşesi, tişörtlerin markasından çok daha önemli olduğunu gösterdi. Gamze, içten gelen bir mutlulukla arkadaşlarıyla sohbet etti, oyunlar oynadı ve partinin tadını çıkardı.
Günün sonunda, Gamze eve dönerken annesi ona gülümsedi. “Gördün mü, önemli olan senin içindeki güzellikti,” dedi. Gamze, annesinin ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyordu. Belki de marka değil, kendisi olmak en değerli olandı. O günden sonra, Gamze markaların arkasındaki gerçek değeri keşfetti ve içsel güveninin, dış görünümden çok daha önemli olduğunu kabul etti.
Soru: Yazma sürecinizi tema sonundaki “Yazma Becerisi Öz Değerlendirme Ölçeği”ni kullanarak değerlendiriniz.
- Cevap: Yazma Becerisi Öz Değerlendirme Ölçeği sizler doldurabilirsiniz.
11. ETKİNLİK
➢ Aşağıdaki karekod bağlantısında empati konulu bilgilendirici bir metin bulunmaktadır.
➢ Amacınızı belirleyerek uygun bir dinleme stratejisi ve yöntemi seçiniz.
➢ Karekodu okutarak metni dinleyiniz.
➢ Dinlerken önemli noktaları not ediniz.
➢ Dinleme bittikten sonra seçtiğiniz strateji ve yöntemin işe yarayıp yaramadığını değerlendiriniz.
➢ Gerekirse metni tekrar dinleyip farklı bir strateji ve yöntem seçebilirsiniz.
➢ Son olarak öğrendiklerinizi ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla tartışınız.
Soru: Dinlediğiniz metinde ileri sürülen düşünceleri Aylin’in bakış açısıyla inceleyiniz.
- Cevap: Dinlediğiniz metinde ileri sürülen düşünceleri Aylin’in bakış açısıyla inceledim.
Soru: Aylin’in söylemek istediklerini kendi cümlelerinizle defterinize yazınız.
- Cevap: Bazen etrafımızdaki kişilerin davranış biçimleri, neden öyle davrandıkları konusunda onlara kızabiliyoruz. Ancak bunun yerine o kişiyle konuşup, varsa bir derdi, sıkıntısı dinlesek ve kendimizi onun yerine koysak çok daha iyi bir duruma gelebiliriz. İşte bu empatidir. Kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koyup onu anlamaya çalışmak yani. Daha iyi bir arkadaşlık ortamı ve daha güzel bir dünya için hepimiz bol bol empati yapmalıyız.
Soru: Aylin’in düşüncelerini yorumlayarak aşağıdaki cümleyi tamamlayınız.
- Cevap: Aylin bunları söylerken aslında hepimize empati yapma becerisine sahip olmamız gerektiği mesajını vermiştir.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 75 Cevabı
12. ETKİNLİK
Soru: Dinlediğiniz metinden alınan aşağıdaki cümleyi inceleyiniz. Cümledeki altı çizili kelime hangi ismin yerine kullanılmıştır? Söyleyiniz.
“İnsanların duygularını anlamak ve onlara destek olmak, dünyayı daha iyi bir yer hâline getirir.
- Cevap: Onlar: İnsanlar yerine kullanılmıştır.
Soru: Aşağıda verilen cümlelerde bir ismin yerine tercih edilen kelimelerin altını çiziniz.
- Cevap:
Soru: Aşağıdaki cümlede altı çizili isimlerin yerine tercih edilen bir kelime bularak cümleyi tekrar yazınız.
Aslı ile Ceren yeni tanışmalarına rağmen sıkı dost oldular.
- Cevap: Onlar yeni tanışmalarına rağmen sıkı dost oldular.
13. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki paragrafı okuyunuz.
Deniz, yaz tatilinden sonra okula döndüğünde sınıfına yeni gelen Kerem’i fark etti. Kerem çok sessizdi ve kimseyle konuşmuyordu. Öğretmen, Kerem’in başka bir şehirden taşındığını ve henüz kimseyi tanımadığını söyledi. Deniz, Keremin yalnız olduğunu hissetti ve onunla arkadaş olmak istedi. Birkaç kez onunla iletişim kurmayı denedi ama Keremin çekingen tavrı nedeniyle başarılı olamadı.”
- Cevap: Paragrafı okudum.
Soru: Paragraftaki sorunun çözümüne yönelik aşağıdaki yönergeler doğrultusunda bir konuşma yapınız.
• Sorunu tanımlayıp kendi cümlelerinizle özetleyiniz.
• Deneyimlerinizi de kullanarak sorunun çözümüne yönelik önerilere konuşmanızda yer veriniz.
• Önerilerinizden en uygun olanı değerlendirip konuşmanızı sonlandırınız.
• Konuşma sürecine uygun selam ve hitap ifadelerini kullanınız
• Size sorulan soruları uygun biçimde cevaplayınız.
- Cevap:
Sevgili Öğretmenim ve Arkadaşlarım,
Her insan aynı değildir. Kimisi daha sıcaktır, girdiği ortama hemen alışır, herkesle samimi olur. Sanki kırk yıldır oradaymış gibi olur. Kimisi de daha çekingendir. Aslında insanların içine girmek ve samimi olmak istiyordur ama bunu bir anda yapamıyordur. Mesela ben böyleyimdir. Bir anda samimi olamam insanlarla ama bana olumlu adımlar atılmaya devam ediyorsa ben de çekingenliğimi zamanla üzerimden atarım. Bu parçada da Kerem çekingen birisidir. İlk birkaç denemede Deniz, istediği cevabı alamadı. Ancak Deniz içtenlikle Kerem’e yaklaşmaya devam ederse, örneğin öğle yemeğinde yanına oturursa mutlaka Kerem de ona adım atacaktır. Bizler de sınıfımızda bu şekildeki arkadaşlarımızı yalnız bırakmamalı ve mutlaka onlarla arkadaş olmaya çalışmalıyız.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 76 Cevabı
Çıkarın yapma; bir metni dinleyip/ izledikten veya okuduktan sonra netindeki ipuçlarını ve ön bilgilerinizi kullanarak netinde doğrudan ifade edilneyen bilgileri belirlenektir. Çıkarımlarda mutlaka netinden bir dayanak bulmamız ve bununla netin dışı bilgileri ilişkilendirmemiz gerekmektedir. bu ilişkilendirme için mantıklı ve kabul edilebilir bir gerekçe sunmaya da dikkat etmeliyiz.
Metinlerde anlatılmak istenenler bazen doğrudan ifade edilmez ve onları keşfetmemiz istenir Bir karakterin özelliklerini tespit etme, ana fikir ve yardımcı fikir bulma gibi netinde doğrudan ifade edilmeyen unsurları belirlemek buna örnek olabilir. Çimdi, aşağıdaki örneği öğretmenimizle beraber inceleyelim sonra da çıkarın yapma stratejisini uygulayarak öğrenelim.
Öğretmenimizi izliyoruz
Öğretmenimiz şimdi metni okuyacak ve metinde açıkça ifade edilmeyen bilgileri, ipuçlarından ve ön bilgilerinden hareketle belirleyecek. Çıkarım yapma stratejisini kullanırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini bize öğretecek. Öğretmenimizi dikkatle izlerken aşağıdaki noktalara odaklanalım.
Soru: Öğretmenimiz metindeki hangi ipuçlarından hareketle çıkarım yaptı? Buna ilişkin neler söyledi?
- Cevap: Öğretmenimiz, bilgenin mutluluğun gizini söylemeye vaktinin olmamasından, bilgenin bu gizi kendisinin bulmaya çalışmasını düşündüğü çıkarımını yaptı. Gencin şatoyu ikinci defa gezeceği zaman kaşıktaki yağı dökeceği çıkarımında bulundu çünkü bilgenin ona bir ders verme amacının olduğunu tahmin etti.
Soru: Öğretmenimiz belirlediği ipuçlarıyla kendi deneyimlerini nasıl ilişkilendirdi?
- Cevap: Öğretmenimiz, kendi öğrencilik yıllarında öğretmenlerinin bazen bir sorunun cevabını doğrudan kendilerinin vermediğini, bazı işaretlerle kendilerinin cevaba ulaşması için fırsat tanıdığını söyledi.
Soru: Öğretmenimiz çıkarım yapma stratejisi He metinde doğrudan yer almayan hangi bilgilere ulaştı?
- Cevap: Öğretmenimiz çıkarım yapma stratejisi ile metinde doğrudan yer almayan gencin yağı dökeceği ve bilgenin gence bir ders verme amacının olduğu bilgilerine ulaştı.
SİMYACI
(…) Bir tüccar Mutluluğun Gizi’ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş.
Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış. Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler ça- lıyormuş; dünyanın dört bir yanından gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da varmış. Bilge sırayla bu insanlarla konuşuyormuş. Bizim delikanlı kendi sırasının gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış.
Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge, ama Mutluluğun Gizi’ni açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra görmeye gelmesini salık vermiş.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 77 Cevabı
‘Ama sizden bir ricada bulunacağım,’ diye eklemiş bilge, delikanlının eline bir kaşık verip sonra bu kaşığa iki damla sıvı yağ koymuş. ‘Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz.’
Delikanlı sarayın merdivenlerini inip çıkmaya başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış.
‘Güzel’, demiş bilge,‘peki yemek salonumdaki Acem halılarını gördünüz mü? Bahçıvan başının yaratmak için on yıl çalıştığı bahçeyi gördünüz mü? Kütüphanemdeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?”
Utanan delikanlı hiçbir şey göremediğini itiraf etmek zorunda kalmış. Çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çabaladığından, başka bir şeye dikkat edememiş.
‘Öyleyse git, Evrenimin harikalarını tanı,’demiş ona bilge.‘Oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin.’
İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış. Bu kez, duvarlara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat ediyormuş. Bahçeleri, çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat yapıtlarının zarafetini görmüş. Bilgenin yanına dönünce, gördüklerini bütün ayrıntılarıyla anlatmış.
‘Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?’ diye sormuş bilge.
Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş.
‘Peki,’ demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi, ‘sana verebileceğim tek bir öğüt var: Mutluluğun Gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan.’ (…)
Metindeki İpuçlarını ve Ön Bilgilerinizi Kullanarak Cevaplayacağınız Sorular
Soru: Metnin ana fikri nedir?
- Cevap: Mutluluğun sırrı, sorumluluklarımızı unutmadan dünyanın bütün harikalarını, bütün güzelliklerini görmektir.
Soru: Metnin yardımcı fikirleri nelerdir?
- Cevap: Hayatın sırlarını öğrenmek için tecrübe sahibi insanların yol göstericiliğine ihtiyaç vardır. Ulaşmak istediğimiz bilgilere ulaşmak için çabalamak gerekmektedir. Bir insana güvenebilmek için o insanın yaşadığı yeri bilmek gerekir.
Soru: Tüccarın oğlunun karakter özellikleri nelerdir?
- Cevap: Tüccarın oğlu meraklı, araştırmacı, kendisine verilen bir emaneti korumaya çalışan, dürüst birisidir.
Soru: Bilgenin karakter özellikleri nelerdir?
- Cevap: Bilge insanlara bir bilgiyi doğrudan vermeyen, onların çabalamaları gerektiğini düşünen, söylediğinde ve söylemediğinde bir hikmet yatan birisidir.
Soru: Tüccarın oğlu kaşıktaki sıvı yağı niçin dökmüş olabilir?
- Cevap: Tüccarın oğlu kaşıktaki sıvıyı o sırada bilgenin şatosundaki detaylara yoğunlaştığı için dökmüş olabilir.
Soru: Tüccarın oğlu kaşığındaki sıvı yağın döküldüğünü gördüğü zaman neler hissetmiş olabilir?
- Cevap: Çok üzülmüş ve bundan dolayı utanmış olabilir.
Biz Uyguluyoruz
Soru: Şimdi 4-6 kişilik gruplar oluşturalım ve okuduğunuz metinde anlatılanlardan hareketle çıkarım yapalım. Çalışmamızı yaparken aşağıdakilere dikkat edelim.
- Cevap: Aşağıdaki yönergeye uygun şekilde stratejiyi uygulayacağız.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 78 Cevabı
• Öğretmenimiz bize itendi uygulamasındaki sıraya uygun olarak ne yapacağımızı söyledikten sonra grup olarak söyleneni uygulayalım.
• Grup olarak çalışırken önce birlikte düşünüp tartışalım, ortak bir karara varalım; sonra çıkarımımızı çalışma kâğıdımıza aktaralım.
• Çalışırken ihtiyaç duyarsak öğretmenimizden yardım alalım.
• Öğretmenimiz biz çalışırken bir eksiklik fark ederse onun uyarılarına uygun olarak çalışmamızı düzenleyelim.
- Cevap: Metinden kendimize değer vermenin bir boyutunun da başkalarının hakkımızda söyledikleri olumsuz sözlere kulak tıkamak olduğu çıkarımında bulundum. Bu çıkarımı yaparken dershaneye gitmeden sınavı kazanamayacağı ifade edilen ablamın, bu sözlere kulak asmamasından hareket ettim. Çıkarım yapma stratejisi ile metinde yer almayan, başkalarının olumsuz sözlerini dinlememe ve başkalarının isteklerini kendi isteklerimizin önüne koymamak gerektiği bilgilerine ulaştım.
KENDİNE DEĞER VERMEK
Kendinize değer vermek, kendinizi sevmek ve kendinize iyi bakmak demektir. Bu, kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeniz ve her zaman en iyisini yapmaya çalışmanız anlamına gelir. Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır. Önemli olan, kendi güçlü yanlarınızı keşfetmeniz ve zayıf yanlarınızla barışık olmanızdır. Kendinize değer verdiğinizde, başkalarının olumsuz sözlerinden daha az etkilenir ve kendi yolunuzda kararlı bir şekilde ilerlersiniz.
Kendinize değer vermenin bir diğer önemli kısmı, kendi ihtiyaçlarınıza ve isteklerinize önem vermenizdir. Kendinize zaman ayırmak, dinlenmek ve sevdiğiniz şeyleri yapmak, kendinize değer vermenin bir parçasıdır. Örneğin çok yorulduğunuzda ara vermek, resim çizmek veya müzik dinlemek gibi sevdiğiniz şeylerle ilgilenmeniz, sizi mutlu ederve enerjinizi geri kazanmanıza yardımcı olur. Kendi ihtiyaçlarınızı gözetmeniz, sizi daha mutlu ve dengeli biri yapar.
Son olarak kendinize değer vermeniz, kendinizi sürekli olarak geliştirmenizi ve yeni şeyler öğrenmenizi de içerir. Dil öğrenmek, spor yapmak veya yeni hobiler edinmek, kendinize olan saygınızı artırır. Kendinize daha çok güvenmenizi sağlar ve hayatta daha başarılı olmanızı destekler. Kendinize değer verdiğinizde hem kendiniz hem de çevrenizdekiler için daha olumlu ve güçlü bir örnek olursunuz. Unutmayın, siz çok değerlisiniz ve kendinize iyi baktığınızda her şey daha güzel olur!
Metindeki İpuçlarını ve Ön Bilgilerinizi Kullanarak Cevaplayacağınız Sorular
Soru: Metnin ana fikri nedir?
- Cevap: Herkes çok değerli olduğunun farkına varmalı ve kendimiz iyi olursak dünyayı da iyileştirebileceğimizi bilmeliyiz.
Soru: Metnin yardımcı fikirleri nelerdir?
- Cevap: Kendimize değer vermemizin koşulu, kendimizi sevmek ve kendimize iyi bakmaktır. Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz. Herkesin güçlü ve zayıf yanları vardır. Kendi istek ve ihtiyaçlarımıza önem vermeliyiz. Sürekli kendimizi geliştirmeli ve yeni şeyler öğrenmeliyiz.
Soru: Kendinize değer vermeniz, hayatınızı nasıl daha güzel hâle getirir?
- Cevap: Kendimize değer verip sevdikçe hayatımızın önceliğini kendimize verir maddi-manevi doygunluğa ulaşır ve daha huzurlu oluruz. Bu şekilde de hayatımız daha güzel hâle gelir.
Soru: Başkalarının size karşı olumsuz sözlerinden daha az etkilenmek için neler yapabilirsiniz?
- Cevap: O insanların dediklerini önemsemeyiz, o insanları yok sayabiliriz, dediklerini sinek vızıltısı gibi görebiliriz.
Yine Uyguluyoruz
Soru: Şimdi 2-3 kişilik gruplar oluşturalım ve okuduğunuz metinde anlatılanlardan hareketle çıkarım yapalım. Çalışmamızı yaparken aşağıdakilere dikkat edelim.
• Bu sefer öğretmenimiz, gerekmedikçe bize müdahalede bulunmayacak.
• Önceki uygulamalardaki sırayı takip ederek stratejiyi kullanalım.
• Stratejiyi uygularken grup arkadaşlarımızla konuşup tartışalım, metinden hareketle yaptığımız çıkarımları çalışma kâğıdımıza aktaralım.
- Cevap: Metni dikkatli bir şekilde dinleyip yönergeye uygun şekilde çalışmamızı yapacağız. Şehre gelen ikinci adama çobanın şehirdeki insanların çok iyi olduğunu söyleyeceği çıkarımında bulundum. İpuçlarını göz önünde bulundurup çıkarımda bulunurken daha önce okuduğum hikâyelerde anlatılanları dikkate aldım. Çıkarım yapma stratejisi ile metinde yer almayan, çobanın çırağına bir nasihat verme amacında olduğu bilgisine ulaştım.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları Sayfa 79 Cevabı
ZİYARETÇİ
Şehrin kapısında yaşlı bir çoban yanındaki genç çırağıyla bir kayanın üzerine oturur, bir yandan büyük koyun sürüsünü gözler bir yandan da mekanik el hareketleriyle pazarda sattığı süveter ve çorapları örermiş. Bir gün bir ziyaretçi gelmiş, şehrin kapısında içeri alınmayı bekleyen erkeklerin yanında sıraya girmiş ama adam tereddütte görünüyormuş. Çobana yaklaşıp sormuş: “Söyle bana yaşlı adam, bu şehri tavsiye eder misin? Buraya yerleşip küçük bir iş kurmayı düşünüyorum ama amacıma bu kadar yaklaşınca kalbime bir korku doldu. Bu şehrin insanları nasıldır? Onlara güvenebilir miyim?”
“Geldiğin şehirdeki insanlar nasıldı?” diye sormuş çoban. “Ah!” demiş adam, (…) “Beni sürekli hayal kırıklığına uğratmalarından bıktım.”
“Ne yazık ki yabancı, bu şehrin insanları da aynı. En iyisi sen yoluna devam et” demiş yaşlı çoban.
Yaklaşık bir hafta sonra başka bir ziyaretçi şehir kapısındaki kabul sırasından çıkıp yaşlı çobanın yanına gitmiş:
“Söyle bana yaşlı adam, bu şehri tavsiye eder misin? Yerleşip küçük bir iş kurmayı düşünüyorum ama amacıma bu kadar yaklaşınca kalbime bir korku doldu. Bu şehrin insanları nasıldır? Onlara güvenebilir miyim?”
“Geldiğin şehirdeki insanlar nasıldı?” diye sormuş çoban.
“Buna çok üzülüyorum işte” demiş adam, “dünyanın hiçbir yerinde o kadar sevgi dolu, güvenilir ve cömert bir çevre bulamam. Bir hafta önce komşularımdan zor ayrıldım ve onları şimdiden özledim.”
“Eh, şanslısın yabancı; bu şehrin insanları da aynı” demiş yaşlı çoban.
İki konuşmayı da duyan çırağı yaşlı adama sormuş: “Neden bu adamlara farklı cevaplar verdin? Şehrin insanlarıyla ilgili fikrin bir hafta içinde tamamen değişmiş olamaz.”
“Hayır oğlum, bu adamların her birine kendilerinin yaşayacakları gerçeği söyledim. Dünya içimizde taşıdığımız korkuların aynasıdır.”
Metindeki İpuçlarını ve Ön Bilgilerinizi Kullanarak Cevaplayacağınız Sorular
Soru: Metnin ana fikri nedir?
- Cevap: İnsanlar, dünyaya içlerinde taşıdığı korkulara göre anlam verir.
Soru: Metnin yardımcı fikirleri nelerdir?
- Cevap: İnsanlar, bazı düşüncelerini hayata geçirirken son anda bazı tereddütler yaşayabilir. İnsanlar bazen sevmedikleri bir yerden ayrıldığı gibi sevdiği bir yeri de terk etmek durumunda kalabilirler.
Soru: İlk ziyaretçinin eski şehri hakkındaki düşünceleri, çobanın ona verdiği cevabı nasıl etkilemiştir?
- Cevap: Çoban, adam eski şehriyle ilgili ne söylediyse orası için de aynı şeyleri söylemiştir.
Soru: İkinci ziyaretçinin eski şehri hakkındaki düşünceleri, çobanın ona verdiği cevabı nasıl etkilemiştir?
- Cevap: Aynı ilk adam gibi ona da şehriyle ilgili ne düşünüyorsa onu söylemiştir.
Soru: Çırak, çobanın iki farklı ziyaretçiye farklı cevaplar vermesini nasıl yorumlamıştır?
- Cevap: Neden farklı cevaplar verdiğini sorup bir haftada görüşlerinin değişemeyeceğini söylemiştir.
Soru: Çoban, “Dünya içimizde taşıdığımız korkuların aynasıdır.” sözüyle neyi kastetmiştir?
- Cevap: İnsan dış dünyayı içinde bulunduğu duruma göre yorumlar ve anlamlandırır. İçinde sevgi taşıyan, her şeye sevgiyle bakar; şüphe dolu biri her olaya şüpheyle bakar; korkularla dolu birisi de her olaydan korkacak bir şeyler bulur.
SIRA SENDE
Soru: Artık çıkarım yapma stratejisini kullanmayı öğrendik. Şimdi “Tatlı Günler” metninde stratejiyi kendimiz kullanabiliriz.
- Cevap: Mehmet Doğu Anadolu’da yaşıyoruz deyince yaşadıkları yerde kışın sert geçtiği çıkarımında bulundum. İpucunu değerlendirip çıkarımda bulunurken okulda öğrendiğim bilgilerimi kullandım. Kardeşinin üç yaşında olmasından dolayı, metinde yer almayan, onun henüz okula gitmediği sonucuna ulaştım.
5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı MEB Yayınları İletişim ve Sosyal İlişkiler Teması Sayfa 66-67-68-69-70-71-72-73-74-75-76-77-78-79 Ev Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.