Evvel Cevap
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 46
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Melis Yayınları
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 46

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 46 Melis Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 46

çiçekçi büzülmüştü. “Menevşeler!.. Mor menev- şeler!. Üç demet kaldı… üç…”
(…)
Adam, yanına iyice yaklaşınca daha cesur:
“Üç demetle bir ilkyaz götürün evinize beyim” dedi; “Bunlar çiçek değil güneştir… Bakın!..”
Adama doğru uzatmıştı. “Sıcaklıktır bunlar beyim. Hanımınızı sevindirir! İlkyaz kokusudur bunlar…” Adam almazsa diye, korkuyordu, belliydi; ben bunları satamazsam, böyle beklersem bu köşede, karanlık çökerse, diye korkuyordu.
Adamın ikircikli duruşundan, umutsuzlaşan sesinden menevşeleri satamayacağını sanmıştı.
Oysaki adam hiç de çiçekçiyi umutsuzlaştıracak gibi değildi. Geniş yüzü yumuşamıştı yine. Gözleri derinleşmemişti; ışıl ışıl bakıyordu; en az menevşeler kadar ısıtıcı idi.“Kaç para bunlar?”
Bu ses sadece çiçekçiyi sevindirmemiş, uyuşuk yağan karı keyiflendirmiş, katı karanlığı neşelen- dirmişti birden. Ve adamın menevşelere doğru uzanan eli çiçekçinin üşümüş elini ısıtmıştı. Çiçekçi, ya almadan giderse bu da?, korkusu içinde bir çırpıda “Beş lira beyim” dedi. “Üçü beş lira. Bir ilkyaza beş lira çok mu?”
Adamın parmakları menevşelerdeydi.
Çiçekçi yorgun ve umutsuz “Ama siz ne verirseniz… akşam; görüyorsunuz. Son artık bunlar da. Ne verirseniz.” diye menevşeleri bıraktı adamın ellerine.
(…)
2. T İn ite : ‘ftiA ciye
Cebinde, demindenberi buruşan kâğıt parayı çıkarıp verdi çiçekçiye. Bütün bir on liralıktı ve hemen hemen kalan son parasıydı. Menevşeleri, solar uçup gider korkusuyla yavaşça aldı.
Gidiyordu.
Çiçekçi, “Beyim” dedi “Beyim paranın üstü…”
Adam, yolun öte yanına geçmişti. Dönüp bakmadı bile. İçinde, bütün damarlarına yayılan hoş bir sıcaklık buğulanıyordu. Yüreği, eski yerinde ve o hoş sıcaklık içinde alabildiğine genişlemişti. Menevşeler iki avucundaydı. Yüreğinin üstüne doğru götürdü. Bir bu menevşeler vardı yer yüzünde şimdi; uzaklarda kalan bir kadın gibi bakan ve gülümseyen bu menevşeler; bir de kendisi. Başka hiç bir şey
yoktu. Zaman silinmişti.
Ama uzun sürmedi bu da. Işığın altına gelince menevşeleri gözleriyle de sevmek istedi. Korktu; içi titredi. Menevşeler pörsüyordu. Boyunları bükülmüştü. Terlemişlerdi. Kıvrılıyorlardı.
Deli gibi döndü, geldiği yana adam. Kocaman, korkak gözleriyle delirmiş gibi çiçekçiyi aradı.
Çiçekçi yerinde yoktu.
Menevşeler ölecekti neredeyse. Zaman kapkara bir gece ve canavarlamış bir yalnızlıkla korkunçlaşıyordu.
Çiçekçiyi öteki yolda, yarısı yırtık paltosuna sarınmış, ve büzülmüş, giderken gördü. Otomobillerin ölümsü hızını da hiçe sayarak koştu arkasından. Yetiştiğinde çiçekçi suçlu “Ama ben arkanızdan bağırdım beyim” diye yalvardı. “Paranın üstü için…”
“İstemem kalsın paranın üstü. Ben para için gelmedim. Ama ne olur al şu menevşeleri; ölecekler…”

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Melis Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 46 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum