Evvel Cevap
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 178
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Melis Yayınları
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 178

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 178 Melis Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 178

Gülsarı doğuştan eşkingidişliydi. Nam salmış eşkingidişi ile birçok iyi, birçok da acı günler yaşatmıştı. Vaktiyle onu arabaya koşmak kimsenin aklına gelmezdi. Acı ve kötü bir şaka sayılırdı böyle bir şey. Lakin bahtsızlık gelip çökünce de, zavallı at, artık gemli ağzıyla su içmek zorunda kalmıştı.
Bütün bunlar bir zamandı, hepsi de gelmiş geçmiş, çok gerilerde kalmıştı. Şimdi de artık Eşkin- gidişli, son güçlerini harcayarak yarışın sonuna yaklaşıyordu. Hiçbir zaman böylesine yavaş ve ağır, hedefine doğru sürüklenmemiş, sonu ona böylesine yakın görünmemişti.
Tekerlekler harap yol üzerinde tangırdıyordu.
(…)
Eşkingidişli olduğu yerde durakalmıştı. Şimdi bir yanından ötekine sallanıyordu. Gözleri yanıp acıyordu. Kafasında da dinmek bilmeyen bir uğultu vardı. Tanabay dizginleri öne doğru fırlattı, kazık gibi kasılmış olarak arabadan kayıp indi, tutulmuş bacaklarını açıp gerdi, hüzünlü bakışlarla ata doğru yürüdü.
— Vay hele, ne oluyor sana, nen varmış senin hele?
(…)
— Seni o kadar da zorlamadım, canım hele!
Diye homurdandı Tanabay ve telaşlandı. Karın kolanını çekip gevşetti, hamutun sırımlarını yokladı, atın başlığını çıkardı. Ağzındaki gem sıcak ve yapışkan bir köpükle kaplıydı. Kürklü kaputunun yeni ile Eşkingidişli’nin ağzını ve boynunu sildi, temizledi. Sonra da arabadan ot getirmeye koştu. Bir kucak dolusu kavrayıp getirdi ve atın ayakları dibine döktü. Ama Gülsarı, ota bir kez bile dokunmadı, soğuktan titreyerek sallanıyordu.
(…)
— Beyhude yere yola çıktım, vay vay…
Diye düşündü Tanabay yeniden. Her zaman başının derdi olan şu acelecilik huyundan dolayı kendini yeniden azarladı. Kendini oğlunun evinden apar topar hareket etmeye zorlayan her şeye ve hatta kendisine bile içerliyor, kızıyordu. Geceyi orada geçirmek ve atına da dinlenme fırsatı vermek, tabii en hayırlısıydı. Ve de kendisi durup dururken neler etmiş, başına ne işler açmıştı, bak hele!
Tanabay elini şöyle bir salladı.
— Hayır, ne olursa olsun, elbette orada kalamazdım. O zaman da yayan mı gidecektim yani!
Kendini mazur göstermeye, haklı çıkarmaya çalışıyordu. Kocasının babasıyla böylesine konuşmak nasıl olur da mümkün olurdu? Göründüğüm gibi sâde, kendi hâlinde bir adamım; ama ne de olsa babayım ben. Böyle bir şey duyulmuş, işitilmiş mi canım? (…)
(…)
Gülsarı hiçbir şeye aldırmadan, iki büklüm olmuş, bacakları da âdeta birbirine dolanıp karışmış, sanki orada donmuş kalmış gibi görünüyor, koşumlarının içinde, olduğu yerde, hâlâ hareketsiz duruyordu.
— Nen var, senin, haa?
Tanabay ona doğru koştu ve atın hafif, uzayıp giden inlemesini duydu.
— Yoksa uykuya mı daldın, nedir? Rahatsız mısın, ihtiyar? Kötüledin mi yoksa, ha?
Telaş içinde, Eşkingidişli’nin soğuk kulaklarını yokladı, elini yelesinin altına sürdü. Orası da soğuk…

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

12. Sınıf Melis Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 178 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum