Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 154

“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 154 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 154

Trakya Ovası, gittikçe yükselen güneşin altında dingin; ara ara çiçekleri dökülmüş günebakanlar, nerdeyse biçilmeye hazır ekinler, başları püskül vermiş mısırlarıyla, bağrını delip geçen karayolu üstündeki akışı seyrediyor.
Ah Kezban, ah. Ne diye sanki, bekleyip sabır etmeden hadi bakalım abinin ardından Ankara’ya?.. Şimci, bin dereden su getireceğiz de köyde, ağız arayacağız. Reva mı? Ne vardı oturup durmadın köyümüzde? A, gelirim elbet Ankara’ya! Niye, gelmeyecekmişim? Ankara bi senin malın mı? Ballıhisar’da bakanım, edenim mi kaldı a Bayram? Sen mi sahap çıktın yoksam bana? İyi, ben sahip çıkmayacağım da, Beyşehir’in balıkçısı mı sahip çıkacak? Hadi be! Ne balıkçısıymış? Başkentin göbeğinde balıkçı mı olurmuş? İçim hep, yalandır, düzendir, diyor. Bekledi bekledi de tam döneceğim zamanı mı buldu? Onu söyler, onu bilirim: Beni kışkırtmak için bu haber… Elimi çabuk tutuym diye…
Şimdi Kezban’ın içine doğmuş olsa. Doğar onun içine, bilirim. Şimdi, koyup Ankara’yı, Ballıhisar’a koşmuş olsa. Abisinin İstiklalbağı ile Ballıhisar arasında iki dönümlük bir yeri vardı. Bunlar, şimdi mevsim yaz değil mi, biraz bulgur etmek, biraz tarhana karmak için Ballıhisar’a gelmiş olsalar mesela deyim. Mesela, Kezban da ardıcın altında duruyor olsa. Uzaktan benim Balkız’ı tozutarak geldiğimi gö- rüverse… İçinde ben olacağım mümkünü yok aklına düşmez ilkin. Daha iyi ya. Önden kestirememesi daha iyi. Ben ardıcın yanından geçerken. Üle beee… Ne olur kimbilir? Ne olurum kimbilir? İlkin biz ikimiz karşılaşmışız mesela. Mesela biz öyle, ardıcın altında bakışakalmışız.
Dur oğlum, kendine gel. Toparlan bakalım. Biz Ballıhisar’a gireceğiz. Kezban balıkçıya gitmemiş olacak. Tam saatinde gelip ardıcın altında duracak. Bizi herkesten önce o tanıyacak. Herkesten önce onun gözleri gözlerimize değecek. Kezban da, aynı eskisi gibi kara kirpikli çakır gözlerini yüreğimizin köküne daldırıverecek. Nerde gördün sen böyle herbir şeyin üstüste denk düştüğünü?
Köye girmeden önce bir çeşmenin kenarında durup kıyafetlerini değiştiren Bayram, burada genç bir çobanla konuşur. Çocuk kendisinin kim olduğunu bilmese de ona Bayram’ın Almanya’ya giderken başkalarının hayatını altüst ettiğini, amcasının öldüğünü, Kezban’ın evlendiğini, köyde kazı çalışmalarının başladığını söyler. İbrahim’in Bayram tarafından kandırıldıktan sonra köyde bu durumu herkese duyurduğunu anlatır. Köyde onu seven ve bekleyen hiç kimse yoktur. Hurdaya dönmüş aracıyla bir dört yol ağzında kendini ispatlayamamış olmanın ezikliği içinde nereye gideceğini bilemez durumda kalır. Yolculuk sırasında kurduğu bütün hayalleri yıkılan Bayram, köyde de amacına ulaşamayacağını böylece anlamış olur. Hüzünlü çocukluk hatıraları eşliğinde ve yıpranmış otomobiliyle Ballıhisar’ı turlar.
Aşağıda Bayram’ın Ballıhisar’da dolaştığı bölümü okuyacaksınız.
Batan günden artakalan son kıvılcımlar söndü.
Köyün üstüne külünü serpti akşam.
Geniş bir ahırla bir depo arasında duran iki traktör, bir biçerdöver bütün bu külrengini örtüp iyice belirginleşti. Bayram’ın gözüne daldı. Şimdi artık, bunların dışında hemen hiçbir şey seçilemiyor aşağıda. Artık “MÜZE” yazısı bile okunamıyor.
Bayram, derin sessizlikten ürküyor. Kravatını gevşetiyor. Teybin düğmesine basıyor. Hemen “Fikrimin ince gülü / Kalbimin şen bülbülü.” diye başlayacağını umuyor bir kadın sesinin. Bu sesin, kendisini üç yüz metre daha ileri gitmekten alakoyan çekingenliğinden, caymışlığından sıyıracağını umuyor. Ama teypte şarkı yerine uzun bir cızırtı duyuluyor. Ağır ağır sönmekte olan ses, bir ara “O gün ki gördüm seni / Yaktın.” deyip temelli susuyor. Teypte yine uzun bir cızırtı. Bayram, boncuk boncuk terleyerek teybin cilalı kapağını yumrukluyor. Düğmesini kurcalıyor. Bir ara, iyimser bir delikanlı sesi “Yarınlar bizim!” diye bağırır gibi oluyor. Sonra bir cızırtı.
Ne teyp, ne radyo çalışıyor. Bayram, onları çalıştırmak için derin bir istek duymadığını anlıyor. Cızırtıyı dinleyip kalıyor. Terliyor. Durmadan terliyor Bayram.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 154 Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!