10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 565
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 565 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 565
Anıların öykü, roman, deneme, şiir gibi edebi türlere kaynaklık ettiği de görülür. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın denemelerine kaynaklık eden bir anısı aşağıda verilmiştir. Metni okuyup soruları metne göre cevaplayınız. (Metin, kısaltılarak alınmıştır.)
Kitap Korkusu
1923 yıllarında Erzurum Lisesi’nde hoca idim. Mektebimizde Fransızca ders veren Abdülhakim Bey adında Mısırlı bir hoca vardı. Çok çabuk dost olmuştuk. Fransızcayı, İngilizceyi iyi biliyor, biraz yağlı, fazla tecvidli olmasına rağmen Türkçeyi de mükemmel şekilde konuşuyordu. Fransız gramerini iki ayda öğretmek için hususî bir metod bile icad etmişti. Bu cinsten icad sahiplerinin çoğu gibi, o da garip bir adamdı. Sene sonunda imtihanlarda çocukların hakikaten Fransız gramerini çok iyi bildiklerini gördük. Yalnız bir şey eksikti. Fransızca bilmiyorlardı. Tek başına metodun kâfi olmadığını ve her icadın icat sayılamıyacağını ilk önce o imtihanda öğrendim.
Hakim Bey, hoşa giden tarafı çok, vefalı bir arkadaştı. Yalnız bir kötü huyu vardı. Kitabı sevmez ve okumazdı. Gramer kitaplarından başka kitabı yoktu. Halbuki o yıllar benim okuma hızımın arttığı yıllardı. Mektepten çıkar çıkmaz yatağıma uzanır, yeni tanıdığım Dostoievsky ile, Erzurum’a kadar cebimde getirdiğim Baudelaire’i, İstanbul’dan bin güçlükle getirttiğim kitapları okurdum. Fakat asıl okuduğum bu ikisi idi. Fransız şâirinin Darülfünunda iken cazibesine kapılmıştım. Dostoievsky’yi ise yeni yeni tadıyordum. Muazzam bir şeydi bu. Her an dünyam değişiyordu. İnsan ıztırabiyla temasın sıcaklığı her sahifede sanki kabuğumu çatlatacak şekilde beni genişletiyordu. Düşüncem adetâ bir kaç gece içinde boy atan o mucizeli nebatlara benziyordu. Cildden cilde atladıkça ufkum başkalaşıyor, insanlığa ve hakikatlerine kavuştuğumu sanıyordum.
Hakim Bey’le bir evde oturduğumuz için günlerimiz beraber geçiyor gibiydi. Adamcağız tam bir ıztırap içindeydi. Beni bırakıp yalnızca sokağa çıkmaya razı olmadığı için, ben okurken bir avuç içi kadar odamızda, öğrenilecek lisânın kendisine hiç bir suretle muhtaç olmayan gramer metodlarını düşünür, yahut da operalarını söylerdi. Fakat vaktini ne ile geçirirse geçirsin bir eli daima bana doğru, elimdeki kitabı alıp atmak için uzanmış dururdu. Aylarca bu tehdidin altında yaşadım. Hâlâ bile üzerimde izi vardır.
Hakim Bey’in söylediği opera parçaları, bilmem nedense, bana onun Shakespeare’i çok sevdiği fikrini vermişti. Hem gönlünü almak, hem de belki okumaya tekrar başlar da rahat ederim ümidiyle İstanbul’dan kendisine hediye etmek üzere bir İngilizce Shakespeare getirtmeyi düşündüm. Aylarca bekledikten sonra nihayet kitap geldi. Ona Shakespeare’i uzattım.
Dostum kitabı bir müddet ne yapacağını bilmeden elinde evirdi, çevirdi. Sonra yüzüme bakarak hakikaten sevimli bir hayretle “Bunu ne yapacağım? ” diye sordu. Gözlerinde bütün bir çocuk masumiyeti vardı. “Ben kitap okumam, diyordu. Hele ecnebi dilinde hiç okumam.”
Birdenbire karşımdaki adam benim için hakikî bir uçurum olmuştu. Hâlâ bile, Hakim Bey’i korkunç bir boşluk gibi düşündüğüm, gördüğüm olur. Kitabı sevmeyen ve korkan adam… Tecessüsünü öldürmüş insan…
(…) Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşadığım Gibi
Kelime Dağarcığı:
nebat: Bitki. tecessüs: Anlama merakı.
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 565 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.