Martı Jonathan Livingston Metni Etkinlik Cevapları (7. Sınıf Türkçe)
Martı Jonathan Livingston metni cevapları ve soruları, Dörtel Yayınları 7. Sınıf Türkçe Ders kitabı sayfa 226-227-228-229-230-231-232-233-234-235 (Bilim ve Teknoloji Teması)
Martı Jonathan Livingston Metni Cevapları
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 226 Cevabı
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Uçmak nasıl bir duygudur? Beyin fırtınası yapınız.
- Cevap: Uçmak belki de insanların en fazla sahip olmak istedikleri biz özelliktir. Uçmak denince aklımıza ilk özgürlük gelir. Kuşlar gibi özgürce uçmak, ifadesini pek çoğumuz söylemişizdir. Gerçekten de öyle, gökyüzünde olmak, dünyayı yukarılardan seyretmek müthiş bir duygu olsa gerek.
2. Martıların en belirgin özellikleri nelerdir?
- Cevap: Martılar deniz kıyılarında ve denize yakın yerlerde yaşarlar. Hem bitki hem et yiyebilirler. Hem tatlı su hem deniz suyu içebilirler ve tek eşlidirler.
3. Yardım almadan başarılı olduğunuz bir işin sonunda neler hissettiniz? Anlatınız.
- Cevap: Bir defasında köyde babamın babaannesi olan yani benim de büyük babaannem olan Zeliha ninem adımı söyleyerek beni yattığım yerden kaldır, dedi. Ninem yatalaktı. Ben bana seslendiğini sandım ama dedemle adımız aynı. Meğerse ninem dedeme seslenmiş. Ben de bana seslendi diye gittim ninemi kaldırdım ama daha çok küçüktüm, bir şekilde kaldırdım ninemi ama gücüm onu dik tutmaya yetmiyordu, ninemi sırtıma yasladım ve babama bağırmak zorunda kalmıştım. Sonra babam gelmişti ve ninemi tutmuştu. Bu olay bizim ailede hâlâ anlatılır. Evet belki zorlanmıştım ama ninemi kaldırıp dik tutabilmiştim. Bundan dolayı çok mutlu olmuştum ve bizimkiler de beni güçlü olduğum için övmüşlerdi.
Aşağıdaki metni, farklı yazı karakterleri ile yazılmış bölümlerine, noktalama işaretlerine ve türün özelliğine dikkat ederek sesli okuyunuz.
MARTI JONATHAN LİVİNGSTON
Martı Jonathan, diğer martılardan daha yükseklere uçmayı, daha derinlere dalıp en leziz balıkları avlamayı hedeflemiştir kendine. Her seferinde de bunu gerçekleştirip kendisine daha yüksek, daha derin hedefler seçmiştir. Richard Bach (Riçırd Bah), herkesin bir hedefinin olması gerektiğini bir öncekinden daha iyi hedefler seçmemiz gerektiğini, mutluluğumuzun bu olduğunu anlatmaya çalışmıştır.
Bilindiği gibi martılar deniz kenarında, balıkçı teknelerinin etrafında dolanıp karınlarını doyurmak için uçup duran kuşlardır. Onlar için bu uçuşun tek amacı yiyeceğe ulaşıp karın doyurmak, kıyıya ulaşmaktır. Ancak martı Jonathan Livingston (Janıtın Livistın) için bu uçuşun amacı yemek bulmak değil, uçmaktır. O, sürekli öğrenmek isteyen bir kuş ve uçabilme yeteneğini de çok iyi değerlendirerek kalıplarının dışına çıkmak isteyen bir martıdır. Diğer martılar onun bu davranışları karşısında kaygılanıyorlar, bunun yanında ona destek olanlar da oluyor. Uzun çalışmalarının sonucunda hızlı uçma rekoru kırıyor, suya hızla dalıp çıkmayı ve böylecedaha kolay avlanmayı öğreniyor.
Ancak tüm bunları öğrenirken martı grubundan ayrı kaldığı için dışlanıyor. Martı Jonathan üzülüyor… Ama bu üzüntünün nedeni gruptan dışlanmak değil, bulduğu gelişmeleri diğer martılara aktaramamak… Bir gün kendisi gibi çok başarılı uçuşlar yapan bir arkadaş buluyor. Bunlar bir, iki, üç derken çoğalıyorlar. Hepsi de Jonathan gibi sürüden dışlananlar… Arkadaşlarıyla cennet gibi bir yerde sürekli çalışmalar yapan Martı Jonathan, tüm öğrendiklerini diğer martılara öğretmek istiyor. Geriye dönüp çalışmalara başlıyor, hepsiyle tek tek ilgilenip onlara özgürlüğü öğretiyor. Onların da sıradanlıktan kurtulup kişisel gelişimlerini tamamlamalarında onlara yardımcı oluyor. Aşağıdaki metinde, Martı Jonathan Livingston ün uçuş denemeleri ve farklı (…) Sürü içinde sıradan bir martı olmaya karar vermek, kendini daha iyi hissetmesine neden olmuştu. Artık onu öğrenmeye iten gücü umursamayacak, doğasına meydan okumayacak ve dolayısıyla başarısızlığa uğramaktan korkmayacaktı. Hiçbir şey düşünmeden, kumsalda parlayan ışıklara doğru karanlıkta uçmak ne hoştu!
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 227 Cevabı
Karanlık! O derinden gelen ses, bir alarm gibi kulaklarında tekrar çınladı. Martılar kesinlikle karanlıkta uçamazlar. Jonathan’ın dinlemeye hiç niyeti yoktu. Çok hoş, diye düşündü. Işıklar ve ay suya yansımış parlıyor, gecenin içinde küçük fener etrafa hoş bir ışık yayıyordu. Her şey dingin ve huzur vericiydi. Aşağı in! Martılar karanlıkta uçamaz! Karanlıkta uçabilmen için bir baykuşunki gibi gözlere, bir şahininki gibi kısa kanatlara ve uçuş haritalarına sahip olman gerek!
Gecenin bir vakti, yüz fit yukarıda, Martı Jonathan Livingston, bu gerçeğe gözlerini kapadı. Acıları, dertleri, hepsi yok oldu. Kısa kanatlar! Bir şahinin kısa kanatları! “İşte yanıt bu! Of be ne aptalım. İhtiyacım olan tek şey, ufacık kanatlar. Yapmam gereken, kanatlarımı gövdeme yapıştırmak ve sadece kanat uçlarımla uçmak. Kısa kanatlar!” Kapkara denizin üstünde, iki yüz fite yükseldi. Bir an bile ölümü ya da başarısızlığı düşünmeden, kanatlarını vücuduna iyice yapıştırdı. Sadece kanatlarının küçük, ince ve sert uçlarını boşta, rüzgâra bırakarak dimdik bir dalışa geçti.
Rüzgâr başının üstünde bir canavar gibi uğulduyordu. Saatte yetmiş mil, doksan, yüz yirmi ve daha hızlı… Şimdi, yüz kırk milde, kanatları yetmiş milde olduğu gibi bir zorlanmayla karşı karşıya geldi. Kanat uçlarını belli belirsiz hafifçe döndürerek dalıştan çıktı, ay ışığında, dalgaların üstünde hızla ilerledi. Rüzgârı yarabilmek için gözlerini kıstı, mutluydu. Kontrollü bir uçuşla saatte yüz kırk mil hız yapmıştı. “İki yüz fit yerine beş yüz fitten daldığımda hızım ne olur, çok merak ediyorum.” Biraz önce alınan karar unutulmuş, rüzgârla birlikte hızla savrulup gitmişti. Verdiği sözden dönmek onu yine kendisi yapmıştı ve kendisini hiç de suçlu hissetmiyordu. Bu tür sözleri ancak sıradanlığı onaylayan martılar verir. Farklı olmayı öğrenmiş birinin ise böyle sözler vermeye ihtiyacı yoktur.
Gündoğumuyla birlikte Martı Jonathan, çalışmalarına yeniden başladı. Beş yüz fit yükseklikte, balıkçı tekneleri durgun mavi deniz üstünde ufacık bir nokta, yiyecek bulabilmek için dönüp dolaşan martı sürüsü ise belli belirsiz bir toz bulutu gibi görünüyordu. O, korkuyu yenmenin gururuyla, haz alarak yaşıyordu. Tüm bunları düşünürken kanatlarını sımsıkı gövdesine yapıştırdı, kanat uçlarının açılarını azıcık genişletti ve dimdik suya daldı. Dört yüz fite indiğinde son hızına ulaşmıştı. Artık bu yükseklikte bir ses duvarı hâline gelen rüzgâr ona sürekli çarparak daha fazla hızlanmasını engelliyordu. Dimdik aşağı doğru, saatte iki yüz kırk mil hızla uçuyordu. Bu hızda eğer kanatları açılırsa, milyonlarca minik martı parçacığına dönüşeceğini biliyor ve bunu göz ardı ediyordu. Çünkü hız güç demekti, büyük bir zevkti ve kusursuz bir güzellikti.
Yüz fite indiğinde heybetli bir rüzgâr kanat uçlarını tok bir sesle titretiyordu. Yolunun üstündeki balıkçı teknesinin ve martı kalabalığının bir meteor hızıyla büyüyerek kendisine doğru yaklaştığını fark ettiği anda durmak istedi. Duramıyordu. Çünkü bu hızda nasıl durabileceğini ya da dönebileceğini henüz öğrenmemişti. Bu çarpışmanın sonu mutlak bir ölümdü. Ve o, gözlerini kapatmaktan başka bir şey yapamadı. Martı Jonathan, iki yüz yirmi mil hızla, çok güçlü bir çığlık atarak gözleri kapalı, martı sürüsünün tam ortasına dalıverdi. Neyse ki bu seferlik şansı yaver gitmişti de olay kimsenin ölümüne yol açmamıştı. İşte tüm bunlar, sabah güneş doğduktan çok kısa bir süre sonra olmuştu.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 228 Cevabı
Tabii ki o yine gagasını gökyüzüne dikip saatte yüz altmış mil hızla uçmaya devam etti. Hızını yirmi mile düşürdüğünde, tekne dört yüz fit aşağıda denizdeki bir zerrecik gibi görünüyordu. Şimdi başarısını düşünüyordu. Ulaşılabilecek son hız! Bir martı saatte iki yüz on dört mil hız yapıyordu. Bu martı sürüsünün tarihinde tek büyük andı, bu bir atılırındı. Bu andan itibaren Martı Jonathan için yepyeni bir dönem başlamıştı. Tek başına çalışmalar yaptığı alana geri dönerek sekiz yüz fit yükseklikten dalış yaparken yüksek hızda nasıl dönebileceğini de öğrenmeye koyuldu.
Kanat ucundaki tek bir tüyü hafifçe hareket ettirdiğinde, yüksek bir hızda bile, kolaylıkla yumuşak bir kavis çizebileceğini fark etti. Bunu fark etmeden önce Jonathan, bu hızda birden fazla tüyü hareket ettirdiğinde, bir fırıldak gibi dönebileceğini de öğrenmişti… Jonathan, yeryüzünün akrobatik uçuş yapabilen tek martısıydı. Jonathan, günbatımına kadar sürekli uçtu, vaktini diğer martılarla birlikte olmak için harcamadı. Havada daireler çizmeyi, takla atmayı, yavaşça dönmeyi, tersine dönüşü, her şeyi öğrenmişti.
Martı Jonathan, kumsaldaki sürüye katıldığında neredeyse gece yarısı olmuştu. Yorgunluktan perişan bir hâldeydi ama yine de bir takla atarak inişe geçti ve bir tüy gibi süzülerek keyifle kumsala indi… “Diğer martılar başardığım şeyleri duyduklarında zevkten çılgına dönecekler” diye düşündü. “Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!”
1. ETKİNLİK
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 229 Cevabı
Okuduğunuz metinde geçen anahtar kelimeleri kavram ağacına yazınız. Sonra bu kelimelerin metinde geçtiği cümle içinde kazandığı anlamı belirleyip yazınız.
- Cevap: Martı, hedef, mutluluk, beceri, başarı, gelişim, zekâ, farlı olmak.
Yukarıdaki kelimelerin anlamlarını yazınız.
- Cevap:
– Martı: Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı
– Hedef: Gerçekleştirmek için tasarlanan şey
– Mutluluk: Mutlu olma durumu; mut (I), ongunluk, kut, devlet, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik
– Beceri: Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği
– Başarı: Başarma işi; muvaffakiyet
– Gelişim: İlerlemek
– Zekâ: İnsanın düşünme, akıl yürütme, öğrenme, kavramları ve nesneleri zihinde canlandırabilme, objektif gerçekleri algılama, yargılama, sonuç çıkarma, bedeni kontrol edebilme, duyguları doğru algılayabilme, değerlendirebilme, icat edebilme vb. yeteneklerinin ve becerilerinin tamam
– Farklı olmak: Doğal, toplumsal ve bilince dayanan her olay ve olguyu bütün ötekilerden ayıran özellik
2. ETKİNLİK
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 230 Cevabı
Okuduğunuz metne hangi başlıkları uygun görürsünüz? Yazınız.
- Cevap: Azimli Martı Jonathan, Başarmak İçin Çalışmak.
3. ETKİNLİK
Okuduğunuz metnin içeriğine yönelik sorular hazırlayınız. Hazırladığınız soruları sınıfta arkadaşlarınızla cevaplayınız.
- Cevap:
→ Yazar, bu eseriyle insanın gerçek mutluluğunun ne olduğunu anlatmak istemiştir?
→ Martılar için uçuşun tek amacı nedir?
→ Martı Jonathan Livingston, şahin gibi kısa kanatlara sahip olması gerektiğine nasıl bir çare buldu?
→ Martı Jonathan Livingston, martı grubundan niçin dışlanıyor?
4. ETKİNLİK
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 231 Cevabı
Okuduğunuz metnin konusunu, ana fikrini ve yardımcı fikirlerini yazınız.
- Cevap:
Metnin konusu: Hedeflerini gerçekleştirmek isteyen martı Jonathan Livingston’un başından geçenler.
Ana fikri: Her insanın bir hedefi olmalıdır ve sürekli kendisine yeni hedefler koymalıdır, insanı gerçek anlamda mutlu eden şey budur.
Yardımcı fikirler:
– Martılar sadece karınlarını doyurmak için uçarlar.
– Sıra dışı insanlar genellikle toplum tarafından yadırganır.
– İnsanlar, bildiklerini diğer insanlara da öğretmek ister.
– Hedefe ulaşabilmek için pes etmeyen bir yapıda olmak gerekir.
– İnsanlar sürekli yeni şeyler öğrenerek kendilerini geliştirmelidir.
– Yaşamak için pek çok neden vardır.
5. ETKİNLİK
Okuduğunuz metnin hikâye unsurlarını (olay örgüsü, mekân, zaman, şahıs ve varlık kadrosu) belirleyip yazınız.
- Cevap:
Olay örgüsü: Sıradan bir martı olmak istemeyen, kendisine hedefler koyan bu hedefi gerçekleştirme yolunda çok çalışan martı Jonathan Livingston’un yaşadığı olaylar.
Mekân ile ilgili özellikler: Deniz kenarı, deniz, gökyüzü
Zaman ile ilgili bilgiler: Gecenin bir vakti, gece yarısı, güneş doğduktan çok kısa bir süre sonra
Şahıs ve varlık kadrosu: Martı Jonathan Livingston ve diğer martılar
6. ETKİNLİK
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 232 Cevabı
Okuduğunuz metnin içeriğini yorumlayınız.
Yazarın olaylara bakış açısı yönünden
- Cevap: Yazar, okuyucuya vermek istediği mesajı martı Jonathan Livingston üzerinden kurgulayarak vermiştir.
Metindeki öznel ve nesnel yaklaşımlar yönünden
- Cevap: Yazar, kendi öznel görüşlerini martı Jonathan Livingston’un düşünceleri şeklinde vermiştir. martıların genel yaşam şekliyle ilgili bilgiler verilirken nesnel bir tutum sergilenmiştir.
Örnek ve ayrıntılar yönünden
- Cevap: Martı Jonathan Livingston’un zihninden geçirdikleri ve bunların uygulanma aşamaları ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Jonathan Livingston’un metinde ifade edilen kişilik özellikleri, ortaya koydyğu eylemleriyle örneklendirilmiştir.
7. ETKİNLİK
Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki parçada hangi anlatım biçimlerinden ve düşünceyi geliştirme yollarından yararlanılmıştır? Yazınız.
Karanlık! O derinden gelen ses, bir alarm gibi kulaklarında tekrar çınladı. Martılar kesinlikle karanlıkta uçamazlar.
Jonathan’ın dinlemeye hiç niyeti yoktu. Çok hoş, diye düşündü. Işıklar ve ay suya yansımış, parlıyor, gecenin içinde küçük fener etrafa hoş bir ışık yayıyordu. Her şey dingin ve huzur vericiydi.
Aşağı in! Martılar karanlıkta uçamaz! Karanlıkta uçabilmen için bir baykuşunki gibi gözlere, bir şahininki gibi kısa kanatlara ve uçuş haritalarına sahip olman gerek!
Gecenin bir vakti, yüz fit yukarıda, Martı Jonathan Livingston, bu gerçeğe gözlerini kapadı. Acıları, dertleri, hepsi yok oldu.
(…)
Gündoğumuyla birlikte Martı Jonathan, çalışmalarına yeniden başladı. Beş yüz fit yükseklikte, balıkçı tekneleri durgun mavi deniz üstünde ufacık bir nokta, yiyecek bulabilmek için dönüp dolaşan martı sürüsü ise belli belirsiz bir toz bulutu gibi görünüyordu.
O, korkuyu yenmenin gururuyla, haz alarak yaşıyordu. Tüm bunları düşünürken kanatlarını sımsıkı gövdesine yapıştırdı, kanat uçlarının açılarını azıcık genişletti ve dimdik suya daldı. Dört yüz fite indiğinde son hızına ulaşmıştı. Artık bu yükseklikte bir ses duvarı hâline gelen rüzgâr ona sürekli çarparak daha fazla hızlanmasını engelliyordu. Dimdik aşağı doğru, saatte iki yüz kırk mil hızla uçuyordu. Bu hızda eğer kanatları açılırsa milyonlarca minik martı parçacığına dönüşeceğini biliyor ve bunu göz ardı ediyordu. Çünkü hız güç demekti, büyük bir zevkti ve kusursuz bir güzellikti.
(…)
- Cevap:
Anlatım biçimleri: Öyküleyici anlatım, betimleyici anlatım.
Düşünceyi geliştirme yolları: Sayısal verilerden yararlanma, benzetme.
8. ETKİNLİK
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 233 Cevabı
Okuduğunuz metinde hangi söz sanatlarından (kişileştirme, konuşturma, tezat, mübalağa) yararlanılmıştır? Metinden örnekler vererek yazınız.
- Cevap:
– Kişileştirme: Sürü içinde sıradan bir martı olmaya karar vermek, kendini daha iyi hissetmesine neden olmuştu. Artık onu öğrenmeye iten gücü umursamayacak, doğasına meydan okumayacak ve dolayısıyla başarısızlığa uğramaktan korkmayacaktı.
“Diğer martılar başardığım şeyleri duyduklarında zevkten çılgına dönecekler” diye düşündü. “
– Konuşturma: “İşte yanıt bu! Of be ne aptalım. İhtiyacım olan tek şey, ufacık kanatlar. Yapmam gereken, kanatlarımı gövdeme yapıştırmak ve sadece kanat uçlarımla uçmak. Kısa kanatlar!”
– Tezat: Bu tür sözleri ancak sıradanlığı onaylayan martılar verir. Farklı olmayı öğrenmiş birinin ise böyle sözler vermeye ihtiyacı yoktur.
– Mübalağa: Rüzgâr başının üstünde bir canavar gibi uğulduyordu.
9. ETKİNLİK
a. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümlelerde geçen fiilleri yapı yönünden (basit, türemiş, birleşik) inceleyiniz. Tespitlerinizi altlarına yazınız.
Martılar karanlıkta uçamaz.
- Cevap: – Uçamaz: Birleşik fiil
Kontrollü bir uçuşta saatte yüz kırk mil hız yapmıştı.
- Cevap: – Yapmıştı: Basit fiil
Biraz önce alınan karar unutulmuş, rüzgârla birlikte hızla savrulup gitmişti. Verdiği sözden dönmek onu yine kendisi yapmıştı ve kendisini hiç de suçlu hissetmiyordu.
- Cevap:
– Gitmişti: Basit fiil
– Savrulup gitmişti: Birleşik fiil
– Yapmıştı: Basit fiil
– Hissetmiyordu: Birleşik fiil
- Cevap:
O, gözlerini kapatmaktan başka bir şey yapamadı.
- Cevap: – Yapamadı: Birleşik fiil
Martı sürüsünün tam ortasına dalıverdi.
- Cevap: – Dalıverdi: Birleşik fiil
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 234 Cevabı
b. Aşağıdaki cümlelerde geçen zarfları tespit ediniz. Bu zarfların cümlenin anlamına nasıl etki ettiklerini açıklayınız.
O, korkuyu yenmenin gururuyla, haz alarak yaşıyordu.
- Cevap:
– Haz alarak: Durum anlamı katmıştır.
Dimdik aşağı doğru, saatte iki yüz kırk mil hızla uçuyordu.
- Cevap:
– Dimdik: Durum anlamı
– Saatte iki yüz kırk mil hızla: Durum anlamı katmıştır.
Jonathan, günbatımına kadar sürekli uçtu.
- Cevap:
– Günbatımına kadar: Zaman anlamı katmıştır.
– Sürekli: Durum anlamı katmıştır.
Yorgunluktan perişan bir hâldeydi ama yine de bir takla atarak inişe geçti ve bir tüy gibi süzülerek keyifle kumsala indi.
- Cevap:
– Yorgunluktan: Sebep anlamı katmıştır.
– Bir takla atarak: Durum anlamı katmıştır.
– Yine: Yineleme anlamı katmıştır.
– Bir tüy gibi süzülerek: Durum anlamı katmıştır.
– Keyifle: Durum anlamı katmıştır.
Martı sürüsünün tam ortasına hızlıca dalıverdi.
- Cevap:
– Hızlıca: Durum anlamı katmıştır.
10. ETKİNLİK
Tek başınıza karar verip, araştırıp uyguladığınız ve başarılı olduğunuz bir konuyu, projeyi, buluşu anlatan, tanıtan yazı yazınız. Yazınıza bir başlık koymayı unutmayınız.
- Cevap:
OKULLAR KİTAPSIZ KALMASIN
İlkokul üçüncü sınıfa giderken okuduğum bir haberde Tunceli’nin bir köyündeki okulda öğrencilerin kitap okumak istediklerini ama okullarında yeterince kitap olmadığını görmüştüm.
Konuyla ilgili olarak öğretmenimizle görüştüm, o da okul müdürümüzle görüştü ve bir proje yapmaya karar verdik. Okul müdürümüz Tunceli’deki okulun müdürüyle irtibata geçti. Ben de okuldan birkaç arkadaşla görüşüp özellikle hangi kitapları istediklerini sordum. Ortaya epey uzun bir liste çıktı.
Projemizi okulumuzdaki tüm öğrencilerin velilerine ve civar okullara da duyurduk. Yaklaşık bin tane kitap toplamayı başardık. Kitapları konularına göre ayırıp koliledik. Kolileri o tarafa gidecek olan bir nakliye kamyonu bulup kamyona yükledik. Kitaplar üç gün sonra Tunceli’deki okula ulaşmıştı.
O okuldaki öğrenciler bize teşekkür mektupları yazıp gönderdiler. Biz de onlara cevap olarak mektuplar yazdık eve aramızda güzel bir arkadaşlık başladı. Bu projemden dolayı okulum tarafından ödüllendirilmiştim ve bu beni çok mutlu etmişti.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Sayfa 235 Cevabı
YAZARI TANIYALIM
Richard BACH (1936- )
Martı adlı kitabın yazarıdır. Kurgu ve hayal konusunda birçok eser yazdı. Kitaplarının çoğunu kendi hayatından esinlenerek yazdı. Pilot olan yazar kitaplarının birçoğunda uçmaktan bahsetti. 1970 yılında yem bulmak için uçmak yerine hızlı ve akrobatik uçmayı seven bir martının hikâyesini yazdı.
Eserlerinden bazıları: Martı, Uzak Diye Bir Yer Yoktur, Mavi Tüy, Sonsuza Uzanan Köprü…
SONRAKİ DERSE HAZIRLIK
Günlük hayatınızda hangi teknolojik ürünleri kullanıyorsunuz? Listeleyiniz.
- Cevap: Günlük hayatımda teknolojik ürünlerden akıllı telefon, tablet, bilgisayar, televizyon ve kulaklık kullanıyorum.
Bisiklet sürmeyi seviyor musunuz? Bisiklete binince neler hissediyorsunuz? Konuşmak için hazırlık yapınız.
- Cevap: Evet bisiklet sürmeyi seviyorum. Bisiklet sürerken hem spor yapıyorum hem de kendimi daha özgür ve mutlu hissediyorum.
Teknolojik bir ürünün tarihî gelişimini araştırınız.
- Cevap:
19. yüzyılın ortalarında, mekanik tasarımların gelişmesiyle birlikte ilk manuel çamaşır makineleri ortaya çıktı. Bu makineler, genellikle döner bir tambur içinde giysilerin yıkanmasını sağlayan basit mekanizmalardı. Ancak, bu makineler hâlâ manuel çaba gerektiriyordu.
20. yüzyılın başlarında, elektrikli çamaşır makineleri geliştirilmeye başlandı. Bu makineler, elektrik motorları tarafından çalıştırılan döner tamburlar kullanarak giysileri otomatik olarak yıkama olanağı sağlıyordu. Bu dönemde, makine içine su doldurmak ve boşaltmak için manuel müdahaleler hâlâ gerekiyordu.
1940’lar ve 1950’lerde tam otomatik çamaşır makineleri ortaya çıktı. Bu makineler, suyu otomatik olarak alabilen ve boşaltabilen, yıkama, durulama ve sıkma işlemlerini tek bir döngüde gerçekleştiren makinelerdi. Kullanıcılar, giysileri makineye yerleştirip uygun bir programı seçerek işlemi başlatabiliyordu.
1980’lerden itibaren çamaşır makineleri dijital kontrol panelleri, çeşitli yıkama programları ve daha gelişmiş özelliklerle donatılmaya başlandı. Bu dönemde enerji ve su tasarrufu sağlayan uygulamalar da yaygınlaştı.
Bugün, akıllı teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte çamaşır makineleri daha akıllı hale geldi. Wi-Fi üzerinden uzaktan kontrol, enerji tüketimi izleme, giysilerin cinsine göre otomatik program seçimi gibi özellikler bu dönemde popüler hale geldi.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayınları Bilim ve Teknoloji Teması Sayfa 226-227-228-229-230-231-232-233-234-235 Martı Jonathan Livingston Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.