

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Sayfa 260

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 260 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 260
Konuya Başlarken
Soru: Aşağıdaki eleştirileri okuyunuz. Hangi eleştirinin üslubunu beğendiğinizi gerekçeleriyle söyleyiniz.
“Reşat Nuri’nin insanlar hakkındaki geniş bilgisi, gözlem yeteneği, insanlarla ilgili ayrıntıları kullanma ustalığı özellikle romanın ikinci, üçüncü dereceden kişilerini betimlerken ortaya çıkıyor: Yenge, “Kıştan kalan (Romanın ilk cümlesi, “Yazın ilk haftasıydı.”) ateşsiz mangalı -el alışkanlığı neticesi- birkaç kere karıştırdıktan sonra” başlar konuşmaya. Hizmetçilerinin çocuğu Raşıt, koca evde, başka yer kalmamış gibi, “kapının önünde kıvrılır, ceketini bükerek başına yastık yapar. (Bu cümle bile altmış yaşındaki Raşit çocuğu anlatmaya yeter.) Buna karşılık, doktor Haşan başını bir kitaba dayayarak uyumuştur. Daha neler var böyle… Bu küçük ayrıntılar, o insan kalabalığını bireyler topluluğuna dönüştürebiliyor.”
Fethi Naci 40 Yılda 40 Roman
“Gerçek anlamda Türk romanı Aşk-ı Memnu ile başlamıştır. “Türk romanında aile “den söz ederken de ilk akla gelmesi gereken romandır bu aynı zamanda. Öyleyse 20. yüzyılın hemen başında, bir İstanbul ailesi ile karşı karşıyayız şimdi. Aşk-ı Memnu Melih Bey takımının, yani bütün yaşam biçimi özellikleri ve karmaşık bireyler arası ilişkileri ile bir ailenin romanıdır. Halit Ziya Uşaklıgil, Aşk-ı Memnu’öa XIX. yüzyılın sonunda yaşayan zengin ve aylak bir toplum katının yaşam biçimini, varlıklı geleneksel Türk ailesinin “Batılı” yaşama biçiminin etkisi altında çözülüp altüst oluşunu, yozlaşmasını, bu toplum katının yaşadığı ve eğlendiği yerleri (konaklar, yalılar, Boğaziçi, Büyükada, Göksu, Concordia (Konkordiya) vb.); birey olarak bütün somutluklarıyla bu toplum katının insanlarını bu insanların sorunlarını, dünyaya ve insanlara bakış açılarını, bu insanlar arasındaki ilişkileri anlatıyor.”
Füsun Akatlı Felsefe Kıyılarında
“Ben sanatlarda tedahüle taraftar değilim. Şiiri şiir, resmi resim, müziği müzik olarak kabul etmelidir. Her sanatın kendine ait hususiyetleri ve ifade vasıtaları vardır. Meramı bu vasıtalarla anlatmak ve şu hususiyetlerin içinde kapalı kalmak hem sanatın hakikî kıymetlerine hürmetkâr olmak; hem de bir cehde bir emeğe yer vermek demektir. Güzel olanı temin edecek güçlük herhalde bu olmalıdır. Şiirde müzik, müzikte resim ve resimde edebiyat bu güçlüğü yenemeyen insanların müracaat ettikleri birer hileden başka birşey değildir. Bundan maada (dolayı) bu sanatlar, öteki sanatların içine girince hakikî değerlerinden pek çok şey kaybetmektedirler.”
Orhan Okay Şiir Sanatı Dersleri
- Cevap: Ben 1. metnin üslubunu daha çok beğendim. Yazar, sade ve anlaşılır bir dil kullanmış. Reşat Nuri Güntekin’in karakterleri nasıl ayrıntılarla anlattığını güzel örneklerle açıklamış. Mesela Raşit’in ceketini yastık yaparak uyuması gibi küçük detaylarla karakterleri gözümüzde canlandırabiliyoruz. Bu da okurken hem eğlenceli hem de öğretici oluyor. Diğer metinler biraz daha ağır bir dilde yazılmış ve okuması zor geliyor. Bu yüzden 1. metin bana daha samimi ve etkileyici geldi.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 260 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum