

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 234

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 234 Melis Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 234
söyliyeyim? bir eksiklik duyuyorum. Aşk şiiri yazmıyorlar. Destanlar düzüyorlar, yurdun köşesini bucağını anlatıyorlar, kimi de dertlerimizi deşiyor, yoksulların çektiklerini söylüyor. Şairin toplumda bir ödevi varmış, yurttaşları uyandırması, onlara doğruyu öğretmesi gerekmiş. İyi, karışmıyorum bu işe, gönülleri neyi dilerse ondan açsınlar, vezinli kafiyeli, yahut vezinsiz kafiyesiz şiirlerle dünyayı düzelteceklerini sansınlar, kendilerini avuturlar, bu arada (…) “Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş…” Hepsi iyi, iyi ya, ne olur? biraz da aşktan, sevdadan açsınlar.
Bilirim büğünkü günde aşk şiiri yazmanın kolay olmadığını.
Bir konu ki yüzyıllar boyunca işlenmiş, Batılılar onu söylemiş, Doğulular onu söylemiş, hangi bahçeye bir bülbül gelmişse onu söylemiş. Günümüzün şairleri ise ciddi insanlar… Biraz da bıraksınlar o ciddiliği, biraz da uysunlar eskilere, bizi aşk şiirlerinden büsbütün yoksun komasınlar. Kendileri için iyi olmuyor. Biz ne de olsa aşkı duyuyoruz, âşık oluyoruz… Kendim için söylemiyorum, ben o yaşı çoktan geçirdim. Ama günümüzün de delikanlıları var, onlar seviyorlar, yanıyorlar, bu duygularını söyliyen şiirler arıyorlar. Bulamayınca boyunları bükülüyor. Eskilere dönüyorlar diyecektim, yazık ki onları da anlamıyorlar. Son on beş yirmi yıl içinde en çok satılan şiir kitabı hangisidir bilir misiniz? Sadettin Nüzhet Ergun’un topladığı Karacaoğlan koşmaları. Onları okuyanlar yalnız halk edebiyatı meraklıları mı? Elbette değil, o kadar halk edebiyatı meraklısı olur mu? Bence o şiirleri daha çok gençler, aşkı yeni tadan delikanlılar okuyor, gönüllerini saran duygunun yankılarını buluyorlar o şiirlerde.
(…)
Yalnız şairler değil, hikâyeciler de aşk konusundan çekiniyorlar. Bayağı oluyormuş, okuyanların duygularını okşuyormuş da öyle beğeniliyormuş, daha birtakım lâkırdılar. Hikâye, roman bize insanoğlunu anlatır. (…) Bir insanın türlü tutkular etkisindeki durumunu, tepkilerini en iyi belirten de aşk değil midir? Kahramanların aşkı, korkakların aşkı, pintilerin aşkı… Aşk bizim, o tutkular elindeki insanları daha iyi anlamamıza hizmet eder. Eskilerin bütün romanlarının, tiyatro eserlerinin hep aşk konusu çevresinde geçmesi elbette bunun içindir. Harpagon bir hasistir, hasisliği en çok aşkı arasında belli olur. Julien Sorel gözleri yukarıda bir delikanlıdır, bu tutkusu aşk içinde daha iyi gözükür.
Bir de şu var: aşk her insanda bulunan bir duygudur, demek ki bizim başkalarını anlamamıza hizmet eder, herhangi gerçek bir insanın, yahut bir roman, tiyatro kişisinin âşık olduğunu öğrenince ona daha çok ilgileniriz, öteki tutkularını da daha iyi sezer, daha iyi anlarız. Sevmiyen, âşık olmıyan insanın bir yanı eksiktir, onun için ona ilgilenemeyiz. Şairlerimiz gibi hikâyecilerimiz, romancılarımız da bunu düşünmelidirler. Bize toplumun durumunu mu söylemek istiyorlar? birtakım insanların sevinçlerini, üzüntülerini mi göstermek istiyorlar? bunları bir aşk hikâyesi arasında göstersinler. Aşk, yazılarının başlıca konusu olsun demiyorum, ama yazılarında onu büsbütün unutmasınlar, (…)
Nurullah ATAÇ, Sözden Söze (Kısaltılmıştır.)
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
12. Sınıf Melis Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 234 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum