Yanardağlar Misali Dinleme Metni Etkinlik Cevapları (7. Sınıf Türkçe)
Yanardağlar Misali Dinleme metni cevapları ve soruları, Meb Yayınları 7. Sınıf Türkçe Ders kitabı sayfa 132-133-134-135-136-137 (Erdemler Teması)
Yanardağlar Misali Dinleme Metni Cevapları
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 132 Cevapları
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
Soru: Kanaat ile ilgili araştırdığınız atasözlerini arkadaşlarınızla paylaşınız.
- Cevap:
Kanaat ile ilgili atasözleri ve anlamları:
“Kanaat eden, hiç fakirlik çekmez.”
➢ Azla yetinmeyi bilen kişi, yoksulluk hissetmez.
“Kanaat karın doyurur, hırs cepten doyurur.”
➢ Azla yetinmek insanı mutlu eder, aşırı hırs ise insanı mutsuzluğa sürükler.
“Azıcık aşım, dertsiz başım.”
➢ Elindekiyle yetinmek, büyük sorunlardan uzak kalmayı sağlar.
“Gönül zenginliği, mal zenginliğinden iyidir.”
➢ İç huzuru ve gönül zenginliği, maddi zenginlikten daha değerlidir.
“Tok gözlü olan, zengin sayılır.”
➢ İhtiyaçlarını aza indirip doyum sağlayan kişi, gerçek zenginliği yakalar.
Soru: Sizce kanaat ile mutluluk arasında nasıl bir ilişki vardır? Tartışınız.
- Cevap: Kanaat, elindekilerle yetinmek ve şükretmek demektir. Bu tutum, insanı aşırı hırstan ve tatminsizlikten korur. Kanaatkâr bir kişi, sahip olduklarının değerini bildiği için daha mutlu ve huzurlu olur. Fazla hırs, mutsuzluğa yol açabilirken, kanaat mutluluğun anahtarlarından biridir.
Soru: Metni önemli bulduğunuz yerleri defterinize not alarak dinleyiniz.
- Cevap: Metinde önemli bulduğum yerler, taş ustasının her dönüşümde daha güçlü olmayı arayıp sonunda gücün kendi içinde olduğunu fark etmesidir. Ayrıca, yazarın sevgi ve içsel huzurun hayatın en değerli kaynağı olduğunu vurgulaması dikkat çekicidir. Bu, mutluluk ve huzurun dışarıda değil, insanın içinde olduğunu gösteriyor.
YANARDAĞLAR MİSALİ
Yanardağlar misali. Bir zamanlar, yaptığı işten bıkmış, kendisini iyice güçsüz, küçük, umutsuz hisseden bir taş ustası varmış. Usta hep yakınır dururmuş. Her gün bu taşları yontmaktan bıktım artık. Hep güneşin altındayım, perişanım. Güneş beni yakıyor, içime işliyor, beni güçsüz bırakıyor. Keşke ben güneşin yerinde olabilsem, onun gücünü alabilsem, keyfini çıkarabilsem.
Ve günlerden bir gün bu dileği kabul edilmiş taşçının. Taşçı kendini güneşin yerinde bulmuş. Işınlarıyla tüm dünyaya gücünü göstermek için hazırlanmış fakat o anda karşısına kocaman bulutlar çıkıvermiş. Uğraşmış, çabalamış fakat bir türlü ışınlarını dünyaya ulaştıramamış. Kara kara düşünmeye başlamış. Demek ki bulutlar güneşten daha güçlü. Ben en güçlü olamadım. Bulutlar daha güçlü. Keşke onların yerinde olsaydım. Ben de bulut olsaydım.” demiş. O an dileği kabul edilmiş ve kendini bulutların yerinde bulmuş taş ustası. Hemen yağmur yağdırmaya, şimşekler çaktırmaya hazırlanmış.
Tepede duran güneşe gururla bakmış. İşte o sırada çok kuvvetli bir rüzgar çıkmış, bütün bulutları dağıtmış. Taş ustası yine omuzsuzluğa kapılmış. Demek ki rüzgar buluttan daha güçlü. O zaman ben de rüzgar olmalıyım diye düşünmüş ve o anda rüzgar oluvermiş. Bir süre esmiş, fırtınalar yaratmış, evleri yıkmış, gemileri batırmış.
Sonra bir yere gelmiş. Bakmış ki bir türlü ilerleyemiyor. Karşısında kocaman bir dağ duruyormuş. Yine düşünmeye başlamış. Rüzgardan güçlü dağ var. O zaman ben de dağ olayım. Olmuş da bir süre gururla durmuş. Rüzgârlara, bulutlara, güneşe meydan okumuş. Sonra hafiften bir ses duymuş. Küçücük bir insan, bir taş ustası gelmiş, elindeki balyozu indirip duruyor ve kendisini yavaş yavaş küçültüyormuş.
Hayatımızdaki tüm sorun sevgi sorunudur. Kendimizi sevmek, başkalarını sevmek. Sevgi, yanınızda götürebileceğiniz, eskimeyecek, sahip olabileceğiniz en önemli ve tek şeydir. Eğer kaybetme noktasına gelmişseniz, bunu daha iyi anlarsınız. Ne kadar gelişirseniz gelişin, ne kadar alışırsanız çalışın, her zaman orası diye bir yer olacaktır. Burasını kabullenin ve burasını her zaman daha ileri götürmek için uğraş verin. Mutluluk, huzur orada, dışarıda değildir. Onları orada aramayın.
Aradığınız zaten sahip olduğunuz şeylerde ve içinizdedir. Siz, gücünü kendi içinden alan bir yanardağ gibi olmalısınız.
Murat Toktamışoğlu
1. ETKİNLİK
Soru: Dinlediğiniz metinde geçen, anlamını bilmediğiniz kelime veya kelime gruplarını belirleyiniz. Bunların anlamlarını tahmin ederek aşağıya yazınız.
- Cevap:
Kelime: Misal
- Tahminim: Örnek, benzer.
Kelime: Yontmak
- Tahminim: Taş gibi sert bir şeyi kesmek veya şekillendirmek.
Kelime: Umutsuz
- Tahminim: Ümidini kaybetmiş, karamsar.
Kelime: Balyoz
- Tahminim: Ağır çekiç, sert bir alet.
Kelime: Gururla
- Tahminim: Kendine güvenerek, onur duyarak.
Soru: Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz.
- Cevap:
Kelime: Misal
- TDK karşılığı: Örnek, benzer durum.
Kelime: Yontmak
- TDK karşılığı: Sert bir maddeyi keserek veya törpüleyerek şekil vermek.
Kelime: Umutsuz
- TDK karşılığı: Gelecekten veya bir durumdan umudu kalmayan.
Kelime: Balyoz
- TDK karşılığı: Ağır, büyük çekiç.
Kelime: Gururla
- TDK karşılığı: Onurla, kendinden emin bir şekilde.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 133 Cevapları
2. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki soruları dinlediğiniz metinden hareketle cevaplayınız.
- Cevap:
Soru: Taş ustası kendini neden mutsuz hissetmektedir? Açıklayınız.
- Cevap: Taş ustası, yaptığı işten sıkıldığı ve sürekli güneşin altında çalışmak zorunda olduğu için mutsuzdur. İşinin zorlukları ve gücünün yetersiz olduğunu düşündüğü için kendini güçsüz ve umutsuz hissetmektedir.
Soru: Taş ustası, hangi sıkıntılarından yakınmaktadır?
- Cevap: Taş ustası, sürekli taş yontmaktan ve güneşin altında çalışmaktan yakınmaktadır. Güçsüz ve çaresiz hissettiği için bu durumu değiştirmek istemektedir.
Soru: Yakınmalarından dolayı taş ustasına hak veriyor musunuz? Nedenleriyle açıklayınız.
- Cevap: Evet, taş ustasına hak veriyorum. Her gün aynı işi yapmanın verdiği monotonluk ve zorlu hava koşulları, onun fiziksel ve ruhsal olarak yorulmasına neden olabilir.
Soru: Taş ustasının hayal kırıklığına uğradığı durumları açıklayınız.
- Cevap: Taş ustası, güneş olduğunda bulutlar tarafından engellendiği, bulut olduğunda rüzgar tarafından dağıtıldığı ve rüzgar olduğunda dağa karşı duramadığı için hayal kırıklığına uğramıştır.
Soru: Yazara göre hayatımızdaki en önemli sorun nedir? Bu düşünceye katılıyor musunuz? Açıklayınız.
- Cevap: Yazara göre hayatımızdaki en önemli sorun sevgi eksikliğidir. Bu düşünceye katılıyorum, çünkü kendimizi ve başkalarını sevdiğimizde hayat daha anlamlı ve mutlu hale gelir.
Soru: Yazar, sevginin hayatımızdaki gücünü nasıl açıklamaktadır? Anlatınız.
- Cevap: Yazar, sevginin eskimeyen ve her durumda yanımızda götürebileceğimiz en önemli şey olduğunu vurgulamaktadır. Sevgi, hayatın en değerli gücü olarak tanımlanmıştır.
Soru: “Ne kadar gelişirseniz gelişin, ne kadar çalışırsanız çalışın her zaman ‘orası’ diye bir yer olacaktır.” cümlesinden ne anladığınızı hayatınızdan örnekler vererek açıklayınız.
- Cevap: Bu cümle, her zaman ulaşılacak yeni hedeflerin ve aşılması gereken engellerin olacağını anlatıyor. Örneğin, okulda bir sınavı başarıyla geçtikten sonra daha zor bir sınavla karşılaşmam gibi. Hayatta her zaman bir sonraki adım vardır.
Soru: Dinlediğiniz metinde en beğendiğiniz bölüm hangisidir? Nedenleriyle açıklayınız.
- Cevap: En beğendiğim bölüm, taş ustasının sonunda kendi gücünü bulduğu andır. Bu, insanın aslında aradığı gücün kendi içinde olduğunu fark etmesiyle ilgili derin bir mesaj taşıyor.
3. ETKİNLİK
Soru: Metni dinlerken aldığınız notlar nelerdir? Aldığınız notları niçin önemli gördüğünüzü açıklayınız.
- Cevap: Metinden aldığım notlar, taş ustasının sürekli daha güçlü olma isteği, farklı varlıklara dönüşmesi ve sonunda gücün kendi içinde olduğunu fark etmesiydi. Bu bölümleri önemli gördüm, çünkü metnin ana fikri olan “gerçek gücün dışarıda değil, insanın kendi içinde olduğu” düşüncesini vurguluyor. Ayrıca, sevginin ve içsel huzurun önemine yapılan vurgu, hayatımızdaki en değerli şeylerin fark edilmesini sağlıyor.
4. ETKİNLİK
Soru: Dinlediğiniz metnin konusunu ve ana fikrini yazınız.
- Cevap:
Konu: Bir taş ustasının, gücün ve mutluluğun dış etkenlerde değil, insanın kendi içinde olduğunu keşfetme süreci.
Ana Fikir: Gerçek mutluluk ve güç, dış dünyada değil, insanın kendi içindedir; mutluluk ve huzur, kendimizi ve başkalarını sevmekle elde edilir.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 134 Cevapları
5. ETKİNLİK
Soru: Dinlediğiniz metni özetleyiniz.
- Cevap: Bir taş ustası, yaptığı işten bıkıp sürekli daha güçlü bir varlık olmayı diler ve bu dilekleri gerçekleşir. Sırasıyla güneş, bulut, rüzgar ve dağ olur, ancak her defasında kendisinden daha güçlü bir şeyle karşılaşır. En sonunda, bir taş ustasının bile bir dağı yenebileceğini fark eder ve gücün dış dünyada değil, kendi içinde olduğunu anlar. Yazar, sevginin ve içsel huzurun, mutluluk ve gerçek gücün kaynağı olduğunu vurgular.
6. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki özdeyişlerden birini seçiniz. Bu özdeyişlerin sizde uyandırdığı duygu ve düşünceleri anlatacağınız bilgilendirici bir metin yazınız.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 135 Cevapları
- Cevap: Aklın üç koruması; sabır, utanma ve kanaattir. (Hacı Bektaş-ı Veli)
SABIR, UTANMA VE KANAAT
Hacı Bektaş-ı Veli’nin bu özdeyişi, insanın ruhsal ve zihinsel olgunluğa ulaşmasında üç temel değeri vurguluyor: sabır, utanma ve kanaat. Sabır, zorluklar karşısında direnebilme gücüdür. Hayatta karşımıza çıkan sorunlar ve engeller, sabırlı olduğumuzda daha kolay aşılır. Utanma duygusu, ahlaki ve toplumsal değerleri koruma açısından önemlidir. Bu duygu, insanı yanlış yapmaktan alıkoyar ve doğru davranışlara yönlendirir. Kanaat ise, sahip olduklarımızla yetinmeyi bilmek ve aşırı hırslardan kaçınmaktır. Kanaat eden bir insan, içsel huzura daha kolay ulaşır ve mutluluğu maddi şeylerde değil, manevi değerlerde arar. Bu üç özellik, insanın aklını ve kalbini koruyan kalkanlar gibidir. Sabır, utanma ve kanaat, doğru bir yaşam sürdürmenin temel taşlarıdır ve bireyin hem kendisiyle hem de toplumla barış içinde olmasını sağlar.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 136 Cevapları
7. ETKİNLİK
Soru: Aşağıdaki görselleri inceleyiniz. Seçtiğiniz görselle ilgili bir konuşma yapınız.
- Cevap:
AĞAÇ DİKMENİN ÖNEMİ
Bu görsel, çevreye katkı sağlayan güzel bir etkinliği gösteriyor: ağaç dikimi. Görselde iki kişinin bir fidan diktiğini görüyoruz. Bu, hem doğaya hem de gelecek nesillere bırakılacak güzel bir mirasın sembolüdür. Ağaç dikmek, doğayı korumak ve gelecek için oksijen kaynağı oluşturmak açısından büyük önem taşır. Aynı zamanda, ağaçlar erozyonu önler ve çevremizi güzelleştirir. Ağaç dikmek sadece doğa için değil, insan ilişkileri için de anlamlıdır; birlikte bir fidan dikmek, iş birliği ve paylaşmanın güzel bir örneğidir. Görseldeki gençler, ellerindeki araçlarla toprağı dikkatlice hazırlıyor ve fidana özen gösteriyorlar. Bu da çevreye duyarlı bireyler olmanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Hepimizin doğaya bir borcu var ve bu borcu, ağaç dikerek bir nebze olsun ödeyebiliriz. Ağaç dikmek, küçük bir adım olsa da uzun vadede büyük farklar yaratır.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 137 Cevapları
8. ETKİNLİK
Soru: Bir deprem bölgesine çarşamba, perşembe, cuma ve cumartesi günleri A, B, C ve D şehirlerinden battaniye, su, erzak ve kıyafet yardımları gönderilmiştir. Bu yardım malzemelerinin gönderim sırasıyla ilgili şunlar bilinmektedir:
Soru: Bu bilgilere göre yardım malzemelerinin hangi şehirlerden gönderildiğini gösteren aşağıdaki tabloyu doldurunuz.
- Cevap:
GELECEK DERSE HAZIRLIK
Soru: Yörenize ait bir türkünün sözlerini ve bu sözlerin yazılış hikâyesini araştırınız.
- Cevap:
Türkü: “Katibim” (Üsküdar’a Gider İken)
Sözleri:
Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur
Kâtibimin setresi uzun, eteği çamur
Kâtip uykudan uyanmış, gözleri mahmur
Kâtibim, sen mektup yazdır, ben sana küstüm.
Yazılış Hikâyesi:
“Katibim” türküsü, İstanbul’un Üsküdar semtinde geçen bir aşk hikâyesine dayanmaktadır. 19. yüzyılda, İstanbul’da yaşamış bir kadının, kendisine eşlik eden kâtibine duyduğu hayranlık ve aşktan ilham alarak yazıldığı rivayet edilir. Türküde geçen “kâtip” ifadesi, dönemin bürokratları veya yazı işleriyle uğraşan genç memurlarını simgeler. Kadının, katibin kıyafetlerine ve görünümüne olan ilgisi, türkünün sözlerine yansımıştır. Özellikle, Üsküdar gibi İstanbul’un tarihi ve kültürel açıdan zengin bir semtinde yaşanan bu olay, zamanla türküleşmiş ve İstanbul’un önemli halk ezgilerinden biri olmuştur. Türkü, İstanbul’un kültürel dokusunu ve o dönemin sosyal ilişkilerini yansıtan önemli bir eserdir.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Erdemler Teması Sayfa 132-133-134-135-136-137 Yanardağlar Misali Dinleme Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.