13. Yüzyıl Divan Şairleri ve Eserleri
YÜZYILLARA GÖRE DİVAN ŞAİRLERİ
13. YÜZYIL DİVAN ŞAİRLERİ
Bu yüzyılda ele geçen eserler, daha çok fetih ve savaşlara aittir. Bunların en önemlileri İslâmi Türk destanlarıdır. Bunlardan Battal Gazi Destanı, Danişmentname en ünlüleridir.
MEVLÂNA CELÂLEDDÎNİ RUMÎ (1207 -1273)
Mevlâna, 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan’ın Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna’nın babası Belh şehrinden gelip Karaman’da Subaşı Emir Mûsâ’nın yaptırdığı medreseye yerleşmişlerdir. Bu yıllarda Konya sanat eserleri ile donatılmış ,ilim adamları ve sanatkârlarla dolup taşar. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşamaktadır ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd’dır. Alâeddin Keykubâd Sultânü’l-Ulemâ Bahaeddin Veled’i Kara-
man’dan Konya’ya davet ederek Konya’ya yerleşmesini ister. Bahaeddin Veled, Sultanın davetini kabul edip Konya’ya 3 Mayıs 1228 tarihinde ailesi ve dostlan ile gelir. Babası ölünce talebeleri Mevlâna’yı babasının tek varisi olarak görürler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, iplikçi Medresesi’nde vaazlar vermektedir. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşmaktadır. Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaşır. Ancak beraberlikleri
uzun sürmez. Şems aniden ölünce Mevlâna, uzun yıllar inzivaya çekilir. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî’nin yerini doldurmaya çalışır. Hayatını “Hamdım, piştim, yan-dım” sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk’ ın rahmetine kavuşmuştur.
Eserleri;
Mesnevi
Mevlâna, Mesnevi’yi Hüsameddin Çelebi’nin isteği üzerine yazmıştır. Kâtibi Hüsameddin Çelebi’nin söylediğine göre, Mevlâna, Mesnevi beyitlerini Meram’da gezerken, otururken, yürürken, hatta semâ ederken söylemiş, Çelebi Hüsameddin de yazmıştır. Mesnevi’nin dili Farsça’dır. Elde bulunan en eski Mesnevi nüshasına göre beyit sayısı 25618’dir. Mevlâna 6 ciltlik Mesnevi’sinde tasavvufi düşüncelerini, birbirine ulanmış hikayeler halinde anlatmaktadır.
Divan-ı Kebir
Mevlâna’nın çeşitli konularda söylediği şiirlerinin tamamı bu divandadır. Divân-ı Kebir’in dili Farsça olmakla beraber, içinde Arapça, Türkçe ve Rumca şiire de yer verilmiştir. Divân-ı Kebir 21 küçük divân (Bahir) ile rubâî divânının bir araya getirilmesi ile oluşmuştur. Divân-ı Kebirin beyit sayısı 40.000’i aşmaktadır.
Mevlâna Divân-ı Kebir’deki bazı şiirlerini Şems Mahlası ile yazdığı için bu divâna Divân-ı Şems de denmektedir. Divânda yer alan şiirler vezin ve kafiyeler göz önüne alınarak düzenlenmiştir.
Mektûbat
Mevlâna’nın başta Selçuklu hükümdarlarına ve devrin ileri gelenlerine nasihat için, kendisinden sorulan ve çözümü istenilen dini ve ilmi konularda açıklayıcı bilgiler vermek için yazdığı 147 adet mektuptur. Mevlâna bu mektuplarında, edebi mektup yazma kaidelerine uymamış, aynen konuştuğu gibi yazmıştır. Mektuplarında “kulunuz, bendeniz” gibi kelimelere hiç yer vermemiştir.
Hitaplarında mevki ve memuriyet adları müstesna, mektup yazdığı kişinin aklına, inancına ve yaptığı iyi işlere göre kendisine hangi hitap tarzı yakışıyorsa, onu kullanmıştır.
FîhiMâFih
Fîhi Mâ Fih “Ne varsa içindedir” manasına gelmektedir. Bu eser Mevlâna’nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetleri içermektedir. Bunların, oğlu Sultan Veled tarafından bir kitapta toplandığı sanılmaktadır. Eser 61 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden bir kısmı, Selçuklu Veziri Süleyman Pervane’ye hitaben kaleme alınmıştır. Eserde bazı siyasi olaylara da değinilmiştir. Bu nedenle bu eser tarihi açıdan da büyük bir önem taşımaktadır.
Eserde cennet ve cehennem, dünya ve ahiret mürşit ve mürit, aşk ve sema gibi konular işlenmiştir.
Mecâlis-i Seb’a (Yedi Meclis)
Mecâlis-i Seb’a Mevlâna’nın yedi meclisinin, yedi vaazının toplanmasından meydana gelmiştir. Mevlâna’nın vaazları, Çelebi Hüsameddin veya oğlu Sultan Veled tarafından not edilmiş ancak özüne dokunulmamak kaydı ile bunlara bazı ilaveler yapılmıştır. Eserin düzenlenmesi yapıldıktan sonra, Mevlâna’nın tashihinden geçmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
**********
SULTAN VELED (1226- 1312)
XIII. yüzyıl tasavvuf şairlerindendir. Mevlâna’nın oğlu olan Sultan Veled, babasının yanında yetişmiştir. Babasının yerine geçen Hüsameddin Çelebi ölünce şeyhlik makamına geçerek Mevlevilik tarikatının esaslarını, âyinlerini bir düzene koymuştur. Sultan Veled, bütün eserlerinde tasavvufi konulan işlemiştir. Divanında yer alan az sayıda Türkçe gazeller, Anadolu’da Oğuz lehçesiyle yazılmış ilk şiirler oldukları için önemlidir. Farsça yazılmış Divanı ve Mesnevileri vardır.
**********
ŞEYYAD HAMZA (? – ?)
XIII. yüzyıl tekke halk şairidir. (? – ?) Selçuklular devrinde Anadolu’da Yunus Emre’den önce Türkçe şiir yazan ilk şairlerden biri de Şeyyad Hamza’dır. Gezgin bir derviş olan Şeyyad Hamza, hece ile de şiirler yazıyordu. Hece ile yazdığı şiirlerindeki dil, aruz zorlamalarından uzak kaldığı için daha pürüzsüz, daha tabiidir. Yusuf ve Züleyha adlı bir mesnevisi vardır.
**********
HOCA DEHHÂNÎ (? – ?)
XIII. yüzyıl divan şairlerindendir. Horasan’dan Anadolu’ya gelerek Selçuklu sarayına girmiştir. Selçuklu hükümdarı III. Alâeddin Keykubad’ın emriyle Farsça bir Selçuklu Şehnamesi yazmıştır. Anadolu’da tekke edebiyatının çok güçlü olduğu bir çağda aşk ve şarap şiirleri yazan Dehhani divan şiirimizin bilinen ilk temsilcisidir.