9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Sayfa 101
“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 101 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 101
“Kavuştuktan sonra” da şöyle demiştim:
Sarhoş gibi, çılgın gibiyim şimdi sevinçten,
Gözlerde güneşler yanıyor; eller açılmış;
“Allah’a şükür!” sesleri kopmuş gibi içten.
Âfâka bütün neşe bütün hande saçılmış!…
Ne güzel günler Ya Rabbi! Nasıl mutlu nasıl heyecanlı, ne kadar geleceğimizden emindik!…
Nihayet İstanbul’un beklediği büyük, mutlu gün de geldi. Üç buçuk yıl kadar süren düşman kuvvetleri işgali 6 Ekim 1923 tarihinde sona ermiş, şehre mağrurane girmiş olan düşman askerleri başları önde, yenilmiş, ezgin çıkıp gitmişlerdi.
Refet Paşa kumandasında Türk askeri şehre girmişti; halk “Allahuekber” nidalarıyla coşmuş, sevinç gözyaşları dökerek askeri karşılıyor; asker, asırlarca önce Fatih Sultan’ın kumandasında İstanbul’a giden askerler gibi tekbir getiriyordu. Ne muhteşem, ne unutulmaz bir manzara idi!
Mağazalarını düşman bayraklarıyla donatıp “Zito Verizelos!” diye haykıran hainler, sanki birdenbire yerin dibine batmışlardı. Sesleri, solukları çıkmıyordu.
Refet Paşaya, içimden geldi, bir şiir yazdım; Türk askerinin şanla, şerefle İstanbul’a girişinden duyduğum sonsuz sevinci belirttim. Ve kendisine gönderdim, ondan beni davet eden nazik bir yazı aldım.
Karargâhı hatırladığıma göre, Fatih tarafında bir yerlerdeydi. Hemen koşup gittim. Bekleme salonu vazifesi gören büyük bir oda; onu görmek, onunla görüşmek isteyen kadınlı erkekli, genç ihtiyar bir kalabalık hıncahınç. O gün, o bizim için kurtuluşumuzun bir sembolüydü.
Yavere kendimi tanıttım, kartvizitim filân yoktu o zaman. Yaver bey, Refet Paşaya haber vermiş, beni hemen içeri aldılar.
İnce, uzun boylu -yahut da bana öyle göründü- genç, güler yüzlü bir paşaydı, ayakta duruyordu, ben girince birkaç adım ilerledi, elini uzattı:
— Çok memnun oldum Halide Nusret Hanımefendi, şiiriniz pek güzel! dedi, sonra yer gösterdi.
— Buyurmaz mısınız?
— Çok teşekkür ederim paşa hazretleri, dedim, şanlı kumandanımızın elini sıkmış olmakla çok bahtiyarım. Bu günü hiç unutmayacağım. Fakat müsaadenizle oturmayacağım, benim gibi sizi görmek, elinizi sıkmak için sabırsızlanan öyle çok insan bekliyor ki dışarıda. Allahaısmarladık efendim.
Heyecandan yüreğim ağzıma gelmiş iken, bu kadar sözü nasıl bir araya getir- ıiş, nasıl söylemiştim, sonradan pek şaştım, hâlâ da şaşarım.
enim Refet Paşayla tanışmamı sağlayan şiir, o zaman hangi gazete veya ergide yayınlandı bilemiyorum, şimdi maalesef elimde yok… Ama o bir iki akikalık mülâkatın güzel hatırasını daima içimde sakladım.
Halide Nusret Zorlutuna Devrin Romanı
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 101 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.