
9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 264


“9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Sayfa 264 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Kimya Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 264
Ağır metal, alaşım ve nanoparçacıklar deniz, göl, nehir, ırmak ve yer altı suları gibi sucul ekosistemde birikerek sucul ekosistemin sürdürülebilirliğine zarar verir ve ekolojik dengeyi bozar. Deniz canlıları; beslenme, solunum ve deri yoluyla su alır. Kirli deniz suyunun organizmaya girmesiyle gerçekleşen fizyolojik faaliyetler sonucunda böbrek, ciğer, kas ve diğer dokularda suya karışan kirleticiler birikebilir. Deniz suyunda bulunan bazı ağır metallerin toksidite sırası; en toksik olan metalden başlayarak cıva, kadmiyum, gümüş, nikel, kurşun, krom, kalay, çinko şeklindedir. Deniz canlılarının solungaçlarında biriken ağır metaller, kan dolaşımını yavaşlatabilir ve kalp sorunlarına neden olabilir. Özellikle deniz canlılarını bu etkilerden korumak amacıyla sürdürülebilir kalkınmanın 14. hedefinde sudaki yaşam ön plana çıkarılmıştır. Bu hedef deniz ve kıyı ekosistemlerini sürdürülebilir biçimde yönetmeyi, kirlenmeden korumayı ve ayrıca okyanus asitlenmesinin etkilerini ele almayı hedeflemiştir. Sucul ekosistemde olduğu gibi ağır metal, alaşım ve nanoparçacıklar toprakta birikerek kara ekosistemine de zarar verir. Toprakta biriken ağır metaller bitkilerin ve toprakta yaşayan hayvanların fizyolojisini bozararak ekolojik dengeyi etkiler. Bu durum hem kara ekosisteminin sürdürülebilirliğini hem de tarımda sürdürülebilirliği etkiler. Ekosistemde ağır metal, alaşım ve nanoparçacıkların neden olduğu bozulmalar insan sağlığı üzerinde doğrudan ve dolaylı olumsuz etkilere yol açar. Sürdürülebilirliğin 15. hedefinde (karasal yaşam) karasal ekosistemleri korumak, iyileştirmek ve sürdürülebilir kullanımını desteklemek; sürdürülebilir orman yönetimini sağlamak, çölleşme ile mücadele etmek; arazi bozunumunu durdurmak ve tersine çevirmek; biyolojik çeşitlilik kaybını engellemek amaçlanmıştır. Bu hedefler doğrultusunda belirlenen uluslararası hukuk kuralları, su ve karada yaşamın karşı karşıya olduğu sorunların bazılarının hafifletilmesine katkıda bulunur.
Gönüllü olarak alınacak tedbirlerle ekolojik ayak izi azaltılarak suda ve karada yaşamın korunmasına katkıda bulunulabilir. Örneğin enerji tüketimini azaltmak, fosil yakıtların kullanımını sınırlandırmak, daha az plastik ürün kullanmak, geri dönüşüme önem vermek, yeşil kimya ilkelerini bilmek ve uygulamak, ekosistem genelinde yıkıcı sonuçlara yol açabilecek kimyasalların kullanımını azaltmak özellikle besin zincirini değiştirebilen kimyasalların besin zincirine karışmasını engellemek gibi daha birçok tedbir ile kara ve su temelli kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımının artırılması sağlanabilir.
Türkiye’de sürdürülebilir tarımın ilk adımları 1923’te yapılan İzmir İktisat Kongresi’nde atılmıştır. Köylülere ve çiftçilere teorik ve uygulamalı tarımın öğretileceği çiftliklerin açılmasının gerekliliği kongrede karara bağlanmış ve bu karar doğrultusunda 5 Mayıs 1925’te Atatürk’ün “Millî ekonominin temeli ziraattır.” anlayışıyla Atatürk Orman Çiftliği kurulmuştur. Arazinin ıslahı, çevrenin güzelleştirilmesi, tahıl cinslerinin ıslahı ve bunların halka dağıtımı, yeni ve verimi en iyi olan hayvan ırklarının araştırılması, halkın hayvancılığa özendirilmesi, bölgelerin iklim koşullarına uygun meyve ve sebze türlerinin yetiştirilmesi gibi pek çok amaçla kurulan çiftlik günümüzde de faaliyet göstermektedir.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
9. Sınıf Meb Yayınları Kimya Ders Kitabı Sayfa 264 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.