Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
7. Sınıf Peygamberimizin Hayatı Meb Yayınları

7. Sınıf Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 67

“7. Sınıf Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 67 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

7. Sınıf Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 67

Soru: Aşağıdaki soruların cevabını altlarındaki boşluklara yazınız.

Soru: Hz. Peygamber Veda Hutbesi’nde, “Bugün, bu ay ve bu belde nasıl kutsal ve korunmuş ise canlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da öylesine korunmuştur.” buyurmuştur. (Buharı, İlim, 37.) Bu hadis-i şerifi İslam’ın, korunmasını emrettiği temel değerler çerçevesinde açıklayınız.

  • Cevap: İslam dininin korunmasını emrettiği beş temel değer vardır. Bunlar; can, din, akıl, namus ve maldır. Hz. Peygamber Veda Hutbesi’nde zikrettiği bu hadiste bunlardan can, mal ve namus güvenliğine değinmiştir. İçinde bulunduğu zilhicce ayı hac mevsimi olduğu için kutsal bir zaman, içinde bulunduğu Harem (Kâbe ve etrafı) hac yeri olduğu için kutsal bir mekândır. Bu kutsallıklar onlara Allah (c.c.) tarafından verilmiştir. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in burada korunması gereken bir değer olarak dinden de bahsettiğini söyleyebiliriz. Din ile yükümlü olmak için ise akıllı olmak şarttir. Yani Hz. Peygamber, beş temel değeri zikretmiştir. Bunlar insanı insan yapan ve başkalarının her türlü saldırısına karşı korunması gereken değerlerdir.

Soru: İslam’ın, insanları eşit kabul etmesinin adaletin tesis edilmesine nasıl bir katkısı vardır?

  • Cevap: Irk, renk, cinsiyet, zenginlik, güzellik ve makam gibi unsurların insanları birbirinden üstün ya da aşağı kılabileceği inancı adaletsizliğin temelini oluşturur. Oysa İslam, her insanı doğuştan hür ve eşit kabul eder. İnsanın kendi seçmediği hiçbir şey onu diğerlerinden üstün yapamaz. İslam dinine göre gerçek üstünlük Allah (c.c.) nazarındaki üstünlüktür. Bu da sadece takva ile mümkündür. Bu eşitlik anlayışı adaletin de temelidir.

Soru: Resulullah (s.a.v.), üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, ilgili kişilerden helallik almalarını, aksi halde hesap gününde bunun hesabının görüleceğini bildirmiştir.
(bk. Buhârî, Mezalim, 10.)
Hz. Peygamber, imkânı olmasına rağmen zamanı gelmiş bir borcu ödemeyenlerin bunu ertelemesinin zulüm olduğunu söylemiştir. (bk Buhârî Havâle 1)
Bu hadislere göre kul hakkının kapsamı neler olabilir?

  • Cevap: Sosyal bir varlık olan insanın; ailesine, arkadaşlarına, akrabalarına, iş arkadaşlarına ve yaşadığı topluma karşı hak ve sorumlulukları vardır. Karşısındaki insanın haklarını ihlal ettiğinde ve helallik almadığında kul hakkına girmiş olur. Hadisteki örnekte olduğu gibi imkânı olduğu hâlde borcunu ödemeyen kişi, borç aldığı insanı rencide etmekte ve onun onurunu kırarak hakkına girmektedir.

Soru: Hz. Peygamber’in, emanetin korunmasına yönelik uygulamalarına bir örnek veriniz.

  • Cevap: Emanet, yalnızca birisinin bize teslim ettiği bir eşya değildir. En başta canımız, bedenimiz, sağlığımız, ailemiz ve içinde yaşadığımız dünya bize emanettir. Bu nedenle Hz. Peygamber, bir nehirden abdest alınsa bile suyun israf edilmemesini tavsiye etmiştir. Tabiatin kaynaklarının sonraki nesillere zarar görmeden aktarılması için gayret gösteren Rahmet Elçisi, Medine’yi harem bölgesi (korunan yer) ilan etmiş, burada avlanmayı ve ağaç kesmeyi yasaklamıştı.

Soru: Allah Resulü’nün (s.a.v.) dürüstlük, yardımlaşma gibi evrensel nitelikteki söz, davranış ve faaliyetlerini günlük hayatta uygulamak kişiye ne kazandırır?

  • Cevap: İnsanın dünyadaki amacı olgunlaşmak ve kendini gerçekleştirmektir. Yani kusurlarımızı fark edip onları düzeltmek ve elimizden geldiği kadar iyi bir insan olmak hepimizin gayesi olmalıdır. Bu yüzden dürüstlük ve yardımseverlik gibi iyi ahlaki özellikleri kazanmak için elimizden geleni yapmamız gerekir. Bunu önce Rabb’imizin rızasını kazanmak için yapmalıyız. Ancak bunlar ahiretimizi güzelleştireceği gibi, bizim karakterimizi ve dünya hayatımızı da güzelleştirir.

Soru: “Allah’ın belirlediği sınırları size yakın olsun, uzak olsun herkese olduğu gibi uygulayın. Sakın hiçbir kınayanın kınaması sizi bundan alıkoymasın.” (İbn Mâce, Hudûd, 3.) Bu hadisi, insanların yaratılış bakımından eşit olması ilkesi çerçevesinde açıklayınız.

  • Cevap: Bu hadis, insanların yaratılış bakımından eşit olduğunu ve adaletin herkese eşit şekilde uygulanması gerektiğini vurgular. Allah’ın belirlediği sınırlar, kim olursa olsun, herkes için geçerlidir ve adalet kınamalardan etkilenmemelidir.

Soru: “… Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabb’inden gizli kalmaz…” (Yûnus suresi, 61. ayet.) Bu ayete göre yakın akraba lehine, onların haklı olup olmadığına bakılmaksızın, şahitlik yapılması doğru mudur? Açıklayınız.

  • Cevap: Hayır, doğru değildir. Allah her şeyi bilir ve adaleti gözetir. Yakın akraba lehine taraflı şahitlik yapmak, hakka aykırı olduğu için İslam’da kabul edilmez.

7. Sınıf Meb Yayınları Peygamberimizin Hayatı Ders Kitabı Sayfa 67 Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!