

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 237

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 237 Melis Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 237
DİL BİLGİSİ
Soru: 1) Hikâye, roman bize insanoğlunu anlatır. (…) Bir insanın türlü tutkular etkisindeki durumunu, tepkilerini en iyi belirten de aşk değil midir? Kahramanların aşkı, korkakların aşkı, pintilerin aşkı… Aşk bizim, o tutkular elindeki insanları daha iyi anlamamıza hizmet eder. Eskilerin bütün romanlarının, tiyatro eserlerinin hep aşk konusu çevresinde geçmesi elbette bunun içindir. Harpagon bir hasistir, hasisliği en çok aşkı arasında belli olur. Julien Sorel gözleri yukarıda bir delikanlıdır, bu tutkusu aşk içinde daha iyi gözükür. Bu parçada vurgulanmak istenen ana düşünceyi belirleyiniz.
- Cevap: Bu parçada vurgulanan ana düşünce, aşkın insanın çeşitli tutkularını en iyi şekilde ortaya koyan bir duygu olduğu ve edebiyatta aşk teması aracılığıyla karakterlerin daha iyi anlaşılabileceğidir.
Soru: 2) Sevmiyen, âşık olmıyan insanın bir yanı eksiktir, onun için ona ilgilenemeyiz. Şairlerimiz gibi hikâyecilerimiz, romancılarımız da bunu düşünmelidirler. Bize toplumun durumunu mu söylemek istiyorlar? birtakım insanların sevinçlerini, üzüntülerini mi göstermek istiyorlar? bunları bir aşk hikâyesi arasında göstersinler. Aşk, yazılarının başlıca konusu olsun demiyorum, ama yazılarında onu büsbütün unutmasınlar, yoksa yarattıkları insanların gerçekten yaşadıklarına bizi inandıramıyorlar. Metin aslına uygun olarak alınmıştır. Parçadaki imla ve noktalamada görülen farklı kullanımlar yazarın tercihi ya da döneminin özelliğidir. Bunları belirleyiniz.
- Cevap:
İmla ve noktalamada görülen farklılıklar
- “Sevmiyen, olmıyan” kelimeleri sevmeyen, olmayan şeklinde yazılır.
- Metinde soru işaretinden sonra küçük harfle başlanmıştır. Bu harfler büyük olmalıdır.
- “…demiyorum, ama yazılarında…” ifadesinde ama bağlacından önce herhangi bir noktalama işareti gelmemelidir.
Soru: 3) Hangi çağ kendi şairlerinin değerini bilmiş, beğenmiş onları?Naci Efendi: “Erbâb-ı teşâur çoğalıp şair azaldı — Yok, öyle değil, şairin ancak adı kaldı” diye yakınır. Hiç şüphesiz 16. yüzyıl okur-yazarları da dağlar gibi Baki’yi görmez, ondan önceki şairleri arayıp dururlardı. Metin aslına uygun olarak alınmıştır. Parçadaki noktalama yanlışlarını belirleyiniz.
- Cevap: “Erbâb-ı teşâur çoğalıp şair azaldı — Yok, öyle değil, şairin ancak adı kaldı” bölümü “Erbâbıteşâur çoğalıp şair azaldı / Yok, öyle değil; şairin ancak adı kaldı.” şeklinde yazılmalıdır.
SIRA SİZDE
Soru: 1) Montaigne’in “Güzel Bir Konuşma Nasıl Olmalıdır” adlı denemesi ile Nurullah Ataç’ın “Aşk Şiiri İsteriz” adlı denemesini konu, dil ve anlatım yönlerinden karşılaştırıp benzerlik ve farklılıkları belirleyiniz.
- Cevap: Montaigne’in “Güzel Bir Konuşma Nasıl Olmalıdır” ve Nurullah Ataç’ın “Aşk Şiiri İsteriz” denemelerinde insani ve toplumsal konulara içten bir yaklaşımla değinilir. Her iki metin de sade bir dille okuyucuyla doğrudan iletişim kurmaya çalışır. Montaigne, konuşma sanatına odaklanırken Nurullah Ataç edebiyatta aşk şiirinin eksikliğini ele alır. Montaigne daha sakin bir anlatım kullanırken Ataç ise coşkulu ve eleştirel bir üslup tercih eder. Her iki yazar da deneme türünün samimi üslubuyla okuyucuya seslenirken konulara yaklaşımları ve eleştirel bakışları açısından farklılık gösterir.
12. Sınıf Melis Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 237 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum