Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Sayfa 275

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 275 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 275

II. METİN

“Yaban ya aydın ile köylü arasındaki uçurumu içtenlikle dile getirdiği, bu yarayı cesaretle deştiği ve Anadolu köylüsüne ait gerçekleri bütün çıplaklığıyla önümüze serdiği için çok övülmüş ya da tek yanlı olduğu, gerçekleri çarpıttığı ve köylünün yalnız olumsuz yönlerini anlattığı için eleştirilmiştir. Tartışılan sorun hep şu olmuş: Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun sergilediği köylü gerçeğe uyuyor mu, uymuyor mu? Yaban’ı roman olarak ele alıp inceleme çabalan yok denecek kadar az. Oysa Türk romanı tarihinde önemli bir yer tuttuğunu, etkileyici ve çarpıcı olduğunu inkâr eden de yok. Anlaşılan romanın bu çarpıcılığını içeriğine borçlu olduğu düşüncesi yaygın. Belki bundan ötürü Yaban’ı bir roman dahi saymakta kuşku beslendiğini görüyoruz. Burhan Ümit Toprak, “bir romandan ziyade essai’ye benzediğini” söylüyor. Reşat Nuri Güntekin, “sanat kaidelerine göre en itinasız yazılmış” eser dedikten sonra yine de kendinde doğurduğu “heyecan ve teessürün” şiddetinden söz ediyor. Öyle sanıyorum ki Yaban bugün için de etkileyici bir roman, ama bu etkisini sadece içeriğine borçlu değil. Bundan ötürü bu bölümde amacım hem Karaosmanoğlu’nun köylüye karşı (tartışmalar yaratan) tutumunun nedenini açıklamaya çalışmak, hem de bu tutumu dile getirirken, romanın etkili olmasını nasıl sağladığını, ne gibi yollara başvurduğunu araştırmak.”

Berna Moran Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış

  • Cevap: Bu eleştiri esas olarak köye, köylüye bakışı üzerinden Yaban romanını konu aldığı için topluma yönelik bir eleştiri sayılır.

III. METİN
“Bütün iyi şairler gibi Behçet Necatigil de olayları, nesneleri, durumları kavrayış yöntemini, kendine özgü bakış açısını, giderek şair kişiliğini oluşturan doğal bir ayraca sahiptir. Ama onun “şair kişiliği” ile “birey kişiliği” birbirinden ayrılamaz bence. İki kişilik birbirinde görünüşe ulaşmaktadır. Yani şiirsel kişiliği yaşantısına, bireysel kişiliği şiirine sızıyor. Böylece, gerek şiirlerinden, gerekse -tanıdığım denli- kendisinden, zaman zaman çatışmalanna karşın, bir arada yaşayabilen iki ayn benliğin yarattığı iki ayrı dünyası olduğu, bu dünyalardan dıştaki ölçülü ve düzenlisinin şiirinin biçimini, içteki tedirgin ve düzensizinin şiirinin içeriğini yarattığı analojisine vanyorum.
Yaz Dönemi’nin en ilginç şiiri “Solgun Bir Gül Dokununca”dır. İlk yayımlandığı yıllarda çok beğenilmiş, dillerde dolaşmış olan bu şiir, güzelliği bir yana, Behçet Necatigil’in imgelerini nerelerden, nasıl, hangi koşullar altında devşirdiğini anlatması bakımından da çok önemlidir.
Çoklarından düşüyor da bunca
Görmüyor gelip geçenler
Eğilip alıyorum
Solgun bir gül oluyor dokununca.”
Mustafa Öneş Şiir / Şair Yazıları

  • Cevap: Bu eleştiri şiiri konu aldığı için esere yönelik bir eleştiridir.

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 275 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!