

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 98

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 98 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 98
Ayıp: Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak.
— Ne doğru söyledi! Öp oğlum amcanın elini…
— Unuttun öyle mi? Bayramda komşunun gelini: “Haşan, dayım yatı mekteplerinde zabittir;
Senin de zihnin açık… Söylemiş olaydık bir… Koyardı mektebe… Dur söyleyim” demişti hani? Okutma sen de hamal yap bu yaşta şimdi beni!
Söz anladım ki uzun, hem de pek uzun sürecek; Benimse vardı o gün birçok işlerim görecek; Bıraktım onları, saptım yokuşlu bir yoldan,
Ne oldu şimdi aceb, kim bilir, zavallı Haşan?
Bizim çocuk yaramaz, evde dinlenip durmaz; Geçende Fâtih’e çıktık ikindi üstü biraz. Kömürcüler kapısından girince biz, develer Kızın merâkını celbetti, daimâ da eder:
O yamrı yumru beden, upuzun boyun, o bacak, O arkasındaki püskül ki kuyruğu olacak! Hakîkaten görecek şey değil mi ya? Derken, Dönünce arkama, baktım: Beş on adım geriden, Belinde enlice bir şal, başında âbâni,
Bir orta boylu, güler yüzlü pîr-i nurânî;
Yanında koskocaman bir küfeyle bir çocucak, Yavaş yavaş geliyorlar. Fakat tesâdüfe bak: Çocuk, benim o sabah gördüğüm zavallı yetim… Şu var ki, yavrucağın hâli eskisinden elim:
Cılız bacaklarının dizden altı çırçıplak…
Bir ince mintanın altında titriyor, donacak!
Ayakta kundura yok, başta var mı fes? Ne gezer! Düğümlü alnının üstünde sade bir çember.
Nefes değil o soluklar, kesik kesik feryad;
Nazar değil o bakışlar, dümû-i istimdad.
Bu bir ayaklı sefalet ki yalnayak, baş açık;
On üç yaşında buruşmuş cebin-i sâfı, yazık!
O anda mekteb-i rüşdiyyeden taburla çıkan Bir elliden mütecâviz çocuk ki, muntazaman Geçerken eylediler ihtiyarı vakfe-guzin… Hasan’la karşılaşırken bu sahne oldu hazîn; Evet, bu yavruların hepsi, pür sürûd-i şebâb, Eder dururdu birer âşiyân-ı nûra şitâb.
Birazdan oynayacak hepsi bunların, ne iyi!
Fakat Haşan, babasından kalan o pis küfeyi,
-Ki ezmek istedi görmekle reh-guzârında İlel’ebed çekecek düş-i ıztırarında!
O, yük değil, kaderin bir cezası ma’sûma… Yazık, günâhı nedir, bilmeyen şu mahkûma!
Vezin: Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün
Mehmet Âkif Ersoy, Safahat (Hazırlayan: Nebil Fazıl Alsan) (Metnin orijinal yazım ve noktalamasına uyulmuştur.)
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 98 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum