Adabımuaşeret Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 94
“Adabımuaşeret Ders Kitabı Cevapları Sayfa 94 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
Adabımuaşeret Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 94
İslamiyet öncesi Türk devletlerinde “kengeş, kurultay, toy” gibi adlarla kurulan meclisler, Türk kültüründe devlet yönetiminde de danışmaya önem verildiğini göstermektedir. Türklerin İslami kültür halkasına girişiyle birlikte söz konusu danışma kültürü, İslamiyet’teki meşveret kültürüyle uygunluk göstermiş ve toplumda yüzyıllarca egemen olmuştur. Türk-İslam devletlerinde önemli meseleler Divanısaltanat ve Divanıhümayun gibi kurum- larda istişare edilerek karara bağlanmıştır.
İslam’da istişareye verilen önem ayetlerle ortaya konmuş, daha bilgili olanlara fikir danışılması ve onların deneyimlerinden yararlanılması tavsiye edilmiştir. “Rablerinin çağrısına uyarlar, namazı özenle kılarlar. İşleri de aralarındaki danışma ile yürür. Kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için harcarlar.” (Şûra suresi, 38) ayetinde istişare konusunun temel ibadetlerle bir arada ele alınması, İslam’ın istişareye verdiği önemi gösterir.
“(…) İş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever.” (Al-i İmran suresi, 159) ayetinde ise istişarenin gereğinden fazla uzatılmasının karar verme sürecini olumsuz etkileyebileceğinden bahsedilmiş; istişarenin ölçülü yapılması ve karar alındıktan sonra Allah’a güvenilmesi gerektiği vurgulanmıştır. İnsanın kaygılı ruh hâline bürünmesi bu yolla önlenir.
Hz. Muhammed’in uyarı ve uygulamalarında istişareye önem verdiği ve bu konuyla ilgili uyarılarının olduğu bilinir. “Sizden biriniz kardeşiyle istişâre etmek isterse kardeşi görüşünü söyleyerek ona yol göstersin.” (İbn Mâce, Edeb, 37) hadisinde akıl danışan kişiye yol göstermenin dinî ve toplumsal bir sorumluluk olduğu ifade edilir. Kur’an-ı Kerim ve sünnette istişareye önem verilmesi, İslami ilkelerin uzlaşı sağlamada geçmişten günümüze insanlara rehberlik ettiğini gösterir. Hz. Ali, Hz. Muhammed’e “Sen dünyadan göçtükten sonra Kur’an ve sünnette hükmünü bulamadığımız bir mesele hakkında nasıl bir metot izleyelim?” diye sorduğunda o, “Ümmetimden Allah’a itaatkâr olan ve işinde ehil olanları bir araya toplayarak onlarla istişare edin. Sadece bir kişinin fikrini esas alarak sakın karar vermeyin.” diye cevap vermiştir. Hz. Muhammed’in bireysel ve toplumsal konuların çözüm sürecinde istişareyi Kur’an ve sünnetten hemen sonra anması, istişareye önem verilmesinin gerekliliğini ortaya koyar.
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’a girdiğinde kendisine sevgi gösterisinde bulunup çiçek vermek isteyenlere hocası Akşemseddin’i işaret etmiş; “Ona gidiniz. Sultan Mehmed benim, ama o benim hocamdır. Şehrin manevi fatihidir.” diyerek hocasını yüceltmiştir. Yavuz Sultan Selim ise Mısır seferinden dönerken devrin büyük ilim adamlarından olan hocası Kemal Paşazade’nin atının ayağından kaftanına sıçrayan çamur için “Âlimlerin atının ayağından sıçrayan çamur, bizim için kıymetlidir. Ben öldüğüm zaman bu kaftanımı, sandukamın üzerine örtersiniz.” diyerek vasiyette bulunmuştur.
İnsanların kendine has düşünce ve anlayış yapılarının olması, zaman zaman aynı konular üzerinde fikir ayrılıklarının oluşmasına neden olabilir. Anlaşmazlık durumlarında uzlaşı sağlama sürecinde toplumsal kabullere uygun davranmak, sıkıntıların büyümeden ortadan kaldırılması bakımından önemlidir.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
Meb Yayınları Adabımuaşeret Ders Kitabı Sayfa 94 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.