

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 73

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 73 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 73
Soru: 10) 1. Metin Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu âdet edinmiş. Her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikâyeyi kim uydurduysa alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlamış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar. Başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama zamanla oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez. 2. Metin Ben biliyorum: Sen, artık odaların bu döşeniş tarzını, hatta bu evi beğenmiyorsun. Uçmayı öğrenmiş bir serçe yavrusu gibi gözün başka dallarda. Senin düşündüğün kim bilir ne cici şeydir. Bizi misafir edeceğin odayı da unutmamışsındır, buna eminim. Bu kadarı da bize… bana yeter. Fakat annen… Bunu sen de seziyor, arada sırada hatta sık sık kardeşlerini nasıl okutacağından, bizim için neler tasavvur ettiğinden bahsediyorsun. Fakat birbirimizden niçin gizleyelim, sen böyle konuşurken sesini titreten şeyde biraz vicdan burkulması ve daha çok çaresizliğin azabı yok mu? Ama sen bunun için üzülme, senin elinden ne gelir; hayat böyle işte, yapamazsın ki… Aşağıdakilerden hangisi verilen metinlerin ortak bir özelliğidir?
A) Olay çevresinde gelişen edebî metin olma
B) Okuru bir olay içinde yaşatmayı amaçlama
C) Okura izlenim kazandırma
D) Tek bir anlatıcıya dayalı olma
E) Öğretici metin türü olma
- Cevap: D
Soru: 11) Başımı arabanın perdeleri arasından dışarıya uzatıyorum, arabacı yirmi otuz metre ötede bizim gittiğimiz istikamette yürüyen birine doğru bağırıyor. Yürüyen durdu. Bu, sekiz on yaşlarında tahmin olunabilen cılız bir oğlan çocuğu; kendisinden iki kat daha ağır bir çuval yüklenmiş, eline de pabuçlarını almış, bize doğru yaklaştı. Arabacı sordu:
“Ülen, şehir yolu nerede biliyor musun?”
Çocuk, ince cılız ellerinden birini, boşta duran elini, karşıki yamaçlardan birine doğru uzattı: “Deha, yol orada ağarıp batıyor.” dedi ve sonra ilave etti: “Ben de şehre gidiyorum.”
Küçük çocuğun yüzü çok sevimli idi, üstü başı da oldukça temiz görünüyordu.
“Yol ağarıp batıyor!” tarzında söylenişi pek hoşuma gitti, dedim ki:
“Öyle ise bin arabaya, beraber gidelim.”
Çocuk bir tereddüt dakikası geçirdi, sözüme inanmıyor gibi yüzüme baktı, çuvalını yere bıraktı, teklifimi tekrar ettim: “Haydi!” dedim “O çuvalı arabacının yanına koy, sen de çık!”
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun On Dört Yaşında Bir Adam adlı hikâyesinden alınan bu parçadan aşağıdakilerden hangisine örnek verilemez?
A) Halk söyleyişlerine
B) Betimleyici öğelere
C) Öyküleyici anlatım biçimine
D) Diyalog ve anlatma tekniklerine
E) Modernizmin hikâye anlayışı
- Cevap: E
11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 73 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Selin
2024-10-13 16:55:30😅😃😊👍
👍😊😃😅