

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Sayfa 166

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 166 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 166
“Hay, hay. Uzatmayalım bizi arabaya koyup daireye götürdüler. Kim gördü ise şaştı. Innh…
İnanır mısınız belim, elim, kolum, ensem her yerim ağrıyor. Innh…”
“A, elbette! Sen bir ayak deyip geçme, bin bir damarı var. Her biri bir yana bağlı. Adamın budunda bir çıban çıkıyor da bir hafta baş ağrısından kurtulamıyor. Benim kendi başımdan geçti. Kolay mı? Neyse
bununla geçmiş olsun. Damar damara binmiştir. Taze inek mayısı olsa da sıcak sıcak üstüne vurulsa, bire-
…
birdir. Yahut çiğ bal sürmeli. Üstüne de bolca karabiber kirli yapağı sarmalı, iki günde ne varsa çeker, alır.”
Yoklayıcıları ile konuştukça, Tevfik Efendi açılıyor, inlemesi kesiliyor, artık gözlerini süzmesi, burnundan soluması kalmıyor. Kahveler içiliyor, konuşuluyor; sonra misafirler giderken Tevfik Efendi yeniden hasta. İnliyor, göz süzüyor, burnundan soluyarak konuşuyordu.
“Innh, eksik olmayınız, size de rahatsızlık oldu… Innh…”
Yataktan doğrulmak ister, arkadaşlan bırakmazlar, selâmlaşırlar, çıkıp giderler. Tevfik Efendi yeniden yumuşak yatağa uzanır.
Biraz sonra karısı gelir:
“Nasılsın? Biraz rahat ettin mi? İstersen tülbendi gene ıslatalım. Şahver Hanım, erkek incir yaprağı diyor. İşletir, ufunetini alır, diyor.”
“Bilmem, sen bilirsin! Hem zonkluyor hem ateş gibi yanıyor. Yorgan bile ağır geliyor. Ne zor şeymiş…”
“Geçer, bir şeyciğin kalmaz, inşallah!” Yorgan açılır, ayağın yanma bir yastık konur, gene yorgan örtülür. Biraz sonra bacanağı gelir. Tevfik Efendi yeniden başlar:
“Innh… dedim ya! Olacak olduynan oluyor! Yer düz, güzel yaya kaldırım, bizim vezne arabası durdu, ben de indim. Innh, atlar ürkmedi, kimse bana dokunmadı, düşmedim, ayağımı yere kor komaz, vay efendim sen misin koyan…”
Yatak yumuşak, oda ılık, yaşayış tatlı, herkes sevimli, yalnız ne kadar yazık ki çok sürmüyor! On gün sonra gelen giden seyrekleşti. Karısı da tavuk suyuna çorbayı pişirmez oldu:
“Sen pek gayretsiz oldun, inan olsun ben senden daha hastayım. Yatsam, yatacağım. Bak bugün gene başım çatlıyor, ayakta zorla geziyorum.” demeye başladı.
Tevfik Efendi’nin bileğinde şişlik kalmamışsa da daha ağrısı varmış. Bir sargı, üstüne bir çorap, daha üstüne de bir terlik, eline de bir baston aldı, sokağa çıktı. Haber alamamış, alıp da gelememiş olanlar rast geldikçe soruyor, o da nazlarını yapıyor, anlatıyor, kırıtıyor, dinleyenler de:
“Vah vah, geçmiş olsun, büyük kaza geçirmişsin.” diyorlardı.
Tevfik Efendi, eşe tanışa biraz da böylece nazlandıktan sonra bir gün kalemine gidip işine başladı.
Bütün arkadaşları:
“Acele ettin.” dediler. “Birkaç gün daha çıkmamalıydın.”
Dedi ki:
“Doğru söylüyorsunuz, bizim evden de çıkma, dediler, dediler ama; doğrusu dayanamadım. Yatak güç… Çıktım işte!”
Memduh Şevket Esendal Hasta
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 166 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum