Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 195

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 195 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 195

EPKEM: Ne demiş Sebâti: “Tok olan cümle cihanı tok sanır. Aç olan âlemde ekmek yok sanır.” Ben dalıyorum hanımlar beyler.
(Pastaya saldırır.)
JALE: (Elleriyle ağzının iki kenarını tutarak ho ho ho diye güler.) Ay çok hoş.
ANLATAN: Bu da aile dostlarından Jale Hanım. Neden mi böyle gülüyor? Ağzının kenarları buruşmasın diye.
HİDAYET: Ne oldu? Bir espri yaptı galiba. Ben yine kaçırdım.
ANLATAN: Jale Hanım’ın eşi Hidayet Bey. İntikal yeteneği biraz kıt bir zat. Esprileri hep arkasından kovalar. Eş dost sayesinde hep tuzu kuru yaşamış. Bir bankada yönetim kurulu üyesi. Hidayet Bey lafa çokluk karışmaz. Bazen de laf kıtlığında asmalar budayayım kabilinden diline pelesenk ettiği bir kalıbı tekrarlar. Mecliste çiçeği burnunda, Amerika’dan gelmiş bir çift de var. Erol Evren, Amerika’nın ünlü bir şirketinde araştırma uzmanı ve ikinci müdür. (Erol selam verir.) Eşi Aygen Evren’le kolejde tanışıp evlenmişler. Aygen Erol’un sağ kolu, sol kolu, bir çeşit public relation şefi gibidir. (Aygen, “Hello” diye selam verir.) Yirmi beş yıldır Türkiye’ye hiç uğramadıkları için Türkçelerini hayli unutmuşlar. Bağışlayın. İkisi de şimdi her şeyi yabancı gözü ile gözlemliyorlar.
EROL: (Amerikan vurgusu ile) I’m sorry, şu siyah meyveyi çok severim.
AYGEN: Zeytin darling.
EROL: I see. Bir tane daha alabilir miyim? Isn’t it wonderful Aygen?
(Kapı çalınır. Paşa gelir.)
ANLATAN: Bu gelen emekli paşamızdır. İki numarada oturur. Otoritesinden ve organizasyon yeteneklerinden ötürü apartman yöneticiliği oybirliği ile uhdesine verilmiştir. Paşa askeri hayatında olduğu gibi özel yaşamında da her şeyin çözümünü üç heceli bir formüle indirgemiştir.
PAŞA: Di-sip-lin.
BEYHAN: Nerde kaldınız paşam? Pastamı kesmek için sizi bekliyorum.
PAŞA: (Ciddi) Tam dokuzda dememiş miydiniz? (Duvar saati dokuzu vurur.)
ÖMER: (Saatine bakar.) Hayret. Paşam, bir çalar saat kadar dakiksiniz.
HİDAYET: Nerede eski çalar saatler!
EPKEM: Ziya Paşa’nın çalar saat için güzel bir teşbihi vardır: “Sanma ki saat çalar. Bil başına tokmak vurur.”
PAŞA: Çok doğru. Siz zamana hükmedemezseniz, zaman sizi hükmüne alır.
SUZAN: Paşam disiplininize gıpta ediyorum.
EROL: “Time is money” diyor buna Anglosaksonlar.
CEMİL: Ben o kanaatte değilim. Para yeniden kazanılır ama zaman geri kazanılamaz.
EROL: (Aygen’e) What did he say?
AYGEN: You can buy money, but not that time.
EROL: (Ciddi ciddi düşünür.) It’s true.
(…)
SEVİM: Demek yirmi yıldır Amerika’dasınız?
SUZAN: Vallahi size gıpta ediyorum.
P. İSMET: Bu kadar yıllardan sonra Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?
EROL: Dışardan bir -nasıl derler- “observer” olarak…

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 195 Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!