Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ödev Yayınları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 115

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 115 Ödev Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 115

Yaprakla Fidan henüz pek küçük yaşta iken anneleri hastalanarak ölüvermiş.
Padişah, “Çocuklarım anne yokluğu duymasınlar.” diye çok geçmeden bir kadınla evlenmiş. Üvey anneleri, Yaprakla Fidan’a, kendi öz çocukları gibi bakar, onları sever, okşarmış.
Her iki çocuk da, gittikçe büyümüşler. Fidan yedi, Yaprak da sekiz yaşına gelmiş. Ama gelgelelim, her iki çocuk da çirkinmiş. Sadece yüzleri çirkin olsa neyse… Doğrusu, ahlakları da pekiyi değilmiş.
Üvey anneleri de babaları da kendilerini pek çok sevdikleri, çocuklarının her isteğini hemencecik yerine getirdikleri hâlde onlar, hiç söz dinlemezlermiş. Yemek yemezler, vakti gelince yatmazlar, çağırıldığı zaman gelmezler hatta birbirleriyle sık sık kavga ederlermiş…
Bir gün padişahın bir kızı daha olmuş. Sarayın içini bir sevinçtir kaplamış. Ama Yaprak ile Fidan, bu işe de sevinmemişler. Suratlarını asmışlar; ortalarda görünmez olmuşlar.
Yıllar el ele verdikçe Dal da büyümüş. Güzel yüzünden başka ahlakı da güzel olan Dal’ı herkes seviyor, hele onun terbiyesine, iyi kalpliliğine bütün saraydakiler hayran kalıyormuş.
Padişah da sultan anneleri de çocuklarının üçüne eşit muamele yapıyorlar; birine bir şey alsalar, ötekilere de aynı şeyi getiriyorlarmış. Fakat Yaprakla Fidan, bu işe hiç de memnun olmuyorlarmış.
Günlerden bir gün, padişah, Hint padişahının kızının düğününe çağırılmış. Hemen hazırlık yapılmış. Padişah, yola çıkacağı gün, çocuklarını yanına çağırarak:
– Söyleyin bakalım yavrularım, demiş, size Hindistan’dan neler getireyim?
Yaprak:
– Bana bir top Hint kumaşı getirin babacığım, demiş.
Fidan:
– Ben de babacığım, demiş, sizden altın bilezik istiyorum.
Sıra küçük Dal’a gelmiş. O demiş ki:
– Babacığım, siz neyi uygun görürseniz, onu getiriniz!
Padişah:
– Olur mu hiç kızım, demiş, ablaların gibi sen de bir şey iste. Söyle bakayım, ne alayım sana?
Bunun üzerine, Dal, şöyle demiş:
– Babacığım, mademki bana da bir şey almayı arzu ediyorsunuz, o hâlde sizden bir gümüş tas rica ediyorum. Armağanınıza da şimdiden teşekkür ederim.
Yaprakla Fidan, Dal’ın yaptığı gibi babalarına teşekkür etmeyi düşünemedikleri için utanmışlar. Bu işi bizden önce akıl etti diye de Dal’ı fena hâlde kıskanmışlar.
Neyse… Padişah atına binmiş, askerleriyle birlikte yola çıkmış. Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz, gece gündüz, altı ay bir güz gitmiş. Bir deniz kenarına varmışlar. Hint padişahının orada bekleyen yelkenli gemisine binerek yollarına devam etmişler.
Dalgalardan sarsıla sarsıla, deniz üzerinde haftalarca yol aldıktan sonra Hindistan’a varmışlar.
Kırk gün, kırk gece düğün yapılmış. Hint padişahının kızı evlenmiş. Öteki padişah da büyük kızı Yaprak’a bir top kumaş, ortanca kızı Fidan’a bir altın bilezik almış, küçük kızına gümüş tas almayı unutarak gemiye binmiş, memleketine doğru yola koyulmuş…

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Ödev Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 115 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!