Evvel Cevap
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Sayfa 235
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Sayfa 235

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 235 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 235

Ders İçi Çalışma

Öğretmeninizin rehberliğinde dört ya da beş kişiden oluşan okuma takımları oluşturunuz. Aşağıdaki çalışmayı aşamaları takıp ederek yapınız.

Soru: 1) Aşağıdaki metinleri okuyunuz.

I. METİN

Ortalık yeni ağarıyordu. Köşk, daha uykudaydı. Kâmran, odanın pancurlarından birini ittiği vakit, Feri- de’yi bahçede gördü. Pencerenin açıldığını o da fark etmişti. Başını kaldırdı, yeni doğan güneşe karşı elini gözlerine siper ederek:
— Uyandınız mı, Kâmran Bey? Ne kadar tabiatımzı değiştirmişsiniz. Eskiden sizi uyandırabilmek için pancurlarınıza yazın avuç avuç çakıl taşı, kışın bir yığın kartopu atmak lâzım gelirdi. Siz de biraz Anadolulu olmuşsunuz. Ben orada, bu saatte kalktığım vakit: “Tembel, insan üstüne güneş doğurur mu?” diye beni ayıplarlardı.
Eski hafif, alaycı Çalıkuşu’nu hatırlatan bu sözleri söyleyen sesinde kalbe serinlik ve tazelik hisleri veren berrak bir akarsu ahengi vardı. Kâmran, biraz korkarak sordu:
— Ben de geleyim mi, Feride?
O hâlâ elleri güneşe karşı gözlerinde, ta eskiden yaptığı gibi gizli gizli eğlenerek:
— Rutubetin nazik vücudunuzu incitmesinden korkmazsanız fena olmaz. Size Anadolu ikramı yaparım. Kâmran’ı kocaman bir ceviz ağacı altına götürdü, akşamdan bahçede unutulmuş bir iskemleye oturttu:
— Şimdi bir parça beni bekleyeceksiniz, Kâmran Bey.
— Hani teklif, tekellüf bırakacaktın?
— Biraz sabır, o kendi kendine gelir. Birdenbire hürmetsizliğe cesaret edemiyorum.
Kâmran güldü:
— Fakat bu daha büyük hürmetsizlik Feride, seni menederim. Bana: “Siz”, “Kâmran Bey” derken eğleniyorsun gibi geliyor.
Feride de gülüyordu:
— Doğru, hakkınız var, hakkın var, gayret ederim. Şimdi bana müsaade, sana süt pişireceğim.
— Feride, rica ederim.
Nafile, ısrar etme.
(…)
Bahçenin içine, elinde bakraçla, kuru dal parçalarıyla gidiyor geliyor, yeni uyanan bahçıvanla konuşan sesi işitiliyordu.
Nihayet, elinde dumanları tüten bir süt bardağı ile geldi.
— Süt, istediğim gibi değil, Kâmran, fakat üç gün sonra, bugün ne? Pazartesi. Perşembe sabahı için seni bir sabah ziyafetine davet ediyorum. Aynı koyunun sütünü içeceksin, fakat göreceksin ki bambaşka bir şey, âdeta güzel bir meyve. Bu benim büyük bir sırrım! Nasıl olacak diye merak etmiyor musun? Aman, ne hissizlik! Ben, sana şimdiden söyleyeyim. Üç gün koyunu armuda besleyeceğim. Sen, galiba üşüyeceksin, hava biraz serin. İster misin Besime teyzem: “Deli kız, oğlumu hasta ettin!” diye beni paylasın?

  • Cevap: Bu etkinliğin cevabı diğer sayfadadır. (Bkz. sayfa 236)

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 235 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum