4. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Anka Kuşu Sayfa 75-76-77-78-79-80-81 Cevapları
4. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 75-76-77-78-79-80-81 Cevapları ve Soruları
4. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Cevapları Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 75
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu yerle ilgili neler biliyorsunuz?
- Cevap: Hz. Muhammed (sav) Mekke’ de doğmuştur. Mekke çok sıcak ve kurak bir iklime sahiptir. Oraya Dünya’nın her yerinden Müslümanlar, hac ve umre yapmak için ve bu güzel yeri ziyaret etmek için akın ederler. Orada deniz olmadığını ve hurma ile meşhur olduğunu biliyorum. Ayrıca orada hacıların getirdiği ve insanlara şifa olan hakkında uzmanların araştırma yaptıkları zemzem suyu bulunur.
4. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Cevapları Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 76
Etkinlik
Allah’ın Kutlu Elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.), doğmadan önce babasını, altı yaşında da annesini kaybetmiştir. Bu durum, onun ne gibi zorluklar yaşamasına sebep olmuş olabilir? Düşüncelerinizi aşağıdaki satırlara yazınız.
- Cevap: Bence Peygamberimiz annesi ve babası olan çocukları gördüğü zaman içi burkulmuştur. Bu çok üzücü bir durum. Bir çocuk için anne ve babası çok önemlidir. Onların yerini kimse tutamaz. Dedesi ve amcası ona çok iyi davranmış olsalar da Peygamberimiz bence her defasında çok üzülmüştür.
4. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Cevapları Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 77
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu yerle ilgili neler biliyorsunuz?
- Cevap: Hılfu’l-Fudûl topluluğuna katılması, Peygamber Efendimizin (SAV) in merhametli, adaletli ve yardıma muhtaç olan insanların ellerinden tuttuğunu gösterir. Toplumun bu kadar cahil ve zalim olduğu bir dönemde iyi davranışlarda bulunmak ve adil olmak gerçekten çok zor bir iştir. Kötülüklerin normal olduğu bir toplumda anarşi olur ve insanlarda bunlardan etkilenir. Ancak Peygamberimiz büyük ahlakı göstererek güzelliğini ortaya koymuştur.
4. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Cevapları Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 78
Etkinlik
Kâbe, yıllar içinde yağmur vb. sebeplerle hasar görmüş, duvarlarında çatlaklar meydana gelmiş, hatta yıkılmaya yüz tutmuştu. Bu sebeple Mekkeliler toplanarak binayı yenilemeye karar verdiler. Hz. Muhammed (s.a.v.), Kâbe’nin tamiri sırasında otuz beş yaşındaydı. Kâbe’nin duvarları, Hz. İbrahim (a.s.) tarafından yapıldığı söylenen temele kadar söküldü. Kureyş kabilesinin her bir kolunun inşa edeceği kısımlar kura ile belirlendi. Her kabile, kendi payına düşen kısmı örmeye başladı. Araplarca kutsal sayılan ve çok önem verilen Hacerü’l-Esved adlı siyah taşın yerine konulmasına sıra gelince her kabile, bu şerefin kendisine ait olmasını istedi. Bu durum aralarında anlaşmazlığa yol açtı. Ortaya çıkan anlaşmazlık neredeyse savaşa dönüşecekti. Bu sırada, yaşlı bir Mekkelinin önerisiyle Kâbe’nin avlusundan girecek ilk kişinin hakem tayin edilmesine karar verildi. Bir süre sonra beklenen yerden Hz. Muhammed (s.a.v.) çıkageldi. Kureyşliler hep bir ağızdan “Bu, güvenilir (emin) bir kimsedir. Onun vereceği karara razıyız.” dediler. Sorun Hz. Muhammed’e (s.a.v.) anlatıldığında o, hemen bir örtü istedi ve örtüyü yere serdi. Hacerü’l-Esved’i üzerine koydu. Her kabileden birer kişiye, örtünün kenarlarından tutmalarını söyledi. Böylece taşı, konulacağı yere kadar getirtti. Burada, Hacerü’l-Esved’i kendi eliyle yerine yerleştirdi. Kureyşliler, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) problemi bu şekilde çözmesinden son derece memnun oldular. İbn-i Hişam, İslam Tarihi (es-Sîretü’n-Nebeviyye), C 1, s. 256-263. (Özetlenip uyarlanmıştır.)
Yukarıdaki olay, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) kişiliği ve toplumdaki konumu hakkında size nasıl bir fikir vermektedir?
- Cevap: Bu olay Peygamber Efendimizin adaletini ve aklını göstermektedir. Olaylar karşısında herkesin hakkını gözeterek orta yolu bulmak gerçekten büyük bir başarıdır. Toplumda da bir hakem seçerek orta yolu bulmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Buda güzel bir yöntemdir. Ayrıca Peygamberimize olan güvenlerini de göstermektedir. Çünkü peygamberlik gelmeden önce de Peygamberimiz çok adaletli ve halk arasında güvenilen sevilen bir insandı. İnsanlar O’nun yalan söylemeyeceğini bildikleri için getirdikleri dine inanmış ancak bir çoğu bunu bildiği halde atalarının dininden dönmemek ve gururlarından dolayı iman etmemiştir.
4. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Cevapları Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 79
Peygamberimiz (s.a.v.), ticaret hayatında güvenilirliği, dürüstlüğü ve başarısıyla dikkat çekti. Mekke’nin zengin kadınlarından Hz. Hatice’nin (r.a.) teklifiyle onun kervanlarını işletti. Daha sonra yirmi beş yaşındayken Hz. Hatice’yle (r.a.) evlendi. Bu evlilikten Kâsım, Abdullah, Zeynep, Rukiye, Ümmügülsüm ve Fatıma adında altı çocukları dünyaya geldi. Hz. Peygamber’in (s.a.v.), Hz. Hatice’nin (r.a.) vefatından sonra evlendiği Mariye adlı eşinden, İbrahim adında bir oğlu daha dünyaya gelmiştir.
Çocukluk ve Gençlik Yıllarındaki Erdemli Davranışları
Hz. Muhammed (s.a.v.), doğmadan önce babasını, altı yaşında da annesini kaybetmişti. Annesinin ve babasının ilgisinden, şefkatinden, verecekleri eğitimden yoksun kalmıştı. Ancak o, hayatının her döneminde olduğu gibi hem çocukluğunda hem de gençliğinde ahlaklı ve erdemli bir yaşam sürmüştü. Hz. Muhammed (s.a.v.), gelecekte peygamber olarak gönderilecek; içinde yaşadığı toplumu ve tüm insanlığı iyiliklere, güzelliklere, erdemli davranışlara davet edecekti. Böyle bir insanın olumsuz davranışlara ve özelliklere sahip olması düşünülemezdi. Rabbimiz (c.c.), onu bu kutlu göreve en güzel şekilde hazırlayacaktı. Hz. Muhammed (s.a.v.), çocukluğundan itibaren her zaman üstün ahlaka sahip bir insandı. O, bütün güzel özellikleri kendisinde toplamıştı. Vefakârdı, sevgi ve saygıya önem verirdi. Kendisini yetiştiren, üzerinde büyük emekleri olan aile bireylerini çok sever; onlara saygıda kusur etmezdi. Aile büyüklerini kıracak, üzecek söz ve davranışlardan özenle kaçınırdı. Onlara her zaman iyi davranır, güzel sözler söyleyerek aile büyüklerinin gönlünü almaya çalışırdı.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
4. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Cevapları Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 80
Not edelim
Hz. Muhammed (s.a.v.) bir gün Medine’den Mekke’ye giderken Ebva ’ya uğradı. Annesinin kabrini ziyaret etti. Ziyaret sırasında kabri eliyle düzeltti, üzüntüsünden ağladı. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ağladığını gören Müslümanlar da ağladılar. Bu sırada niçin ağladığını soranlara Hz. Peygamber (s.a.v.), şöyle cevap verdi: “Annemin bana olan şefkat ve merhametini hatırladım da ağladım.”
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Ali’nin (r.a.) annesi ve Ebu Ta- lip’in eşi olan Fatıma’ya da hayatı boyunca iyi davranmış, saygıda kusur etmemişti. Onu sık sık ziyaret etmişti. Fatıma Hanım öldüğünde Hz. Peygamber (s.a.v.), “Annem öldü.” ifadesini kullanmıştı. Cenaze merasiminde bulunanlar, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ona karşı gösterdiği bu hürmet ve alakanın sebebini sormuşlar, Peygamberimiz (s.a.v.) de “Ebu Talip’ten sonra bu kadıncağız kadar bana iyiliği dokunan hiçbir kimse yoktur…” buyurmuştu. Onun ölümü karşısında üzüntüsünü şöyle belirtmişti: “O benim annemdi… Benim karnımı doyurur, saçımı tarardı.” Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gün otururken sütannesi ve süt kardeşi geldiler. Hz. Peygamber (s.a.v.) hemen ayağa kalkarak omuzlarına örttüğü şalının bir ucunu sütannesinin altına serdi. Hz. Peygamber (s.a.v.), süt kardeşini de önüne oturttu. Huneyn Savaşı’ndan sonra ele geçirilen esirlerin arasında Peygamberimizin (s.a.v.) süt kardeşi Şeyma da vardı. Hz. Peygamber (s.a.v.) onu, ailesinin yanına gönderdi. Hz. Peygamber (s.a.v.), dadısı Ümmü Eymen’i (r.a.) de çok sever, ona saygılı davranırdı. Ona, “Sen benim ikinci annem sayılırsın.” diyerek iltifat ederdi.
Peygamberimizin (s.a.v.), kendisinin üzerinde emeği olan büyüklerine karşı davranışları, onun hangi ahlaki özelliklere sahip olduğunu gösterir? Sınıfınızda tartışınız.
- Cevap: Peygamber Efendimiz dedesine, amcasına ve büyüklerine çocukken de saygı ile davranır, büyükler gelmeden sofraya oturmazdı. Süt annesini yıllar sonra bile hürmetle karşılaması ve saygı ile büyüklerine yaklaşması onun saygılı, sadık ve vefalı olduğunu gösterir.
4. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Cevapları Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 81
Hz. Muhammed (s.a.v.), hayatının diğer dönemlerinde olduğu gibi çocukluk ve gençlik yıllarında da hiçbir zaman kötülüklere yaklaşmadı. Ahlaka aykırı fiillerin işlendiği yerlerden hep uzak durdu. Hz. Muhammed (s.a.v.), kendisine vahiy gelmeden önce Arap Yarımadası’nda yaygın olan Yahudilik, Hristiyanlık ve Mecusilik gibi dinlerden hiçbirine inanmadı. Putlara tapan Mekkeli müşrikler arasında büyümesine ve yaşamasına rağmen putperestliğe de ilgi duymadı, putlara tapmadı. Putlar için kesilen kurbanların etinden yemedi. Müşriklerin âdetlerinden uzak durdu. Resulullah’ın (s.a.v.) ahlakı Kur’an’dı. Yani Kur’an ahlakından ibaretti. O, şahsı için kimseye kin tutmaz ve intikam almazdı. Ne kötü söz söyler ne de kimseye kötülük ederdi. İnsanlara kaba ve kırıcı davranmazdı.
Not Edelim
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatıyla ilgili ilk eserleri yazanlar şöyle diyor: “Resulullah Aleyhisselam; gençlik dönemine girinceye kadar mertlik ve insanlık bakımından içinde bulunduğu toplumun en üstünü, ahlakça en güzeli, soy sopça en şereflisi, komşuluk haklarını en iyi gözeteni, yumuşak huylu oluşuyla en büyüğü, doğru sözlülükte en yücesi, kötülükten ve insanları alçaltan huylardan uzak duruşta en önde olanıydı. Yüce Allah, onda bütün iyi haslet ve meziyetleri toplamıştı.” İbn-i Hişam, İslam Tarihi, C 1, s.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) en önemli özelliklerinden biri, adalete önem vermesidir. O, hayatının her döneminde hak ve hukuk konusunda duyarlı davranmıştır. Başkalarının haklarına saygı konusunda çok titizlik göstermiş, hiç kimsenin hakkına el uzatmamıştır. Hz. Muhammed (s.a.v.), kimsenin hakkını yemediği gibi insanların hakkının yenmesine de karşı çıkmıştır. Peygamberimizin (s.a.v.) gençlik döneminde bir gün bir tüccar, Mekke’ye satılık mal getirmişti. O dönemin ileri gelen kişilerinden biri olan Ebu Cehil, bu malları beğendi ve tüccarın yabancı olmasından yararlanarak malını ucuza satın almak istedi. Tüccara, zarar edeceği bir fiyat önerdi. Tüccar bunu kabul etmeyince Ebu Cehil, Mekke’deki ağırlığını ve konumunu kullanıp satıcıyı tehdit ederek onun malını zorla elinden aldı. Çünkü Mekke’deki herkes ondan korkar ve hiç kimse onu karşısına almak istemezdi. Bunu bilen Ebu Cehil, kendinden emin bir şekilde evine gitti. Tüccar şaşırmıştı. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşünürken birisi, “Muhammed’e git, o senin hakkını alır.” dedi. Tüccar, son çare olarak denileni yaptı ve başına gelenleri Hz. Muhammed’e (s.a.v.)
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
“4. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Anka Kuşu Yayınları Sayfa 75-76-77-78-79-80-81 Cevapları” beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilir ve aşağıda bulunan emojilerle duygularınızı ifade edebilirsiniz :)