Evvel Cevap
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 177
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Melis Yayınları
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 177

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 177 Melis Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Melis Yayınları Sayfa 177

Tanabay’a yardımcı olarak verilen fakat işi bırakıp kaçan gençlerden biri yargılanır. O işte Tanabay’ın kusurlu olmadığı ortaya çıkar. Tanabay partiye davet edilir. Tanabay yorgun ve kırgındır. Biraz düşünmek için süre ister.
Tanabay Gülsarı’yı birkaç kez değişik yerlerde görür. Her gördüğünde Gülsarı daha yaşlı ve daha yorgundur. Artık hızlı koşamadığı için at arabasına koşulmaktadır. Tanabay bu duruma çok üzülür.
Yaşlı Gülsarı, Tanabay’a tekrar verilir. Tanabay Gülsarı’yı arabaya koşar, oğlu ile gelinini görmeye gider. Gelinine kızan Tanabay, Gülsarı’yla hemen oradan ayrılır. Bu, onların son yolculuğudur. Tanabay can çekişen atın başucunda geçmişi düşünür. Partiye dönmeye karar verir. Gülsarı ölür.
Aşağıdaki bölüm kitabın ilk bölümünden alınmıştır.
I
Yaşlı bir adam, eski ve harap bir köylü arabasını sürüyordu. Arabaya koşulmuş kula rengindeki Eşkingidişli Gülsarı da yaşlı bir attı, hem de çok yaşlı…
Ovadan uzanıp gelen yol, yorucu bir tükenmezlikle yaylaya doğru yöneliyordu. Rüzgâr, boz renkli, çıplak tepelerin arasında, kışları, durup dinlenmeden karları savurur dolandırırdı. Yazları ise sıcak, sanki bir cehennemdeymiş gibi omuzlara çökerdi.
(…)
Bütün bunlar çok gerilerde kalmıştı artık.
(…)
Eski şosenin üzerinde tekerlekler tangırdıyordu. Önünde stepler uzanıp genişliyor, kanalın arkasında da bir başka geniş yol, gerideki tepelere doğru gidiyordu.
Atının artık iyice arıyıp karıdığını, güçten kuvvetten düştüğünü uzun süredir görüp duruyordu. Lakin ağır düşüncelere kendini kaptırıp gittikçe, artık bu durum kendisini pek fazla rahatsız da etmiyordu. Bir bir ardına yolda duraklarsa, bunda ne gibi özel bir durum vardı? Vaktiyle ne kadar başka şeyler olmuştu bu yollarda. Kula at beni elbette eninde sonunda oraya götürecektir… Şu ihtiyar Eşkingidişli Gülsarı’nın -görülmemiş şekilde açık sarı renginden dolayı ona böyle demişlerdi- hayatında son kez bu Aleksandrovka yokuşunu tırmandığını ve son kilometrelerini aşmakta olduğunu nereden bilsindi! Atın kendini ne kadar bitkin hissettiğini, yerlerin bulanık bakışlarında renkli halkalar hâlinde nasıl dönüp durduğunu, bir yandan öteki yana nasıl da yalpaladığını, gökyüzüne bazen bu, bazen de öteki gözü ile niçin baktığını nereden bilebilirdi? Bu arada yol, Gülsarı’ya, ansızın karanlık bir hiçliğe doğru gidermiş gibi göründü. Öyle ki, bu yolun içinden başka atlar yüzermiş gibi geliyorlar, yolun gittiği yere doğru geçip gidiyorlardı. Dağların bulunması gereken yerde de kızılımsı bir bulut ya da duman gibi bir şeyler vardı.
(…)
Yaşlı at kendi gücünü aşan bir çabayla sürükleniyordu. İhtiyar Tanabay, bu kart beygiri durmadan teşvik ediyor, dizginleri zaman zaman çekiyor, düşüncelere dalmış gidiyordu. Eski anılar da bir türlü peşini bırakmıyordu.
Arabanın tekerleri harap şose üzerinde tıngırdıyordu. Gülsarı da hâlâ o alışılmış eşkin yürüyüşünü tutturmuş, durmadan gidiyordu. İlk kez güvensiz titrek bacaklarıyla ayağa kalktığı ve çayırda anasının -sık yeleli iri bir kısraktı- peşinden yürüdüğü günden beri asla bırakmadığı hep o aynı özel tempo ve açık adımlarla yürüyordu.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

12. Sınıf Melis Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 177 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum