12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 156
“12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Sayfa 156 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 156
karşılığında Fransız işgalindeki Suriye’ye bırakıldı. 15 Mart 1923’te Adana’ya giden Mustafa Kemal, Hataylı küçük bir kızın “Gazi Baba, bizi de kurtar!” seslenişine “Kırk asırlık Türk yurdu ecnebi elinde kalamaz.” diye cevap vererek Hatay’ı sahiplendiğini açıkça belirtti. Türkiye, 1936’ya kadar bu konuda aktif bir politika izleyemedi. Fransa’nın Hatay üzerindeki haklarını devrederek Suriye’ye bağımsızlık vermeye hazırlandığı bir dönemde Hatay’ı gündeme getirdi. Atatürk, 1 Kasım 1936’da TBMM’nin açılışında yaptığı konuşmada “Bu sırada, milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük bir mesele, hakiki sahibi öz Türk olan İskenderun, Antakya ve havalisinin mukadderatıdır. Bunun üzerinde ciddiyetle ve katiyetle durmaya mecburuz.” sözleriyle Hatay konusunda kararlılığını vurguladı. Hatay, bu tarihten itibaren Türk dış politikasının en önemli sorunu hâline geldi.
Türkiye, Hatay Sorunu’nu Fransa ile ikili görüşmelerle çözmek üzere girişimlerde bulundu ancak görüşmelerden sonuç alamadı. Türkiye’nin ısrarlı tutumu karşısında konunun Milletler Cemiyetine götürülmesine karar verildi. Cemiyet, İsveçli temsilci Sandler’ı (Sendlır) Hatay’a göndererek konuyla ilgili bir rapor hazırlamasını istedi.
27 Ocak 1937 tarihli Sandler Raporu’na göre
• Hatay, iç işlerinde bağımsız fakat dış işlerinde bazı koşullarda Suriye’ye bağlı “ayrı bir varlık” olacak.
• Hatay’ın toprak bütünlüğü Türkiye ile Fransa arasında yapılacak bir antlaşma ile teminat altına alınacak.
• Hatay’ın resmî dili Türkçe olacak, ordusu bulunmayacak.
• Hatay için ayrı bir anayasa hazırlanacak.
Rapor çerçevesinde 29 Mayıs 1937’de Türkiye ile Fransa arasında Hatay’ın toprak bütünlüğünü teminat altına alan bir antlaşma imzalandı. Türkiye yeni kararların derhâl uygulanmasını istediği hâlde Suriye Hükümeti, Sandler Raporu’nu tanımadığını ilan ederek Türkler aleyhinde gösteriler yapmaya ve bölgede yaşayan Arapları kışkırtmaya başladı. Bu gelişmeler üzerine Türkiye, Hatay sınırında askerî tedbirler almaya başladı. Hastalığı ağırlaşan Atatürk, Fransız gazetelerindeki yersiz haberlere tepki vererek Mersin’e gitme kararı aldı. Adana ve Mersin’deki askerî birlikleri denetleyerek Fransa’ya karşı askerî seçenek dâhil her şeyi göze aldığı mesajını verdi.
1937 Anayasası ile “ayrı bir varlık” kabul edilen Hatay’da seçimler yapıldı ve meclis toplandı. Tayfur Sök- men’in devlet başkanı, Abdurrahman Melek’in başbakan olduğu “Hatay Devleti” 2 Eylül 1938’de kuruldu ve yaklaşık bir yıl bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürdü. Hatay Meclisi, bu süreçte Türkiye ile iş birliğinde bulunarak Türkiye’ye katılma isteğini farklı vesilelerle ifade etti ve 29 Haziran 1939’da oy birliğiyle ana vatana katılma kararı aldı. Böylece Türkiye, Atatürk’ün ifadesi ile “şahsi bir dava” olan Hatay Sorunu’nu uluslararası hukuk ve diplomasi yoluyla çözüme ulaştırmayı başardı.
Antakya, İskenderun, Belen, Reyhaniye, Ordu ve Bayır-Bucak bölgelerini işgal eden Fransızlar’a karşı direniş hareketinin örgütlenmesine önayak oldu.(…)
1935’te Antalya bağımsız milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi. (…) Atatürk Tayfur Bey’e “Sökmen” soyadını verdi.
2 Eylül 1938’de Hatay Meclisi açıldı ve Hatay Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilân edildi. Tayfur Sökmen cumhurbaşkanlığına seçildi. Hatay Devleti Meclisi 23 Haziran 1939’da Türkiye’ye ilhak kararı aldı ve Hatay Devleti’ne son verdi. Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren Tayfur Sökmen 1950’ye kadar Antalya, 1950-1954’te Hatay milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yer aldı.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
12. Sınıf Meb Yayınları İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders Kitabı Sayfa 156 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.