12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 39

Aranıyorum. Ceket cepleri, pardesünün cepleri, pantolonun arka cepleri. Yok… Ter basıyor. Birden öğretmen kimlik cüzdanımı çıkarıp uzatıyorum. Arasından bir kâğıt düşüyor. Eğilip alıyorum. Elektrik
parası. İkinci ihbarname son gün. Gözlerim saat ararken ellerim korka korka cüzdanıma gidiyor…
Nefes nefese Beyazıt’taki elektrik idaresindeyim. Yani yeni bir kuyruktayım. Beyazıt Camii’nden ezan sesi geliyor, tam bu sırada ödeme sırası bana geliyor. Tahsildarın yüzüne dik dik bakıyorum. (…) Parayı ödemiyorum. Ağır ağır kuyruktan çıkıyorum. İnsanlar okunan akşam ezanını farketmeyerek (mi) acaba, Çarşıkapı’dan, Kapalıçarşı’dan boşalıyor. Oluk oluk minibüs, otobüs kuyruklarına koşuyorlar. Ellerinde akşam simidi taşıyorlar. Yağmurla yarışıyorlar. Şemsiyesiz insanlar sizi…
Elektrikleri kesecekler. Kessinler. Mum alacağım. Cerrahpaşa’ya yaya yürüyeceğim. Kafamın şimdi münzevî bir köşesine boynu bükük çekilmiş duran -ikindiyi kılmak- fikriyatının peşine -Ya hamiyetsiz olaydım, ya param olsa idi- mısraını ekleyip hastane kapısına dayanacağım. Ziller çalınmış, kapılar kapanmış olsa da Hayriye Teyze’yi göreceğim. Elini öpeceğim.

Mustafa KUTLU, Yokuşa Akan Sular (Kısaltılmıştır.)

METİN VE TÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

Okuduğunuz “İkindiyi Kılmak” adlı hikâyede Mustafa Kutlu şehir insanının koşuşturmayla geçen günlük hayatını yoksulluk ve yoksunluklarını, mekân olarak İstanbul’u seçip sade ve samimi bir üslupla dile getirmiştir.
“İkindiyi Kılmak” “ben merkezli bir hikâye”dir. Toplumsal değerleri kendine özgü bakış açısıyla ele alan Mustafa Kutlu, dinî duyarlılığın ve yerelliğin bir yansıması olarak bu hikâyesinde moderniz- min getirdiği toplumsal değişimi ve bu değişim karşısındaki bireyin kendisiyle yüzleşmesini anlatır.

Servetifünun ve Millî Edebiyat dönemlerinde ağırlığını hissettirmeye başlayan hikâye türü, Cumhuriyet Dönemi’nde toplumdaki kültürel değişimler ve yaşanan olaylardaki çeşitlenmelerden etkilenir. Bu dönemde hikâye türünde farklı tema ve yönelişler görülür. Hikâye türünün hem teknik hem de içerik yönünden olgun örnekleri verilir.

1960’lı yıllara gelindiğinde Türk hikâyeciliğinde önemli gelişmeler görülür: Hikâye türünde eser veren sanatçı sayısının artmasıyla farklı eğilimleri yansıtan hikâyeler yazılmaya başlanır. Bu, hikâyelerde temanın çeşitlenmesini sağlar. Toplumcu gerçekçi anlayışla işçi, köylü, kasabalı insanların sorunları, Almanya’ya giden işçilerin yaşadıkları anlatılır. Cevat Şakir Kabaağaçlı, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Samim Kocagöz bu dönem hikâye yazarlarımızdandır. Ahmet Hamdi Tanpınar ve Tarık Buğra bireyin iç dünyasını esas alan hikâyeler yazarlar. Bu dönemde varoluşçuluk akımının etkisiyle toplu-

Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Melis Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 39 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.