8. Sınıf Türkçe Çalışma Sayfaları Kitabı Cevapları 8. Ünite Sayfa 17
8. Sınıf Türkçe Çalışma Sayfaları Kitabı Cevapları 8. Ünite Sayfa 17 Meb Yayınlarına ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
8. Sınıf Türkçe Çalışma Sayfaları Kitabı Cevapları 8. Ünite Sayfa 17
Hişt, Hişt!” hikâyesini okuyunuz. Metnin sonundaki ilgili bölümleri hikâyeyi dikkate alarak doldurunuz.
HİŞT, HİŞT!
Yürüyordum. Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olur! Mutlaka tıraş bıçağına sinirlenmiş olacağım. (…) Çukulata renginde bir yaprak, çağla bademi renkli bir keçi gördüm. Biri arkamdan:
— Hişt! dedi. Dönüp baktım. Yolun kenarındaki daha boyunu bosunu almamış taze deve dikenleriyle karabaşlar erik lezzetinde bana baktılar. Dişlerim kamaştı. Yolda kimsecikler yoktu. Bir evin damını, uzakta uçan bir iki kuşu, yaprakların arasından denizi gördüm. Yoluma devam ederken: — Hişt hişt! dedi. Dönüp bakmak istedim. Belki de çok istediğim için dönüp bakamadım. Olabilir. Gökten bir kuş hişt, hişt ederek geçmiştir. Arkamdan yılan, tosbağa, bir kirpi geçmiştir. Bir böcek vardır belki hişt, hişt diyen.
— Hişt! dedi yine. Bu sefer belki de isteksizlikten dönüp baktım, çalıların arasına birisi saklanı- yormuş gibi geldi bana. Yolun kenarına oturdum. Az ötemde bir eşek otluyor. Onun da rengi çağla bademi. Ağzı, dişleri, kulakları ve boynu ne güzel. Otluyor. Otları adeta çatırdata çatırdata yiyor. Belki de bu çıtırtılı, çatırtılı sesi “hişt hişt!” diye duymuşumdur. Eşeğin ot koparışının sesinden apayrı bir ses: — Hişt, hişt, hişt! dedi. Hani bazı kulağınızın dibinde çok tanıdığınız bir ses isminizi çağırıverir. Olur değil mi? Pek enderdir. Belki de kendi kafanızın içinden sizin sevdiğiniz, hatırladığınız bir ses, ses olmadan sizi çağırmıştır. Olabilir. (…) Birdenbire, önümde bir adamla bir kadın gördüm. Kalpazankaya yolunu sordular. “Üstündesiniz.” dedim. Sanki yol hareket etti. Yürümediler. İki adımda benden uzaklaştılar. (…) Şimdi bir çiçek tarlasındaydım. Bana “hişt hişt” diyen mutlak bir kuştu. Vardır böyle kuşlar. “Cik cik” demezler de “hişt hişt” derler. Kuştu kuş. Bir adam yer belliyordu. Belin demirine basıyor, kırmızıya çalan bir toprak altını, üste aktarıyordu. — Merhaba hemşerim! dedi. — Ooo! Merhaba! dedim. Tekrar işine daldı. “— Hişt hişt!” dedim. Aldırmadı. Bir daha “— Hişt!” dedim. Yine aldırmadı. Hızlı hızlı: — Hişt hişt hişt! — Buyur beyim! dedi. — Bir şey söylemedim.
dedim. Küçük parmağını kulağına soktu. Kaşıdı. (…) — Çocuklar nasıl? diye sordum. — İyiler, dedi. Dokuzdu, sekiz kaldı. Biliyorsun dokuzuncunun macerasını ya… — Sus, sus, dedim. Yürekler acısı. Haydi Allah’a ısmarladık! — Haydi güle güle! Biraz uzaklaşınca:
— Hişt hişt! Bu sefer yakaladım. Bahçıvandı. Oydu oydu. — Haydi haydi, yakaladım bu sefer seni! dedim. — Yok vallahi, dedi, vallahi daha kesmedim Sait Faik ABASIYANIK bakla. Senden ne diye saklayayım? Parasıyla değil mi? — Sen deği misin “hişt hişt” diyen?
— Ben de duyarım bir ses amma bulamam nereden gelir? Nereden gelirse gelsin! Dağlardan, kuşlardan, denizlerden, insandan, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin!… Bir “hişt hişt” sesi gelmedi mi fena!… Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları!…
8. Sınıf Türkçe Çalışma Sayfaları Kitabı Cevapları 8. Ünite Sayfa 17 Meb Yayınları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.