9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Sayfa 41
“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 41 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 41
Özellikle de, roman, hikâye tartışmaları yapılırken bizim eski edebiyatımızdan nasıl yararlanılabileceği konusunda sorulan bir soru, geleneksel edebî biçimleri bir malzeme olarak nasıl kullanabileceğimiz hususunda bir “formül” bulma hedefine varmak istemektedir. Biçimsel yakınlıkların “geleneği” sürdürmeye yeteceği konusundaki bir anlayış, şimdi değinilen soruda açıkça bellidir. Oysa malzeme olarak kullanılan bir “gelenek” sadece bir malzeme olarak kalır. O malzeme, aynı zamanda, kendini meydana getiren kaynaktan yoksun bırakılırsa, yani o malzemeyi meydana getiren “ruh”tan soyutlanırsa, o malzemeyi kullanarak varılmak istenen sonuç elde edilemeyecektir.
Burada, edebiyat metninin biçimiyle özü arasında tuhaf bir karşıtlık doğmaktadır sanki. Biçimin biçim, özün öz halinde ayrı ayrı yerlerde durduğu gibi bir sonuç çıkartılabilecekmiş gibi sanılabilir.
Ne var ki, böyle bir sonuca ulaşmak gene de sanıldığı kadar kolay ve mümkün değil. Biçimi etkileyen, gene de öz olmaktadır. Ancak “biçim” derken bazı katı, değişmez şemaları anlıyorsak, o takdirde galiba ilkin biçim konusundaki düşüncelerimizi değiştirmemiz gerekiyor.
Şimdi burada Picasso’nun resmi için şu soruyu sorabiliriz: Picasso’nun İslâmî hatlara benzeterek yaptığı resimler, “biçim” bakımından İslami sanatın bir kopyası diye görülebilir mi? Harcıâlem bakış, burada, kolayca yanılabilir ve bu soruya çabucak “evet” diye bir cevap verebilir. Oysa (o resimleri görmediğim halde) ben inanıyorum ki, Picasso, adı geçen hatları kendi kültürünün süzgecinden, kendi kavrayışının eleğinden geçirerek “yeniden anlamlandırmıştır.” Bir kez daha belirtelim: İslâmî hatlar, o resimlerde, sadece birer malzeme olarak kullanılmıştır.
Picasso’nun, biçim konusunda İslâmî hatları taklit etmek gibisinden en küçük bir kaygı bile taşımadığını sanıyorum.
Picasso’nun sözü geçen resimlerini İslâm sanatının örneği diye görürsek, aynı malzemeyi başka biçimlerde “deforme” ederek kullanan bizim birçok şairimizin, yazarımızın, ressamımızın eserlerine de İslâmî demememiz için sebep kalmamaktadır.
Gelenekten yararlanmak bu kadar basite indirgenemez. Gelenekten yararlanmak “şematik” bir olay değildir. Picasso, İslâm hatlarını resmine malzeme olarak seçerken, kendi resim kültürünün, resim geleneğinin özüne sadık kalmıştır.
Bu konuda, birtakım kaba benzerliklere bakarak sonuçlar çıkarmak yanıltıcı olur.
Yerli bir sanat, yerli bir edebiyat meydana getirebilmek için, kendi sanatımızın, edebiyatımızın geleneklerinden yararlanmaktan söz açanlar, ilkin bu sanatı, bu edebiyatı meydana getiren “ruhu” kendi bağlamı içinde kavramaya çalışmalı. Ne var ki bu ruh, bir müsteşrikin yaklaşımıyla kavranamaz. O yaklaşımla ele alındığında bu “ruh” da bir malzeme değerine indirgenmiş olur. Sonunda da, Picasso’nun eserlerinden daha farklı bir eser ortaya çıkmış olmaz. Hattâ korkarım daha da kötüsü olur: Picasso kopyalanır..
Oysa kendi edebiyat, sanat geleneğimizden yararlanmaktan söz açanların hiç de böyle bir niyet taşıdıklarını sanmıyorum. Yoksa konu, büsbütün abese dönüşmüş olmaz mı?
Temmuz 1979 Rasim Özdenören Ruhun Malzemeleri
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 41 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.