
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 102


“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 102” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 102
1. Aşağıdaki “üslup” kavramı ile ilgili verilen tanımları eşleştiriniz.
- Cevap:
Açık, süsten ve zorlamadan uzak, kolayca anlaşılabilen anlatımdır. (YALINLIK)
Üslup kelimesinin eş anlamlısıdır. (BİÇEM)
Anlatımın belirsizlik taşımaması, net olmasıdır. (AÇIKLIK)
Sözlü ve yazılı anlatımın gereksiz sözlerden, gereksiz uzatmalardan arındırılmış olma durumudur. (DURULUK)
Bir sözcüğün gerçek anlamının dışında kullanılmasıdır. (MECAZ)
Anlatımın ses akışına uygun olması, kolay ifadelere yer verilmesidir. (AKICILIK)
I. Metin
ORHAN KEMAL: SOKAĞA AÇILAN PENCERE YA DA KIRIK HAYATLAR
(…)
Öyküleri tümüyle diyaloglara dayanan Orhan Kemal, ağırlıklı olarak söyleşi tekniğini kullanır. Bunun da Orhan Kemal’deki gerçekçilik anlayışının bir uzantısı olduğu söylenebilir. Çünkü bu yöntemi çoğunlukla gözlemci, gerçekçi ya da izlenimci yazarlarda görürüz. Bilindiği gibi söyleşi-öykülerde ilk göze çarpan özellik, yazarın “edebiyat yapma” zorunda olmamasıdır. Sanatçının müdahalesi alt seviyededir. O, ya soruları sorar ya da konuşulanlara bir mikrofon uzatır. Bu tarz, kahramanı di- rekt-aracısız tanıtmanın bir yoludur. Samimi, süslemesiz bir yapıyı gerektirdiği için de inandırıcılığı yüksektir. Karakter sağlam çizilirse kalıcı ve etkili olur. Dil özellikle diyaloglarda gerçekçidir. Öyküdeki dil, edebî değil, konuşma dilidir. (…) Orhan Kemal’in öyküde kendine biçtiği en önemli rol, tanıklık ve aktarmadır. Söyleşi de böyle bir amaç için bütün imkânları bünyesinde taşır. Ona sadece seçme kalır. Hangi konuyu gündeme getirecek ve kimi seçecektir. Aradığı gerçeği nasıl olsa onlar söyleyecektir. Buradaki isabet, amacın tam olarak gerçekleşmesini de sağlayacaktır. Hiç kuşkusuz karşılıklı konuşmanın, yani söyleşinin öykü katına yükselmesi için, öykü formunun gereklerinin yerine getirilmesi, onun kurallarına uyulması gerekir. Bu yöntemle ilgili olarak, “kişilerimin psikolojik durumlarını ben değil, bizzat kendilerine yaptırıyorum. Bunun için de konuşmanın diyalektiğine başvuruyorum.” diyen Orhan Kemal, diyalogla öykünün daha gerçekçi bir çizgiye oturduğunu düşünür.
(…)
Necip Tosun, Öykümüzün Kırk Kapısı (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 102 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.