9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 97

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 97” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 97

— Hiç umut yok muymuş?
Anası cevap vermedi.
Güneş oldukça yükselmiş, odayı iyice ışığa boğmuştu. Pencerelerin perdesi olmadığından, ışıklar, bütün bolluğuyla dolduruyordu odayı. Nereden çıktığı anlaşılmayan sinekler, vızıldamaya başlamıştı ışık çizgilerinin içinde.
Kerim, yatağın içinde, belini doğrultmuş oturuyordu bu kez. Bileklerini, dizlerinin üstünden sarkıt- mıştı. Anasıyla, bu sabah, istediği konuşma ortamını kuramayacağını anlamıştı. Bir kez inandırabil- sem onu. Benim bir şey yapmadığımı, elimi kana bulamadığımı. Bütün inancı sarsılmış bana karşı.
(…)
Rasim Özdenören, Çözülme (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

İÇ KONUŞMA TEKNİĞİ

➢ Okur, doğrudan kahramanın iç dünyasına götürülür.
➢ Birinci tekil şahıs anlatımı kullanılır.
➢ ➢ Kahraman kendi zihninde karşısında biri varmış gibi konuşur.
Düşüncelerde mantıksal bir bağ vardır, cümleler düşünce akışına uyar.
➢ Bireyin iç dünyası aracısız aktarılır.

1. Yukarıdaki bilgi haritasını incelediğinizde okuduğunuz metindeki eğik yazılı bölümlerin iç konuşma tekniğiyle yazılmış olduğunu söyleyebilir misiniz? Açıklayınız.

• Cevap: Olası cevap: Eğik yazı ile yazılmış bölümlerin iç konuşma tekniğiyle kaleme alındığı söylenebilir. Çünkü bu bölümlerde kahramanın iç dünyasına ışık tutuluyor, cümleler ve düşünceler arasında mantıksal bağ gözetilmiş, ayrıca birinci tekil kişili anlatım ve kahramanın iç dünyasında kendi kendisiyle konuşması var. Yine bu bölümlerde yazar anlatıcı devreden çıkarak okuru kahramanın iç dünyasıyla baş başa bırakıyor.

2. Sizce yazar, neden kendisini aradan çıkarıp kahramanın duygu ve düşüncelerini aracısız aktarmayı tercih etmiş olabilir?

• Cevap: Olası cevap: Yazar, olayın kahramanının yaşadığı psikolojik gerilimi okurun daha iyi kavraması, kendini kahramanın yerine koyması için böyle bir tercih yapmış olabilir. Olayları yaşayan, duyguları hisseden kişinin yaşadıkları ve hissettiklerini kendisinden dinlemek daima daha içten ve inandırıcıdır. Kerim’in kendisini suçsuz olduğuna ikna etmek istemesi, annesini kendisinin masum olduğuna inandırma arzusu çok daha güçlü bir şekilde okura iletilmiş olur.

3. Şimdi sâkinim, öyle olmam gerek, biraz daha durulmalıyım, çünkü ben bir şey yapmadım, buna iyice inanmalıyım, iyice inanmalıyım, bıçak en son benim elimde değildi, arabacı vurulduğunda da kimse beni orada görmedi, daha sâkin, daha sâkin, daha sâkin.. ilkin kendimi inandırmalıyım.

Okuduğunuz metinden alınan yukarıdaki iç konuşmayı üçüncü tekil kişi anlatımıyla yeniden yazınız ve bu iki metnin sizde bıraktığı etkiyi karşılaştırınız.

• Cevap: Olası cevap: Kerim, kendisini sakin kalmaya zorluyor, hiçbir şey yapmadığını ısrarla kendisine tekrar ediyordu. Bıçağın en son onun elinde olmadığını düşünüyordu. Üstelik arabacı vurulduğunda onu gören yoktu. Sakin kalmalıydı. Önce kendini inandırmalıydı. İç konuşma tekniğiyle yazılmış olan bölüm üçüncü tekil kişi anlatımıyla tekrar yazıldığında heyecanını, içtenliğini büyük oranda kaybediyor. Kahramanın duygularını kendinden dinlemek, yaşadığı duygusal çatışmalara bizzat şahit olmak çok daha etkili oluyor.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 97 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.