
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 171


“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 171 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 171
Sıkılmış çamaşırları bükülmüş halatlar gibi masanın üstüne koydu. “Gideceğimiz yer buradan iki bin mil uzaktaymış diyorlar. Sen ne kadar uzaktır dersin, Tom? Ben, bir harita gördüm; kartpostal üstüne çizilmiş dağlar gibi; biz onların arasından geçecekmişiz. Ta oralara gitmek ne kadar sürer dersin, Tom?”
“Bilmem ki? Kim bilir belki iki hafta sürer. Talihimiz varsa on günde de varırız. Bana bak ana, sen böyle kendini üzüp durma. Bak sana üzüntü üzerine bir söz söyleyeceğim: Yola çıkacağın zaman, hiçbir şey düşünme. Sonra aklını kaçırırsın. Bugün, bugünü; yarın, yarını düşün… Sen benim dediğimi yap. Eski adamlar böyle yaparlardı. Yolun ne kadar süreceğini düşünen kimse kafasını boş yere yormuş olur. Bunu toy delikanlılar yapar. Oysa bu, yakışmaz sana. Sen yarını düşünmemelisin.”
“İyi bir şey doğrusu söylediğin,” dedi ana. Leğene sobanın üstünden sıcak su koydu, içine kirli çamaşırları attı ve çamaşırları sabunlu suyun dibinde yumruklamaya başladı. “Evet, iyi bir şey doğrusu. Ama, Kaliforniya’da geçireceğimiz günleri düşünmek benim hoşuma gidiyor. Soğuk hiç olmazmış. Her yan meyve içindeymiş; insanlar hep güzel yerlerde otururlarmış, portakal, ağaçları arasında küçük, beyaz evler varmış. Diyorum ki; yani hepimiz iş bulur da çalışırsak, o küçük evlerden bir tane biz de alabiliriz. Çocuklar bahçeye çıkıp ağaçlardan portakal toplarlar. Yaramazlar, yine rahat durmazlar, kavga ederler ya.”
Tom, anasının çalışmasını seyrediyor, gözlerinin içi gülüyordu. “İnsanın rahatlaması için bunları düşünmesi yeter. Kaliforniya’dan gelen biriyle konuştum. Oralarını hiç de senin anlattığın gibi anlatmıyor. Söylediklerini işitseydin, adamın başka bir yerden geldiğini sanırdın. Orada iş arayan insan çokmuş. Meyve toplayanlar pis kamplarda yaşıyorlar, zar zor yiyecek bulabiliyorlarmış. Gündelikler de azmış, para almak da kolay değilmiş.”
Ana şaşaladı. “Amma da yaptın ha! Babanda sarı ilan kâğıdı var. Adam lazım olduğunu yazıyor orada. Yapılacak çok iş olmasa, ne diye bu ilanları basıp dağıtmaya kalksınlar? Ne diye yalan söylesinler? Yalan söylemek için para harcanır mı?”
Tom, başını salladı. “Bilmiyorum ana. Bu işe akıl erdirmek güç. Belki de.” Kızıl topraklar üzerinde parlayan güneşe baktı.
Joad ailesi, zengin Kaliforniya’ya gitmek için eski bir otomobille yola çıkar. Kaliforniya’ya varınca buradaki yaşamın hiç de umdukları ve hayal ettikleri gibi olmadığını görürler; aç kalırlar ve ağır koşullar altında türlü zorluklar yaşarlar. Sonunda çok düşük bir ücret karşılığında çiftliklerde iş bulurlar. Mevsimlere göre bir eyaletten bir eyalete sürüklenen, hayatları çok zor ve çetin olan Joad ailesi yaşadıkları tüm güçlüklere rağmen mücadeleden vazgeçmez. Roman açlıktan ölmek üzere olan bir ihtiyarın yaşama isteğinin etkileyici biçimde betimlendiği bir bölümle sona erer.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
12. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 171 Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.