Açgözlü Balon Masalı
Açgözlü Balon Masalı
Biri vardı, biri yoktu, Hüdâdan büyük kimse yoktu. Bir balon ile, gagası kızıl bir karga birbiriyle yoldaş oldular. Az gittiler, çok gittiler, yüksek bir dağa ulaşınca:
“Gel, birlikte sidik yarıştıralım, kim daha uzağa işerse diğerini yesin!”, dediler. Balon daha uzağa işedi. Kargaya:
“Gel, ben seni yiyeyim”, dedi. Karga:
“Eğer ben seni gagalarsam, patlarsın”, dedi. Balon:
“Hotdim, potdim, şu kargayı yuttum”, dedi. Kargayı yuttu, az gitti, çok gitti, bir çeşmenin başına vardı. Çeşme başında baktı ki, kadınlar çamaşır yıkıyor. Kadının biri balonu görünce:
“Dur, seni bir patlatayım”, dedi. Balon:
“Yok, sen beni patlatma, hotdim, potdim, şu kadını giysileriyle yuttum”, dedi. Onu da yuttu. Yolda giderken bir katar deve gördü. Kervanbaşı, dedi:
“Dur, geleyim, seni bir patlatayım.” Balon dedi:
“Yok, sen beni patlatma! Ben seni yutacağım.” Kervanbaşı dedi:
“O sana kalmış!” Balon dedi:
“Hotdim, potdim, bunu da yuttum.” Az gitti, çok gitti, karanlık oldu. Bir kapı gördü, kapıyı vurdu; yaşlı bir kadın geldi, kapıyı açtı, dedi:
“Sen kimsin?” Balon:
“Ben buraya yatmaya geldim”, dedi. Kadın: “Sen misafirsin, ne yersin, sana ne hazırlayayım?”, diye sordu. Balon:
“Hiç birşey”,, dedi, “ben gagası kızıl bir karga yedim, davar yedim, bir katar deve yedim, giysileriyle bir kadın yedim. Şimdi artık yemek yemeyeceğim.” Başını koydu yattı. Balon bunları anlatınca, yaşlı kadın gitti, bir büyük taş getirdi, balonun kamının üstüne koydu: Balon patladı, içinden katar deve, davarıyla çoban, devesiyle kervanbaşı, giysileriyle kadın ve gagası kızıl karga çıktılar. Bunun üzerine yaşlı kadın zengin oldu; davan, ineği ve diğerlerini, hepsini kendi için sakladı.