7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Cevapları Yıldırım Yayınları Sayfa 96
“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Cevapları Sayfa 96 Yıldırım Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Cevapları Yıldırım Yayınları Sayfa 96
Seyyah, gezmek, tanımak, görmek, dinlenmek amacıyla geziye çıkan kimse; seyahatname ise seyyahın gezip gördüğü yerlerden edindiği bilgi ve izlenimlerini anlattığı eserdir. İbn-i Battuta, OsmanlI Devleti’ni XIV. yüzyılda ziyaret eden seyyahlar arasındadır. İbn-i Battuta, Orhan Bey Döne- mi’nde 1330’lu yıllarda Bursa’nın yanı sıra Anadolu, Avrupa, Asya ve Afrika’nın birçok yerini ziyaret etti; gördüklerini, yaşadıklarını seyahatnamesinde kaleme aldı. XVI. yüzyılda Osmanlıyı ziyaret eden seyyah, görevli ve elçi sayısı artmaya başladı. Gelen kişilerin bazıları uzun yıllar Osmanlı Devleti’nde yaşadı, bazıları İstanbul başta olmak üzere çeşitli Osmanlı şehirlerine yerleşti.
Seyahatname, günlük, mektup gibi kaynaklar Osmanlı kültürü ve sanatı hakkında bilgiler vermektedir. İbn-i Battuta’nın Bursa, Gürle ve İznik’te yaşadıklarını anlattığı aşağıdaki metni okuyunuz.
İbn-i Battuta ’mn yazdıklarından hareketle dönemin sosyal ve kültürel hayatı hakkında hangi bilgilere ulaşılabilir? Ben onunla (Orhan Bey) burada (Bursa) karşılaştım. Bana kese kese dirhem gönderdi. Sonra İznik şehrine yöneldik. Şehre varmadan geceyi Kürle (Gürle) kasabasında bir ahi (ahi) yiğidinin zaviyesinde geçirdik. Tekrar yola çıkarak iki tarafı tatlı ve ekşi nar ağaçlarıyla kaplı bir ırmak boyunca tam gün ilerledik. Nihayet her yanı kamışlarla örtülü bir göl kenarına (İznik) vardık. (…)
Şimdi bomboş olan şehirde saray hizmetkârlarından birkaçı ve Beylûn (Nilüfer) Hatun (Osmanlı padişahı Orhan Bey’in eşi) oturuyor. Şehir ahalisine hükümranlık eden erdemli, iyi yürekli bir kadın…
Bu şehirde Hacı Alaeddin Sultan Öyûkî’nin evinde kaldık. O fazilet erbabının ve cömertlerin başıdır. Ne zaman ziyaretine gelsem mutlaka bir şeyler hazırlar, sunardı bana. Beni Beylûn Hatun’a götürdü. Bu kadın bize ikramda bulundu, iyi davrandı, yardım etti.
İtalyan yazar Edmondo de Amicis (Edmondo dö Amisis), 1870’li yıllarda İstanbul ziyareti sırasında İstanbul’a olan hayranlığını şu şekilde ifade etmiştir:
İstanbul’u anlatmaya kim cüret edebilir? Haydi bakalım! Önümüzde, geniş bir nehir gibi Altın Boynuz (Haliç) görülüyor. İki yüksek sahilinin üzerinde uzanan tepeler, vadiler, körfezler ve sıra sıra kasabalar var. Kat kat yükselen yüzlerce bina ve bahçe; renk renk ev, cami, saray, hamam, köşk ve bunların arasından upuzun fildişi kuleler gibi semaya yükselen bir sürü parlak minare…
Köyleri ve iskeleleri çelenk çelenk saran selvi korulukları, tepelerden denize kadar karanlık çizgiler hâlinde iniyor. Her tarafa dağılmış, her taraftan fışkıran gür bir yeşillik tepeleri süslüyor. Çatıların arasından kıvrılıyor ve kıyılara doğru meylediyor. Sağda Galata, Galata’nın üstünde, Avrupai konaklarının kuvvetli hatları belli olan Beyoğlu. Önde rengârenk kalabalıkların karşılaştığı ve iki sahili birleştiren Galata Köprüsü… Solda, her birinden kurşun kubbeli ve altın minareli dev gibi bir camiin yükseldiği kocaman tepelere yayılmış İstanbul: beyaz ve pembe Ayasofya.
Soru: Edmondo de Amicis’in yazdıklarından hareketle dönemin İstanbul’unun sosyal hayatı hakkında hangi bilgilere ulaşılabilir?
- Cevap: Edmondo de Amicis’in anlatımına göre İstanbul, çok çeşitli toplumsal ve kültürel yapıya sahip, zengin bir sosyal hayat barındırmaktadır. Kalabalık ve renkli halk, Avrupa tarzı konaklar, camiler, köşkler ve saraylar, İstanbul’un hem geleneksel hem de modern unsurları barındıran kozmopolit bir şehir olduğunu göstermektedir.
7. Sınıf Yıldırım Yayınları Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 96 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.