Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Meb Yayınları

İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 154

“İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Sayfa 154 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 154

Çevre Hakkına Katılımın Ön Koşulları
Çevre hakkına katılım ilkesi, demokratik yönetim anlayışına sahip herhangi bir ülkede yaşayan insanların çevrenin korunmasındaki rollerinin hukuki açıdan tanınması ve kabul edilmesidir. Bu haklar, insanların yaşamış oldukları çevrede yönetim süreçlerinin içerisinde yer almalarını ve bu süreçleri yönlendirebilmelerini sağlamaktadır. Çevre hakkına katılım ile ilgili gelişmeler Stockholm Bildirgesi (1972) ile başlamış ve bu konu ile ilgili ilk metinler Rio Konferansı’nda (1992) yer almıştır. 1998 yılında Danimarka’nın Aarhus (Arhus) kentinde 26 ülke tarafından imzalanan 2016 yılı itibarıyla 46 ülkenin taraf olduğu Aarhus Sözleşmesi ile çevre hakkına katılım, konuyla ilgili bilgi edinme ve yargıya başvuru hakları düzenlenmiştir.
Türkiye’de Çevre Kanunu’nda da bilgi edinme ve başvuru hakkı bulunmaktadır. Bu kanuna göre herkes, çevreyle ilgili konularda da bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. Bu kapsamda vatandaşlar bilgi edindikleri konularda süreçlere katılım ve yargıya başvuru hakkına sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 74. maddesi ile kişi ve kurumlara dilekçe hakkı da verilmiştir. Bu sayede çevre ile ilgili konularda yönetime katılma konusunda ciddi adımlar atılmıştır. Yasalar dışında Çevresel Etki Değerlendirmesi başta olmak üzere farklı yönetmelikler de çevre yönetimine katılımda önemli adımlar olmuştur.
Çevre hakkına katılmanın iki boyutu bulunmaktadır. Birinci boyut; hukuki açıdan usule ilişkin haklar olan bilgilenme hakkı, katılma hakkı ve başvuru hakkıdır. İkinci boyut ise bireysel ve toplumsal açıdan ön koşullar olan çevre eğitimi ve bilinçlenme, siyasal ve demokratik koşullar, örgütlenme özgürlüğü ile psikolojik ve moral unsurlardır.
Hukuki Açıdan Usule İlişkin Haklar
Bilgilenme hakkı, çevresel etkileri bulunan herhangi bir faaliyet ya da proje ile ilgili olarak haber alma ve iletişim süreçlerinin ele alındığı anayasal bir haktır. Bu hakkın kullanılabilmesi için bilgilendirme hizmetlerinin aktif olması çok önemlidir. İnsanlar iki temel bilgilenme hakkına sahiptir. Şahsi konularda bilgi edinmede bireysel özgürlük, toplumu ilgilendiren konularda bilgi edinmede toplu özgürlük söz konusudur. Çevre ile ilgili konular herkesi ilgilendirdiği için bu konularda toplu özgürlük söz konusudur. Bu hususta bilgilenme hakkının sahipleri; bireyler (vatandaşlar), topluluklar (gönüllü çevre kuruluşları ve örgütler) ve idaredir. Bilgi edinme hakkının yükümlüleri ise devlet (yerel ve ulusal yönetimler) ve özel kuruluşlardır.
Katılma hakkı ve katılım biçimleri, insanların ve toplum- ların yaşamlarını ilgilendiren kararların alınması ve uygulanması süreçlerine katılım gösterebilmeleri ile ilgili haklardır. Esasen katılma hakkı çevre hakkının uygulanabilmesine olanak sağlar. Bunun için yapılacak olan bir proje öncesinde o projenin bulunduğu alanda yaşayan insanların fikirleri alınmaya çalışılmaktadır. Bu durum, proje ile projeden etkilenecek paydaşların arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Katılma hakkının tepki gösterme, birlikte hazırlık çalışması, danışma, kararlara katılma ve çevre yönetimini üstlenme gibi biçimleri bulunmaktadır.
Başvuru hakkı, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere mevcut hukuk düzeni ve temel insan hakları sözleşmelerince koruma altına alınmış bir haktır. Başvuru hakkı, dilekçe hakkı ve yönetsel yargıyı da içermektedir. Canlıların çevresini ve yaşamsal faaliyetlerini olumlu ya da olumsuz etkileyebilecek bir karar veya projenin her aşamasında dilekçe ve yönetsel yargı yolu açık tutulmalıdır. Bireyler her türlü faaliyette çevresel etkilerin en aza indirilebilmesi ve denetim mekanizmalarının görevini yapması adına dilekçe verme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Başvuru hakkı bu özellikleri ile bilgilenme hakkı ve katılma hakkı gibi hakların gerçekleşmesinde de önemli bir rol üstlenmektedir.
Bireysel ve Toplumsal Açıdan Ön Koşullar
Çevre eğitimi ve bilinçlenme, çevre ile ilgili konularda bilgi sahibi olabilmek, gerekli olan kanıt ve belgelere ulaşabilmek, başvuru hakkını dilekçe yazarak kullanabilmek ve gerektiğinde harekete geçebilmek için önemli bir koşul olarak ortaya çıkmaktadır. Eğitim öğretim sürecinin her kademesinde çevre konularına yer verilmesi ve farkındalığın artırılması amacıyla çalışan kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütleri bu bilincin gelişmesi için desteklenmelidir. Bu destek sayesinde bireylerin çevre konusundaki bilinçleri ve etkililikleri artacak, çevre politikalarının toplumsallaşması sağlanacaktır.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

Meb Yayınları İklim, Çevre ve Yenilikçi Çözümler Ders Kitabı Sayfa 154 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!