

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 53

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 53 Melis Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 53
Ah bir çıkıp gelseler… Eskisi gibi. Bir çift beyaz kuğu olup, buradan geçseler diyordum. Günlerce seralara, karanfil ormanlarına baktım. Bahçevanlara, yaz otlarını toplayıp götüren arabacılara bile sordum. Nesli tükenmiş kuşları bekler gibi bekledim.
Ve geldiler… balkonlar, pencereler, kapılar, gazino, meydan inanamadı bu gelişe. İnanmak istemedi. “İşte yine onlar..” dediler. “Ne arıyorlar burada? Neden geliyorlar…”
O yaz sonu, kadınla adam bir kere daha göründüler… Sonra gittiler.
Bir sabah, sonsuzluğa varan yeşil bahçelere, o ıssız tepelerin eteklerine kara gözlüklerinin arkasına gizlenmiş, kara çantalı birileri koca koca tabelalar diktiler. Seralar yıkıldı, yumuşak karnında karanfil ormanlarını barındıran toprak parça parça ayrılıp, tellerle çevrildi. Tâ ötelere gece gündüz kamyonlar gidip geldi. Tuğla, kum, çimento yeşilin yerini aldı. Tepelere doğru adım başı apartmanlar sıralandı. Küçük penceremden artık bina kalabalığından başka bir şey görünmüyordu.
Ama dev akasyaların gölgelediği mezarlık kaldı. Ona dokunmadılar. Yok olan bahçeler hatırlanmaya değer güzel, eşsiz bir tablo gibi hafızamın bir yerinde duruyor. O kadınla adam da öyle… Onlar da, bir evin gıcırtılı panjurlarının gerisinde. Kuytu manolyaların gizli kokularında, güneşin bir ormanda parçalanan aydınlıklarında kaldılar.
Şimdi bu yoldan içimde bir dalın kuruduğunu düşünerek geçiyorum. Şurda burda tozlu birkaç glayole (glayöl), eskiden kan kırmızısı açan, artık kiremit kırmızısına dönmüş bir iki karanfile rastla- masam, bir zamanlar o bahçelerin var olduğuna ben bile inanamayacağım. Hatta o kadınla adamın gerçekten yaşayıp yaşamadıklarına da…
Artık gelmiyorlar. Bunca zaman geçti. Ne bir kayık getirdi onları, ne de akşamla morlaşan, sonsuzluğun laciverdini giyen tepelerden iniverdiler. Kaç yaz kıyılara, tâ ötelerdeki adalara baktım durdum. Gelmediler.
Ama ben bu yıkık duvarın önünde yine de onları bekliyorum. Bu mavi dikenleri, buğday başaklarını, yazın son renklerini onlar için topladım. Onlara saklıyorum.
Sevinç ÇOKUM, Onlardan Kalan (Kısaltılmıştır.)
METİN VE TÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMALR
“Onlardan Kalan” adlı hikâye, sevgisiz bir dünyada iki insanın birbirlerine değer vermeleri ve birlikte zaman geçirmeleri üzerine kurulmuştur.
Bu hikâyede anlatıcı, hikâyenin serim bölümünde bugünü, düğüm bölümünde geriye dönüş tekniğinden yararlanarak geçmişi anlatmıştır. Eleştirel bir bakış açısıyla insan ilişkilerini sorgulayan anlatıcı, birbirine değer veren iki insandan umudunu hiç kesmiyor. Bu iki insanın belki zamana, belki koşullara, belki de kendilerine yenik düşmüş olabileceğini hesaba katmadan hep onları bekliyor.
1960 sonrası hikâyeciliğimizde geleneksel anlatımın dışına çıkılmıştır. Bu dönemde bir yandan toplumsal gerçekçi anlayış gelişirken bir yandan da “Onlardan Kalan” adlı hikâyede olduğu gibi bireyin ön plana çıkarıldığı modernist hikâyeler yazılmıştır.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
12. Sınıf Melis Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 53 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum